Multimedya: Pars
***"Dur yapma!" Yerde Aras'a hala yumruklar saçan Pars'ı tutmaya çalışıyordum ama çabalarım boşunaydı. Demek adı Pars'tı. Adı da kendi gibi gizemliydi. Aras'ta ona karşılık verince Pars daha çok sinirlenmişti. Etrafımızda yabancıların oluşturduğu halka gittikçe büyüyordu. Yabancılar..yabancı. Artık o yabancı değildi. O Pars'tı. Benim ilkim ve kurtarıcım.
Demek ki benimle buluşmaya geliyordu. Beni önemsiyor muydu? Yine saçmalıyordum. Beni sadece bir gün kullanmış, sabah erkenden uyanıp gitmiş, mesaj atmam üzerine instagram hesabını kapamıştı. Gerçekten kendimi kandırıyordum.
Kalabalığın arasından tanıdık bir ses gelince kafamı çevirip sesin geldiği tarafa baktığımda telaşla yaklaşan Almila'yı gördüm. Kendimi hala kötü hissediyordum. Bilmeyerek yapmış olsam da Almila'nın aşık olduğu çocukla yatmıştım. Üstelik çocuğu buluşmaya çağırmıştım. İşte şimdi kendimi orospu gibi hissetmeye başlamıştım. 'İlk kim gördüyse onundur.'Arkadaşlık kuralımıza uymam gerekiyordu -Almila'nın koyduğu kurallardan biriydi.
"Talya ne oluyo niye kavga ediyolar, Hey Aras!"
Almila'nın konuşması düşüncelerimi bozmuştu. Hiçbir şey söylemeden yürümeye başladım. Arkamdan bağırmasına rağmen kafamı bile çevirmedim. Sadece yürüdüm. Başkası yerimde olsa ne yapardı? Pars ile aramızda olan şeyler benim için kesinlikle tek gecelik değildi. Ayrıca Aras beni rahatsız ettiği için yumruk atması beni önemsediği anlamına gelmez miydi?
Eve geldiğimde annem yine evde değildi. Moral bozukluğum sadece yüzüme değil kalbime de işlemişti ve eğer evde olsaydı kesinlikle gizleyemezdim. 153276 tane soruya katlanamayacağıma da emindim. Mutfağa geçip kendime kaşarlı tost yaptım.
Acaba o en çok hangi yemeği severdi? Aynı evde yaşadığımızı, mutfakta kek yaparken un savaşı yaptığımızı hayal ettim. Yüzümde gülümseme oluşmuştu.
Aklımdan bu düşünceleri hemen kovmuştum. Ben Talya. Bu kadar çabuk bağlanamazdım. SAKİNLEŞ TALYA SAKİNLEŞ
Televizyonun karşısına geçtiğimde koltuğa öküz gibi atlayıp ayaklarımı karşı koltuğa uzattım. Annem olsaydı ayakkabılarımı çıkarmadığım için bir ton azar işitirdim.
Supernatural'ın olduğunu görünce kanalda durdum. Her zaman ölüp dirilen bu kardeşlere bayılıyordum. -6. Sezon kesinlikle en sıkıcı sezondu.- Hayaletin mezarındaki kemikleri yakacakken Dean'in elindeki çakmak yine düşmüştü. Sam onu kurtaracakken kapı çalmıştı.
Bir dakika. Mezarlıkta kapı çalamayacağına göre çalan bizim kapıydı. Ayaklarımı sürükleyerek kapıyı açtım. O kadar çok üşenmiştim ki. Kapıyı açınca donup kalmıştım O karşımdaydı. Pars şu an en tatlı haliyle karşımda duruyordu. Kaşının üzerinde biraz kan duruyordu. Kavgayı tamamen unuttuğumu hatırladım. Çok garip bir cümle oldu bu, neyse.
"Senin burada ne işin var?" Sorduğum soru karşısında bende afallamıştım çünkü bunu hiç düşünerek sormamıştım.
"Hoşbulduk." Sırıtarak içeriye geçti. Biraz önce oturup dizi izlediğim koltuğa kendini öküz gibi atarak ayaklarını uzattı. Ne kadar da BEN.
"Bir açıklama bekliyorum." Kollarımı önümde bağladım ve yan koltuğa oturdum. "Aras'ı nereden tanıyorsun?"
"Uzun zaman önce yazlıkta tanışmıştık."
Her ne kadar bu açıklama beni tatmin etmese de konuyu uzatmayacaktım.
"Aslında buraya sana bir şey sormak için gelmiştim." Pars bunu söyleyince ona garip bir şekilde bakmaktan kendimi alıkoyamadım. Pars. buraya. bana. bir şey. demek. için. gelmişti. Benim için bir şey yapması beni öldürecek kadar mutlu etmişti. Buna bile sevinmem ne kadar saçma olsa da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİS
Teen FictionMavi-gri karışımı gözleri susmama yetmişti. "Zamanı gelince hepsine yanıt alacaksın." Kim olduğunu bilmediğim halde kendimi ona teslim etmeye başlamıştım. O bedenimi istiyordu ve bende karşı çıkmayacaktım. İlkim olacaktı. Ona ait olacaktım.