Mekandan çıkınca motoruma atlayıp bizim bara gittim. Bir bardaki ortamı az çok tahmin edeceğinizden bu kısmı es geçiyorum. Şu an aklımda tek bir şey var ve ne kadar mümkünse artık hızlıca ona doğru ilerliyorum. Çok az kaldı. Gözlerim her zamanki yerinde oturan Caneri bulunca büyük bir rahatlama hissettim sanki üstümden bir öküz kalktı. Gördüğüm manzaraysa hiç iç açıcı değildi. Üç tane fahişeyi almış yiyişiyolardı.
Karşısına oturup cebimden çıkardığım bir tomarı masanın üstüne koyup ona doğru ittirdim. Beni daha yeni farketmiş olacakki kafasını kaldırıp önce yüzüme sonra da paraya baktı. Parayı alıp cebine atarken çıkardığı poşeti aynı benim yaptığım gibi masanın öteki ucuna ittirdi. Poşeti cebime atıp hızlıca tuvalete ilerledim.
Tuvalet boştu poşetteki tozu tezgaha döktüm cebimden çıkardığım yirmiliği rulo haline getirdim ve hızlıca burnuma çektim. Yanma hissinin arkasından gelen rahatlamayla içimi bir neşe kapladı. Bütün düşüncelerim uçtu gitti. Üstümdeki hafiflikle yüzümde geniş bir sırıtış oluştu. Kendi halime kıkırdayıp dışarı çıktım.
Bara oturdum Ufuka verdiğim işaretle tekilamı limon ve tuzumu hazırlamıştı. Beş bardak kadar shot atınca ayağa kalkıp dans eden kalabalığa doğru ilerlemeye başladım. Kolay kolay içerek sarhoş olamıyorum ve düşüncelerimin ağırlığından kurtulamıyorum.
Oysa bu madde bu toz aklımdan herşeyi tüm dertleri siliyor. Uyuşturucuya başlama sebebim de bu. Düşünmemek. Geberip gitmek umrumda değil sadece şu siktiğimin dünyasında kısa bir anda olsa tüm nefretimden ve acılarımdan uzaklaşmak rahat bir kafayla eğlenebilmek istiyorum. Ve şu an kafam fazlasıyla rahattı. Mutlu değildim belki ama hiç bir şey umrumda değildi.
Kendimi müziğin ritmini bırakmıştım bile. Vücudumda gezinen ellere aldırmadan delice dans ediyordum. Belime sarılmış ince elleri ve boynuma bırakılan yumuşak öpücükleri hissedince arkamı döndüm. Çok seksi ve esmer bir kızdı. İri mavi gözleri ve koyu bir ten rengi vardı saçlarıysa simsiyahtı. Göğüslerimiz birbirine sürterken hala dans ediyorduk. Elleriyse kalçalarıma inmiş ve sertçe okşuyordu. Kulağına eğilerek,
"Ben lezbiyen değilim."
dedüm bir yandanda kahkahalar atıyodum. O da büyük dudaklarını kulağıma yaklaştırıp dilini kulağımın içinde gezdirdi. Açıkcası içim bi hoş olmuştu. Benim aksime kulağımın içine doğru fısıldadı,
"Ama çok hoşuna gitti."
Kulak mememi emdikten sonra dudaklarını boynuma sürterek geri çekildi. Tamam cidden kızlardan hoşlanmıyordum ama bu hoşuma gittiği gerçeğini değiştirmiyordu.
Aslında daha öncede sarhoşken bir kızla deneyimim olmuştu. Ama fena sarhoştum detayları hatırlamıyorum bile sadece uyandığımda yanımda fazlasıyla seksi bir kız yatıyordu. Onun dışında yarım yamalak bir kaç resim vardı aklımda kalan. O görüntüleri silmek istercesine kafamı sağa sola sallarken gördüğüm manzara karşısında bütün kahkahalarım uçup gitti.
Anıl Bey gelirken hediye olarak o sürtük karısını da getirmiş. Normalde geceleri birlikte çıktıklarında bara falan gitmezler pek. Heleki bizim bara. Yani bu barda Anılın ama sevgili karısı burayı sevmiyormuş.
Önümdeki kızı ittirip hızla bara ilerledim. Geldiklerinden beri gözlerimi hiç üzerlerinden çekmemiştim onlarsa beni farketmemişti bile. Ah o orospunun kızıl saçlarını yolup koca götüne sokmak vardı. Ama Anıl ne kadar sevmiyorum dese de ondan vazgeçemiyordu.
Ben düşüncelere dalmışken iki şişe bira bitmişti bile. Üçüncü şişeye başladığım sırada gözlerimi hala üzerlerinden çekmemiştim. Üçüncü şişeyi de bitirdiğimde yerimden kalkıp yavaşça ilerlemeye başladım. Nereye gitmek istediğimden ben de tam olarak emin değilken kendimi sahnenin önünde buluverdim. Normalde canlı müzik oluyordu ama çıkan grubun solistinin bilmemnesi ölmüş iki gündür başka bir şehirde. Bu yüzden grupta çıkmıyor tabiki.
Sahneye çıktığımda müziği kesmeleri için işaret yaptım. Müzik kesilince herkes bana dönmüştü. Mikrofonum kurulunca "Selam millet." diyerek çığlık attım. Büyük bir alkış yükselmişti mekandan.
Atladığım bir detay sesim çok güzel ve şarkı söylemeyi çok seviyorum. Arada burda çıkıp şarkı söylediğimden kendimce ufak bir hayran kitlem bile var.
Görevlilerin uzattığı gitarı alıp Avrilin'When youre gone' adlı şarkısını söylemeye başladım. Ben şarkıyı söylerken Anılın biricik karısı gözlerini yummuş ve başını Anılın omzuna yaslamıştı. Bense gözlerimi Anıldan ayırmıyordum. Onun yaptığı gibi.
Ona sarılıyordu ama kalbi ve ruhu benim yanımdaydı. Bunu gözlerinden anlayabiliyordum. O kadını sevmediğinden adım kadar emindim ama neden onun yanındaydı neden ondan vazgeçemiyordu. Bunların cevabını bir türlü öğrenemiyordum.
Şarkı bittiğinde alkışlar eşliğinde sahneden indim. Motoru kullanamıcağımı bildiğimden burda kalmaya karar verdim ve yukardaki odalardan Anılla bana ait olan odaya çıkıp kapıyı kilitledim. Çok sıcaklamıştım soyundum ve direk kendimi yatağa attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kolej Kızı
Teen FictionBu hikayenin kahramanı yok. Duvarlarının ardına saklanmış yalnız bir kız çocuğunun hikayesi bu. Soğuk, acımasız, duygusuz ve kötü olmak zorunda bırakılan genç bir kadının hikayesi. Yaşadığı acılar yüzünden çok erken büyümek zorunda kalmıştı. Öldürme...