-3 saat önce-
Almila'nın parti verdiği eve üstümdeki elbiseyi çekiştirerek giriyordum. Mini elbiseler, yüksek topuklular, makyajlar benlik değildi. Daha çok doğal takılmayı seven biriydim ama aynı zamanda en yakın arkadaşımın doğum günü partisinde onu kıramazdım. En azından bir geceliğine dayanabilirdim.
Tanıdık evin kapısından içeri girdiğimde üzerimde birkaç çift göz hissettim. Dikkat çekmeyi hiç sevmeyen birisi olarak bundan rahatsız olmuştum. Evin her tarafı hiç tanımadığım insanlarla kaplıydı. Bir kenarda içki içenler, bir kenarda dans edenler, başka bir kenarda ise sevgilisiyle yiyişenler. Mide bulandırıcı bu görüntüler üzerine bir de kulağımın zarını patlatacak derecede yüksek müzik eklenince yüzümü buruşturdum.
Okuldan birkaç kişinin yanından geçerken Almila'nın üçlü koltuklardan birinde oturduğunu farketmiştim. Turkuaz mini elbisesini siyah topuklu ayakkabılarla kombinlemişti. Neredeyse lacivert denecek kadar koyu mavi gözleri sapsarı saçları ile müthiş bir uyum içerisindeydi ve saçları omuzlarından doğal bir dalga ile beline kadar uzanıyordu. Çoğu erkeği hiçbir şey yapmadan etkileyebileceğine adım gibi emindim.
Fazla oyalandığımı farkederek elimle ona yanıma gelmesini ifade edecek bir işaret yaptım. Almila, elindeki içkilerle bana doğru yaklaşınca gülümsedim.
"Talya şu elbiseni çekiştirmeyi bırak ve keyfine bak." diyerek elinde içkiyi bana uzattı. 19 yaşına giren biri için fazla rahattı. Ailesi iş nedeniyle sürekli şehir dışı veya yurt dışında olduğu için 'Görkemli Almila Yöshan Partileri'ne herkes alışıktı. Bu partiler hep aynıydı. Her seferinde bana zorla şık bir kıyafet giydiriyordu ama daha saat 12'ye gelmeden üstümdekileri çıkarıp pantolon-tişört havalarına geri dönüyordum. Elbiseler kesinlikle bana göre değildi.
"Bu kıyafetleri sırf seni kırmamak için giydiğimi biliyosun," dedim bundan rahatsız olduğumu belirtircesine. "Ayrıca bu gece kendini her zamanki gibi kaybetmemeni umuyorum."
Bunu bekaretini 16. yaş doğum gününde kaybetmiş birine söylüyordum.
Beni fazla takmış gibi durmuyordu çünkü öyle olacağını kendisi dahil buradaki herkes biliyordu.
"Çok güzel karşıladın ya, doğum günü çocuğunu" dedi alay edermişçesine. Evet, ilk önce doğum gününü kutlamam gerekirken bunları söylediğim için pişman olmuştum.
Ama o bir çocuk değildi. O kesinlikle bir 'doğum günü çocuğu' değildi.Bunu umursamayarak "Doğum günü kutlu olsun," dedim ve en sıkı şekilde Almila'ya sarıldım.
"İyi ki varsın," Gülümsedim. "Sen de öyle."
Kollarımı kendime doğru geri çekerken Almila'nın bir şeyler söylediğini farkettim.
"Bak Talya sana bir şey söyliycem ama aramızda," dedi sanki bir sır saklıyormuş gibi söylemişti bunu. Ama ben yüksek müzikten dolayı algılamakta zorluk çekiyordum. "Bugün partime çok özel biri gelicek internette tanıştık ama çocuğu görsen çok yakışıklı. Yani o ve ben.. Anlarsın ya..." Almila konuşmaya devam ederken gözüme biri takılmıştı. Odanın köşesinde bereyle duran bir çocuk. Kimseyle konuşmuyor, içmiyor, sadece duruyordu.
Almila'yı bir süre dinledikten sonra o çocuğun yanına gidecektim. Ama ondan önce lavaboya gitmem gerekiyordu. Nasıl göründüğüm hakkında hiçbir fikrim yoktu. Büyük ihtimalle felaket derecede çirkin görünüyordum.
Merdivenlerden yukarı çıkarken lavabonun tam karşısındaki odadan gelen sesleri duyduğumda cidden midem bulanmıştı. Bunu düşünmemeye çalışarak lavaboya girdim ve hemen aynaya baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİS
Teen FictionMavi-gri karışımı gözleri susmama yetmişti. "Zamanı gelince hepsine yanıt alacaksın." Kim olduğunu bilmediğim halde kendimi ona teslim etmeye başlamıştım. O bedenimi istiyordu ve bende karşı çıkmayacaktım. İlkim olacaktı. Ona ait olacaktım.