Midoriya annesi İnko'nun tatlı sesiyle uyandırıldı. Ellerini yüzünü yıkayıp aşağı inen Midoriya, kahvaltısını yapıp dışarı çıktı.
Aşağı indiğinde bahçe kapısının çıkışında Bakugou'yu görmeyi beklemiyordu.
Bakugou somurtkan bir tavırla, "Sana önemli bir şey anlatacağım, yoksa seninle okula gitmeye meraklı değilim." dedi.
Bu bile Midoriya'yı mutlu etmiş olacak ki, neşeyle gülümsedi ve yola koyuldu.
Yolda yürürlerken ilk kimse konuşmadı. Sonra sessizliği bozan Midoriya oldu.
"Kacchan, bana bir şey anlatacığını söylemiştin." dedi.
Bakugou iç çekerek, "Evet." diyebildi. Ellerini pantolonunun cebinden çıkarıp ensesine götürdü.
"Ben," dedi. "Dün sahilde bir şey gördüm."
Midoriya'nın gözleri parladı.
"Ne gördün?"
Bakugou devam etti. "Bu gördüğüm şey beni çok etkiledi aslında." dedi.
Midoriya'nın gülümsemesi daha çok genişlemişti. Bakugou onun bu durumuna bir anlam veremedi. "Neden öyle gülümsüyorsun?" diyince, Midoriya farketmiş olacak ki birden gülümsemeyi bırakıp başını öne eğdi, kızarmıştı.
"Affedersin Kacchan... Tam olarak ne gördün?"
"Şey..." dedi Bakugou hafif gülümseyerek. "Birisi kumun üstüne benimle ilgili çok güzel şeyler yazmış... Bu benim çok hoşuma gitti... Ayrıca taşlardan yapılmış bir kalbin içinde de adımın yazılı olduğunu gördüm.."
Midoriya Bakugou'ya hayranlıkla bakıyordu.
"Kacchan..." dedi kendisinin duyabileceği bir sesle.
Bakugou ona baktığında, eli ayağına dolaşmıştı.
"Aaa p-peki k-kimin yaptığını biliyor musun?"
"Bilmiyorum... Keşke bilsem... Gidip ona teşekkür edecektim."
Bakugou teşekkür edeceğini söylediğinde, Midoriya onun bundan gerçekten hoşlandığının farkına varmıştı. Çünkü genelde gerçekten hoşuna giden şeyler için teşekkür ederdi. Ve bu çok nadir olurdu.
"Kacchan, taşlardan yapılmış olan bir kalp olduğunu söyledin..."
Bakugou "Eeee?" anlamında bir ifade takındı. Midoriya elini kalbine götürüp, başını hafif öne eğerek, "Onu kim yaptıysa sana aşık olmalı Kacchan... Ve sana bunu senin yüzüne söyleyemediği için böyle bir yol denemiş olmalı..." dedi. Bunu söylerken kalbine götürdüğü elini yumruk yapmış, sıkıyordu.
Bakugou hemen eski haline döndü. Midoriya'nın ensesine vurdu ve,
"Hadi inek! Çok yavaş yürüyoruz! Geç kalacağız!" dedi. Midoriya önünde yürüyen Bakugou'ya bakıp, onun duyamayacağı kadar kısık bir sesle, "Beğenmene sevindim Kacchan..." diyebildi.💠💠💠
Öğle arası zili çaldığında, Midoriya telefonunu eline almış cebine koyarken, bir mesaj gelmişti.
Bu mesaj annesindendi. Mesajda annesi ve Mitsuki'nin başka bir ülkedeki cenazeye katılacakları, ve 2 hafta gelemeyecekleri yazılıydı. Bu 2 hafta içerisinde de Bakugou ile beraber kalmasını istemişti İnko. Bu da Midoriya ve Bakugou'nun aynı evde 2 hafta sedece ikisinin olacağı anlamına geliyordu. İnko evde söyleyememişti çünkü hiç beklenmedik bir anda çıkmıştı bu olay. Hemen gitmeleri gerektiği için de oğluna mesaj yazmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elimi Uzatıyorum, Ulaşamıyorum... {BakuDeku} ✔
RandomKacchan... Sen bana hep vurdun, bana hep kızdın, bana hakaret ettin. Küçüklüğümüzden beri bu değişmedi. Ama ben hep senin içinde bana karşı az da olsa bir sevgi olduğuna inandım. Bende o sevgiden bolca var.. Sana çok büyük bir sevgi ile bağlandım be...