cinq

409 48 22
                                    

Lisa; Jennie resmen meydan okudun.

Jennie; Sadece cevap vermek istemedim hem sizde pek sevmiyorsunuz galiba onları

Lisa,Rosé,Jisoo; NEFRET EDİYORUZ.

Lisa; Diyebiliriz..

Rosé; Öyle zaten..

E yani sevecek değiliz..

Jennie; Hm hm eee ne yaptılar size bu kadar? Bu ne şiddet dövmek istiyor gibisiniz!

"Ben boşu boşuna insan dövmem.."

Rosé; Şiddete karşıyım.

Lisa; Ben hiç karşı değilim istersen geri dönüp müdür odasına gidene kadar dövebiliriz.
Ama Rosé ve Jisoo izin vermez.
Aahhh ah ne çok istedim şöyle bir güzel benzetmeyi..

"Lisa biz seninle ne yapacağız?"

Kıkırdamamız bittiğinde kafeteryaya varmıştık.

Jennie karnının acıktığını söyleyip büfeye doğru gitti.
Biz de kızlarla pencere kenarındaki masaya geçtik ve pencereyi açtık

"bu kadar sıcak ve havasız bir yerde nasıl duruyor bu millet"

Lisa; Ne bileyim ben fotosentez yapıyorlar herhalde.

Rose; İnsanlar fotosentez yapamaz Lisa.

Kendinden o kadar emin konuşuyordu ki sadece,

"Hı?" Diyebildim.

Lisa; Rosé nin espri seviyesi belli oldu..yine.

Rosé; Ney?

Kıkırdamıştım.

"Rosé, tamam daha çok batıyorsun."

X; Daha ne kadar batabilirse tabi.

Bunu diyen Lisa değildi, Jennie hiç değildi aksine benim çok iyi tanıdığım bir sesti.

Lisa; Çek git buradan Taehyung!

Rosé; Aşağıya baktığımda seni ve arkadaşlarını görüyorum Taehyung.

Arkadaşım diye söylemiyorum ama espri seviyesi ne kadar kötüyse laf sokma becerisi de o kadar iyidir.

Taehyung ve arkadaşları ile önceden gelen bir husumetimiz var, üniversiteye başladığımızdan beri sürekli olarak bizimle uğraşıyorlar hatta okulun bizden nefret etmesini sağlamış bile olabilirler.

Jungkook; Yeni arkadaşınız da sizin gibi rezil birisi olmalı.

"Ondan uzak dur Jungkook."

Jungkook; Vayy Jisoo hanım demek konuşabiliyorsunuz ben sizi dilsiz zannediyordum.

"Senin gibi BOŞ konuşmuyorum
sadece."

Boş kelimesinin üstüne basa basa söylemiştim.

Sanki hayatımda hiç dert yokmuş gibi birde bunlarla uğraşıyorum.

Jungkook; Aman prensesimize dokunmayın. Babasına falan şikayet eder lflrkdkjfj

Hepsi birden gülmeye başlamıştı, hatta bütün kafeterya şuan Jungkook un dediği o aptal cümleye gülüyordu. Biliyorum yapmamam gerekiyordu ama o adam ve ben aynı cümlede bile geçmek istemiyordum ve Jungkook tamda damarıma basmıştı.

Hiddetle ayağa kalkıp Jungkook un kolunu çevirip duvara yapıştırmam bir olmuştu. Kafeteryada ki herkes hatta kızlar bile şuan bana hayretle bakıyordu.

Ani hareketimden dolayı sırtımdaki yaralarım acımaya başlamıştı.

Jungkook u bıraktığımda insanlar hala bize hayretle bakıyorlardı fakat Jungkook a verdiğim karşılığa değil,

Kan lekesi olan tişörtüme bakıyorlardı..

----^-^----Kitap nasıl gidiyor açıkçası beğenmenizden biraz şüpheliyim umarım beğenmişsinizdir 🥺🍰

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

----^-^----
Kitap nasıl gidiyor açıkçası beğenmenizden biraz şüpheliyim umarım beğenmişsinizdir 🥺🍰

"Tower Of Tears" / VSOOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin