°Crossmare°

198 13 134
                                    

~İyi Okumalar~

Odasında gözünü rahatsız etmeyecek şekilde lambanın parlaklığını azaltmış önündeki haritaya bakıyordu. Belli çok bilindik Alternatif Evrenlerin çizilmiş olduğu bir haritaydı. Eldivenli elindeki kalemle etrafına yeni gelen salak Evrenleri çiziyordu. Eldiven giymezse kağıt kendi çamuruna bulanır diye kağıda değecek yerleri uzun bir eldiven giyerek kapatmıştı. Bir Evrenin daha üstünü çizmişti. Aniden kapısına güm diye bir şeyin çarpmasıyla hızla ayağa kalkıp dokunaçlarını sivrileştirmişti. Kapıyı hızla açıp içeriye dalan Cross'u görünce dokunaçları sivriliğini kaybetmiş ama hala korkutucu bir şekilde arkasında sallanmaya devam etmişti. Odayı Cross'un korkusu doldurmuştu. Normalde olsa o bütün korkuyu emerdi ama...

Nightmare Cross'un aurasının ağırlığını bile farketmemesi sonucunda boğazını temizlemişti. Cross sanki her şeyi yeni fark etmiş gibiydi. Cross ağzını yavaşça aralamış-

"Cross." Patronunun sesini duyunca hazır ol moduna geçmiş ve hemen ne diyecekse çoktan unutmuştu zaten. Nightmare yanına yaklaşmış ve sorunun ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Odama dalman için bir nedenin var mı Cross?" Cross neden geldiğini bile unutmuştu. Az önceki korkusu üç katına çıkmış ve kendini bir aslanın ağzında gibi hissediyordu. Nightmare iç çekti, ellerini Cross'un yanağına koydu ve elmacık kemiğini okşamaya başladı.

"Sorun nedir Cross?" Cross Patronunun sorusuna cevap verilmediğinden nefret ettiğini bildiği için yere bakarak konuşmaya başladı.

"Özür dilerim ben- Ben yanlış odaya girmişim Patron." Nightmare'in bakışları biraz yumuşamıştı her ne kadar yalan söylediğini bilse de.

"Yanımızda kimse yokken bana patron demek zorunda değilsin biliyorsun değil mi?" Cross yavaşça kafasıyla onaylamıştı.

"Şimdi senden 10 saniye içinden cevap bekliyorum." Cross'un gözleri hızlıca Nightmare döndü. Gelen emiri hemen yerine getirmeliydi o yüzden hızla cevapladı.

"Korktum." Bu cevabın Nightmare'i tatmin etmediğini odadaki yoğun auradan hissedebiliyordu.

"Diğerleri beni dışarıda öcü kıyafetiyle bekliyor..." Nightmare ciddiyeti bozmamak için gülümsemesini sakladı.

"İnek kostümünden mi bahsediyorsun, Cross?" Cross'un yanakları kızarmıştı kendi renginde çünki utanmıştı. Kafasını yavaşça sallamıştı. Dışarıda -Killer'dan çıkan fikir sayesinde- inek kostümleriyle bekleyen takım arkadaşları vardı. Cross hâlâ Nightmare'in gözlerine bakıyordu. Nightmare sevdiği salağa bu saçma hayvandan korkmamasını anlatmaya başlamıştı.

"Neden? Sen hiçbir şeyden korkmuyor musun?" Soru Nightmare'i şaşırtmıştı. Cross'la ayakta konuşmamak için onu yatağına yönlendirdi. Cross yavaşça oturdu Nightmare de yanına yerleşti. 

(Şurada smut yazmak vardı beh XKJNKDSCHFEKJCHDJFHFRELHJ ama hayır uwu)

Kollarını Cross'a sardı, Cross'un rahatlamasını istiyordu. Cross kafasını yavaşça Küçük Prensinin göğsüne yasladı. 

"Herkes bir şeylerden korkar Cross. Bu her canlının bir özelliğidir. Korkmak, ağlamak, üzülmek normaldir. Soruna gelirsek evet, ben de korkuyorum. Kaybetmekten korkuyorum..." Cross sevdiğinin yüzüne dönüp,

"Savaşlarını kaybetmemen için elimizden geleni yapıyoruz, Patron." Nightmare kendisinden cüssece büyük olsa da çok yumuş yumuş kalbi olan değerlisine gülerek bakıyordu. Cross neye güldüğünü anlamamış bir şekilde baktı Nightmare'e.

"Savaşlardan bahsetmiyorum salak. Senden bahsediyordum." Patronunun dediği lafı algılamaya çalışıyordu Cross.

"B-beni mi?" Nightmare yavaşça kafasını salladı. Nightmare'in ifadesi yavaşça ciddileşti.

"Seninle ciddi bir şey konuşmak istiyorum." Cross bu ses tonundan gerilse de gözleri fal taşı gibi açılmıştı.

"Biliyorsun yakın zamanda bu işi halledeceğiz. Belki kazanacağız belki kaybedeceğim. Ama ne olursa olsun seni koruyacağım Cross. Hep yanında olacağım tamam mı? Saçma salak bir canlıdan korktuğunu biliyorum ama seni hep koruyacağım yani korkmana gerek yok."

Yavaşça ayağa kalktı dolabına yaklaştı. Eğilip alt taraftan bir raf kaldırdı, içindeki kutuyu çıkarttı. Dream'in tacına benzeyen bir taç çıkarttı içinden Nightmare. Cross ne diyeceğini bilememişti sadece bakıyordu Prensine. Nightmare Cross'a yaklaşıp alnına tacını koymuştu. Cross ağzını açıp bir şey diyecekken Nightmare'in parmağını olmayan dudaklarında hissetti.

"ŞŞhh konuşmana gerek yok, hissettiklerini hissetmem yeter bana." eğilip Cross'u öptü. Yumuşak bir öpücüktü. Cross'un büyülenip ömür boyu unutamayacağı türdendi. Yavaşça öpücüğü bitirip Küçük Prensine sarıldı Cross. 

"Seni sonsuza kadar koruyacağım bu tacı yanından ayırmadığın sürece, koruyucu meleğin olacağım..." diyen Prensinin sesi beyninde yankılandı...

~~~

Keşke hikaye burada bitseydi... Ama hayır Cross bu günü tekrardan hatırladı. Prensinin yatağına daha da kıvrıldı, elinde artık onunla olmayan sevdiğinin tacı vardı. Yanaklarından süzülen gözyaşlarıyla yastığına ve tacına sarılıyordu. 

"Keşke kendini de korusaydın sevgili Prensim..." 

______________
WUHUUUUU
Multideki şarkıyla yazdım bölümü-
Yukarıda bir yerde koyu bir yer var orada Nightmare ya ben kaybedeceğim ya da hepimiz kazanacağız diyor. Hü ağlamak istyrm Nightmare'in ölü olmasını istemiyorum hüüüü
Ahem neyse beğendiysez oy atın lütfen🌟

Yorum zaten atın hayalet okuyucu olmayın. Korkmayın kimse yemez sizi burada, Benim mülküm içindesiniz.
(Ayrıca benim requestimi neden yazmıyorsunuz demeyin yavaş yazıyorum ve yetiştirmeye çalışıyorum, anlayış lütfen 🙏
Hadi gidiyim ben yavaştan
Öpüyorum sizleri
Bai~
💜

Boştan Seçmeli Sanscest Oneshot'larHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin