12 Eylül 2020
Jimin-ah, merhaba.
Umm.. Her şeye rağmen gülümsemeyi bana sen öğrettin.
Zambak ve lotus soldu.
Elbette üzüldüm, çok.
Ama hiç ağlamadım.
Çünkü sen bana bunu öğrettin.
Ben yas tutmam, bilirsin.
Yas tutsaydım en başta sana, yüz kırk dokuz gündür yasta olurdum.
İnsanlar geliyor ve geçiyor istesek de istemesek de.
Bunları duyan küçük yıldızlara diyeceğim iki çift laf var.
Hayatta acımasız olmalısınız, biraz.
Birilerinin ardından ağlamayın, sizi bırakan veya bırakıp gittiğiniz hiçkimseye gözyaşlarınızı feda edecek kadar düşkün olmayın.
İnanın sizden başka neredeyse hiçkimse bu kadar değerli değil.
Hayat devam ediyor, birkaç yıl sonra şu anda hayatınızda olan kimse olmayacak.
Bırakın güzel anılar hafızanızın bir köşesinde yer edinsin ama hiçbirinin canınızı acıtmasına izin vermeyin.
Siz çok değerlisiniz.
Mutlu olun.
Kimde, neyde buluyorsanız anlık da olsa mutluluğu bulun.
Hatalarına kurban gitmiş insanlar adı üstünde gitmişlerdir.
Hataya düşen siz iseniz de bundan ders çıkarın ve devam edin.
Zaman sizi beklemez.
Siz bir savaşçısınız, her türlü zorluğa karşı gelip dimdik durmalı ve perileri dahi size duyduğu hayranlıktan titretmelisiniz.
Canınız, hayatınız, duygularınız çok kıymetli.
Geçmeyecek, bitmeyecek ama hafifleyecek çünkü siz kaldırabilecek kadar gelişeceksiniz. Baş etmeyi öğreneceksiniz.
Sabırlı olun.
Mutlu olun.
Sen nasılsın Ay parçam?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Çok Gür Saçlarını Severdim ✓
Fanfic𝑻𝒂𝒍𝒌𝒊𝒏𝒈 𝒕𝒐 𝒕𝒉𝒆 𝒎𝒐𝒐𝒏 Daha önce hiç, bir kahve içmeyi bu kadar istememiştim Jimin. 'vmin ᴳᵉʳᶜᵉᵏ ᵒˡᵃʸˡᵃʳᵈᵃⁿ ᵉˢᶦⁿˡᵉⁿᶦˡᵐᶦˢᵗᶦʳ