1.Bölüm2.Kısım/ULUDAĞ

292 11 2
                                    

Her bölüm kısım kısım olmayacak arkadaşlar, bazı bölümler böyle yanlış anlaşılma olmasın.
Multimedia da Ecem var :)
*************
İçinde tuhaf bir heyecanla uyandı bu soğuk pazar gününe Ecem. Kalktığı gibi odasının panjurunun elektronik kumandasına uzandı ve panjuru kaldırmak için düğmeye bastı. Umutluydu. Bir önceki gece o kadar çok - en azından İzmir'de yaşayan biri için azımsanamayacak derecede- kar yağmıştı ki, sabaha kadar tutacağını düşünüyordu Ecem.

Fakat panjur açılıp da etrafta kar göremeyince, içindeki heyecan yerini masum bir öfkeye bıraktı. Neden İzmir'de kar tutmazdı ? Soğuğu vardı, kendisi yoktu işte. Olsa da ortalama 5 yılda bir oluyordu ve bu yağışlar da tanecikler yere değdiğinde eriyip, su birikintisi oluşturmasıyla bitiyordu. Ecem kendini bildi bileli böyleydi İzmir. Çok nadir oluyordu kar tuttuğu, o da bir-iki gün sürerdi en fazla. Asılan suratıyla ayrıldı pencerenin önünden.

Hemen ev arkadaşının odasına girdi. Naz her zamanki gibi kıçı başı dağıtmış horul horul uyuyordu. Bu kızın yatışına hastaydı Ecem. Öyle bir savaş alanı yaratıyordu ki yattığı yerde, bunu nasıl beceriyordu bilemiyordu. Nitekim yine yorganı aşağı düşmüş, yastığı iki bacağının arasında, üstünü örten ince pamuklu battaniyesiyle kalmıştı. Ecem arkadaşının bu halini gördüğünde az önce asılan suratı, yerini geniş bir gülümsemeye bıraktı.
"Naz, hadi uyan artık." Naz hemen gözlerini araladı. Zaten Ecem onu tanıdığından beri kolay uyanan biri olduğunu biliyordu.
"Kar tutmuş mu Ecem?" diyerek panjurunun kumandasına doğru koştu bir çırpıda Naz. Fakat Ecem'in olumsuz yanıtıyla Naz'ın da içindeki heves solmuştu. Oysa o kadar plan yapmışlardı kar tutar diye. Bütün planları suya düşmüştü anlaşılan. Birden aklına gelen fikirle konuşmaya başladı,
" Uludağ'a gitsek mi Ecem," Ecem'in konuşmasına izin vermeden devam etti, " hem ne zamandır kar görmüyoruz, hem de biraz tatil yapmalıyız. Bürodaki arkadaşlar idare ederler diye düşünüyorum. "
Ecem bu ani fikir karşısında oldukça şaşkındı. Aslında 2 günlük bir tatil onlara iyi gelebilirdi çünkü hemen ardından büyük bir şirketin avukatlığını yapacaktı. Biraz dinlenmesi gerçekten gerekiyordu. Kaç gündür dosyalarla yatıp dosyalarla kalkmıştı. Tabiri caizse dosyaların arasında boğulmuştu neredeyse. Kafası o kadar yorulmuştu ki, arkadaşı da bunun farkında böylesi bir tatil önermişti.
Omuz silkti" O zaman ben hemen yarın için rezervasyon yapıyorum."

••••••••••••

Almira Otel. Sonunda başlarını dinleyebileckleri Bursa'nın merkezinde yer alan bu şahane otele gelebilmişlerdi. İki günlük bir tatil olacaktı ve kızlar bu iki günü çok iyi geçirmeyi planlıyorlardı.

Odalarına çıktıklarında hemen kendilerini yataklarına attılar. Uçak yolculuğu dahi olsa çok yorulmuşlardı.

Biraz bedenlerini dinlendirdikten sonra Uludağ'a çıkmak için otelden ayrıldılar. Bugünü dağda geçirip, ertesi gün tüm gün otellerinde dinlenmeliydiler.

Uludağ'a çıkmak için teleferiği kullanmaları gerekiyordu ve teleferik yolculuğu 40-45 dakika sürüyordu. Naz'ın yükseklik korkusu vardı. Nasıl binmişti bu büyük kabine bilmiyordu. Ecem arkadaşının korkusunun bilincinde ona yatıştırıcı telkinler veriyordu. "Naz sakin ol, yavaş yavaş aç şu gözlerini, baksana ne güzel manzara."

Ecem arkadaşının bu haline gülmemek için dudaklarını ısırıyordu. O kadar masum, saf ve evet maalesef komik görünüyordu ki zor bastırıyordu kahkahalarını. Sonuda dudaklarının arasından ufak bir kıkırtı çıktığında Naz hızla gözlerini açtı ve ateş saçan gözlerini Ecem'in üzerine dikti. " Ecem ne gülüyorsun ya, korkuyorum işte neresi komik bunun? "

Lafının ardından bakışlarını Ecem'in tersi yönüne çevirdiğinde Uludağ'ın büyülü manzarasıyla karşılaştı. Koyu kahve kestane ağaçlarının altında serili bembeyaz bir örtü... İzmir'de buna rastlamak neredeyse imkansızdı ve Naz böyle bir manzarayı ne kadar özlediğini hissetti. O an için yerden ne kadar yüksekte olduğu önemli değildi. Büyülendiğini hissediyordu. Aşağı baktığında güneş ışınlarıyla parlayan, bembeyaz kar kristalleriyle karşılaştı. Biraz ileride ufak ufak ayak izleri gördü. Buraya insan gelmesi zordu, zaten izler de hiç insan ayağına benzemiyordu. Daha çok tilki patisini andırıyordu izler.

AŞKIN ŞİİRİ~Aşk Tamlamaları SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin