Jeyna: Anne ben çıkıyorum.
(Uzaktan bir ses): Tamam görüşürüz. Kendine dikkat et!
Okula gitmek için her zaman bindiğim otobüs durağına ilerledim. Üniversite okuyorum, Psikoloji bölümü 2. Sınıf öğrencisiyim küçüklüğümden beri insanların içinde ki düşüncelerini öğrenip çözmeye çalışmak beni hep heyecanlandırır. Genelde benim yaşlarımda bir insanın çevresi çok olur. Fakat benim çok kısıtlı ve bu beni üzmüyor. Soğuk bir kişiliğim vardır. Şimdiye kadar hiç sevgilim olmadı, çünkü insanlara güvenim yok. Sevgili anlamı nedir ki sadece seni kısıtlayan ve seni elinde oynatan bir insan ile bir insanın birlikteliği. Düşüncesi bile saçma cidden.
Düşüncelerimin içinde kaybolmuşken otobüs durağı görüş hizama girdi. Uzaktan otobüsün geldiğini görünce hızlı adımlarla ilerlemeye başladım. Durağın önündeki kalabalığı geçip kendimi otobüsün içine attım. Yine her zamanki gibi tıklım tıklım doluydu. Boş bir yer bulup oturdum. Yanımda yaşlı bir teyze oturuyordu aldırış etmedim. Çantamı kucağıma koyup elimi üstüne attım ki yine o izler.. Sebep bulamadığım ama her zaman dışarı çıktığımda oluşan yanık izleri.. Kazağımı çekiştirip yanık izlerini kapattım. Çantamdan cüzdanı alıp gerekli olan parayı uzatırken kazağım geriye doğru sıyrıldı ve yanımda ki oturan teyze yanık izlerini fark etti. Bana yaşlıların o genel ilgisini gösterip *iyi misin kızım etin benzin atmış* diye bir soru sordu.
Bende *iyiyim. Teşekkür ederim* diyerek bakışlarımı camdan dışarı çevirdim. Etin benzin derken neyi kast etmişti ki? Aslında bu son 2-3 aydır tenim beyazlaşmaya başlamıştı. Ama kansızlıktır diye pek önem göstermiyordum. 19 yaşındayım ve yeni yaşıma girmeye 2 ay kalmıştı. Çevremde pek insan olmadığı için doğum günümü evde annem ile ikimiz kutluyorduk. Neden ikimiz diyorum çünkü ben tek çocuğum. Ve babam ben 15 yaşındayken uykusunda ani ve bilinmeyen bir hastalıktan dolayı vefat etti. Doktorlar araştırıyordu ama bir sonuca varılmıyordu. Gerçekten garip.Otobüs okulun önünde durunca indim ve okula doğru yürümeye başladım. Güneşe çıktığım anda birden gözlerim karardı ve cildim sanki ateşteymişim gibi yanmaya başladı. Okulun bir öğrencisi olan sık sık gördüğüm çocuk beni fark etti ve hızlı adımlarla gelip;
(Çocuk): İyimisiniz?
Jeyna: Iı.. evet biraz gözüm karardı..
(Çocuk): Gel şu banka otur biraz istersen.
Jeyna: O-olur..
Bir ağacın altında olan banka geçirip oturduk. Gölgeye geçtiğim anda cildimin yanmasının geçtiğini fark ettim. Noluyor bana? Ne gibi bir vitamin eksikliğim var? Ya da bir hastalığım. Yakın bir zamanda hastaneye gitsem iyi olacak.
(Çocuk): Şimdi daha iyi misin ıı...
Jeyna: İsmim Jeyna. Evet daha iyiyim.. Teşekkür ederim.
(Çocuk): heh Jeyna.. Rica ederim.
Garip bir isimmiş. İlk defa duyuyorum. Ama farklı ve güzel.Jeyna: Teşekkür ederim. Senin nedir?
(Çocuk): Batu.
Jeyna: Hmm güzel
Batu: Hadi kalkalım. Seni sınıfına kadar eşlik edeyim.
Kalktık ve okula doğru ağaçların altından gittik. Gölgede cildim iyi, güneşe çıktığımda ise yanma meydana geliyordu. Bu olay beni iyice rahatsız etmeye başlamıştı.
*okuldan sonra*
Okuldan çıktım ve sahile doğru yürümeye başladım. Saat akşam 8'e yaklaşırken hava da kararmaya başlamıştı. Sahile vardıktan sonra cebimden telefonu alıp bir banka oturdum. Yabancı bir numara aradığını gördüm ve şaşırdım. Benim hiç arkadaşım yok ki? Kim aramıştı ve numaramı nerden bulmuştu? Arasam mı diye tereddüt ederken elim arama tuşuna kaydı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Lanet
VampireNormal Bir Aileye Küçükken Verilen, Safkan Vampir Olan Bir Lanetli Bebek.. Hayatının Yaşının İlerledikçe Zorlaşmasıyla Başlayan Bir Macera Hikayesiyle Karşılaşıyoruz. Genç Kız Bir Vampir Fakat Okulda Başladığı Zamanlarda Herkesten Kaçınan, Fakat Gen...