Ama.. Bu ev... Nasıl olur??
************************************
Bu ev babamındı.. Evlendikten 1 sene sonra satılmış olan babamın bekarlık eviydi.. Ölmeden önce söyledikleri kulaklarımda çınladı...
Kızım bu hayatta en değerli varlığım sadece sen ve annen.. ve..
Tam birşey veya bir kişinin adını söyleyecekken gözlerini hayata yumdu.. Anneme söylediğimde birşey demiyor hep bu sorudan kaçıyordu..
Gece saat 11'e geliyordu arabadan indim ve aslında eskiden çok yakından tanıdığım ama şuanda bir o kadarda yabancı olduğum evin kapısına doğru adımladım. Bu ev 1 katlı küçük ama çok tatlı ve güzeldi. Bahçesi vardı, rengarenk çiçekler, ağaçlar vardı.. Can bey mi yoksa Can mı desem? benden büyük mü yoksa küçük mü? nereden tanıyorum o beni tanıyor mu? diye düşünürken arabadan inip yanıma geldiğini gördüm.
Can: Hadi eve girelim. Eminim ki çok yorulmuşsundur. Biraz dinlen..
Kafamı tamam anlamında sallayıp beraber kapıya doğru ilerledik. Anahtar ile kapıyı açtıktan sonra içerde ki soğuk hava yüz çevremi dondurdu. Soğuktan irkildiğimi anlayan Can;
Can: Birazdan kaloriferleri açarım. İçerisi ısınır üşümezsin. Gel sana odanı göstereyim.
Jeyna: Odamı mı?
Can: Evet. Gel hadi
Odana dediğine göre.. En baştan beri biliyordu buraya geleceğimi. Cidden ne oluyordu gerçekten sıkılmıştım. Birisi bana açıklasın artık yoksa gerçekten delirmek üzereyim. Odaya çıktık ve beni yanlız bıraktı. Çantamı bilgisayar masasının üzerine bırakıp yatağın ucuna oturdum. Odayı incelemeye başladım. 2 kişilik bir yatak tam ortadaydı. Hemen solda gardırop onun yanında da kitaplık vardı. Sağ da ise kapının sağında bilgisayar masası ve onun yanında makyaj aynası vardı. Üstüm kirlenmişti ve değiştirmem gerekiyordu. Ama ne valizim vardı.. Ne de giyeceğim bir kıyafet.. Odadan çıktım ve salona ilerledim Can oturuyordu ve televizyon izleyip birşeyler atıştırıyordu.
Jeyna: Şey.. Can bey birşey söyleyecektim..
Can: Lütfen bana Can de. Evet ne söyleyeceksin. Gel otur
Karşısındaki koltuğa oturdum.
Jeyna: Siz kimsiniz? Annem sizin beni tanıdığınızı söyledi. Ve aslında bende sizi tanıyormuşum. Ama maalesef ben bunu bilmiyorum. Biraz kendinizi tanıtır mısınız?
Can: Jeyna evet aklının karışıklığını tahmin edebiliyorum. Şimdiye kadar hayatınızda yoktum. Aslında sadece senin hayatında yoktum. Ben Can Aslan.. Yani senin kardeşin.
Jeyna: Efendim?
Can: Senin kardeşinim Jeyna. Yani abin.. Ve ben normal bir insan değilim.. değiliz...
Jeyna: Ne diyorsun Can! Anlamıyorum. Ne demek normal insan değiliz bu nedemek? Açık konuşur musun lütfen.
Can: Bizim annemiz Rosa değil Jeyna. Biz 1 yaşındayken bu aileye verilen Safkan Vampirleriz. Yani sen bir safkan vampirsin. 20 yaşına girdiğinde aynı benim gibi bir vampire dönüşeceksin. Küçükken ailemize ve bize yapılan bir büyüden dolayı babamız vefat etti yani benim tam 20. Yaşıma girdiğimde babamız vefat etti. Ve acı şu ki... Sen tam 20 yaşına girdiğinde.. Rosa yani annemiz dediğimiz kadın vefat edecek..
Jeyna: BU SAÇMALIK! BÖYLE BİRŞEY OLMAYACAK CAN ASLAN!! OL-MA-YA-CAK!!
Ben şiddetle ağlarken Can ayağa kalktı ve yanıma gelip oturdu. Beni kendine çekti ve bana sıkıca sarıldı.. Sarıldığı anda sakinleştiğimi hissettim. Sanki bir güç benim sakinleşmemi istiyordu ve bunu yapıyordu..
Ağlamaklı bir ses ile konuşmaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Lanet
VampireNormal Bir Aileye Küçükken Verilen, Safkan Vampir Olan Bir Lanetli Bebek.. Hayatının Yaşının İlerledikçe Zorlaşmasıyla Başlayan Bir Macera Hikayesiyle Karşılaşıyoruz. Genç Kız Bir Vampir Fakat Okulda Başladığı Zamanlarda Herkesten Kaçınan, Fakat Gen...