dokuz.

604 62 231
                                    

"iyi okumalar dilerim"

゚*☆*゚ ゜゚*☆*゚ ゜゚*☆*゚ ゜゚*☆*゚

        "Banyo malzemeleri" reyonundan aldığı havlulardan birini genç kızın kafasına koydu ve karşılaştığı sevimli manzara karşısında gülümsedi. Marinette ıslak kahküllerinin ve beyaz havlunun arasından bakışlarını ona dikmiş, sorgularcasına kafasını yana yatırmıştı. Nazik bir davranışı beklemediği her hâlinden belliydi.


       Normal bir günde, Adrien da asla bu tarz centilmenlikler yapmayacağını biliyordu. Amacı Marinette'den boşanmak olduğu için elinden gelen her türlü kötülüğü denemişti, şimdi yumuşak tarafını göstermek ve tüm planını bozmak saçma olurdu.


Ancak, nedense genç kızın saçları ıslak bir şekilde markette dolaşmasını istememişti.


        Yaptıkları beş dakikalık koşu ikisini de nefes nefese bırakmış olmasına rağmen, fazla ıslanmadan markete girmeyi başarmışlardı. Marinette'in saçları sırılsıklam olmuştu, Adrien ise ayakkabılarının su geçirdiğine emindi. Yine de, yağmurluklar tarafından korunan kıyafetleri ıslanmadığı için idare edebilirlerdi.


       "Hadi," dedi omuzlarını silkip kendine geldikten sonra. "Alınacak ne varsa bana göster, ardından kasaya geçelim. Eğer fırtına biraz daha kötüleşirse markette mahsur kalabiliriz."


        Marinette'e ait mavi gözler bir süre daha üzerinde gezindi, ardından genç kız sakince başını sallayarak onayladı. Davranışları hâlâ şüphe doluydu, Adrien'ın her an ona dönüp sinirlenmesini bekliyor gibiydi. Her zamankinin aksine sarışın genç iş yerine gidememişti. Flörtleştiği sekreterden ayrı kaldığı için, daha sinirli ve huysuz olması gerekmez miydi? 


Neden bir anda doğru düzgün bir insan gibi davranmaya başlamıştı?


       Adrien'ın market arabasını aldığını ve onu beklediğini fark edince düşüncelerini bir kenara itti, ardından sarışın gencin yanından yürümeye başladı. Eve kadar yağmurun altında gitmeleri gerekecekti, bu yüzden gereksiz hiçbir şey almamayı planlıyordu. Fırtınanın çok uzun süreceğini de düşünmüyordu zaten. 


       Bir süre yürüdükten sonra, Adrien'ın kolundan tuttu ve genç adamın dikkatini kendi üzerine çekti. En üst raftaki undan bir paket almaları gerekiyordu, Marinette'in ise oraya uzanması imkansızdı. Normalde eliyle uzanamadığı yerlerden ürün almak için market çalışanlarından yardım istemeye alışmıştı. Ancak yanında kocası varken bu tarz bir hareket hoş karşılanmayabilirdi.


       Adrien da ne söylemeye çalıştığını anlamak için bir süre reyona baktı, ardından en üst rafa uzandı. Yanlış markaya ait bir paketi almasıyla, Marinette genç adamın kolunu daha da sıkı bir şekilde tuttu.


"Hmm? Unları göstermedin mi?"


        Eliyle tekrardan istediği markaya ait paketi gösterdi ve Adrien'ın yeşil gözlerinin anlayışla parladığına şahit oldu. "Oh," dedi genç adam elindeki unu yerine koyarken. "Markalar arasında fark olduğunu bilmiyordum, üzgünüm. Bundan sonra daha dikkatli olurum."

reforget [adrienette]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin