LEYLA
Kapı tıkırdamasıyla elinde tuttuğu kitabı masanın üzerine koyan Leyla, karşısında Naz'ı görünce şaşırdı biraz.Bunu sözleriyle de belirtti:
-İstanbul'a gitmişken bir hafta kalacağını söylemiştin.
-Evdeki hesap çarşıya uymuyor.
Bu esnada mola yerindeyken aldığı "Bolçi"markalı şekerleme kutusunu Leyla'ya uzattı.
-Teşekkürler, kahve söylemiştim kendime sana da söylüyorum.
- Olur
-Düğün nasıl geçti?
-Çok güzeldi bir o kadar da duygusal. Evin tek kızıydı. Halamın ağlaması haliyle bizleri de etkiledi.
Bir süre konuştuktan sonra bu kez de içeriye İdris girdi.Naz'a hoşgeldin diyerek sohbete dahil oldu.
Bu esnada İdris ve Naz, Leyla'nın izin aldığını ve 1 hafta işe gelemeyeceğini öğrendiler onun ağzından.
Merak ettiler ters bir durumun olup olmadığına dair ama Leyla her seferinde "önemli değil"dese de meraklarını gidermek yerine onları daha da çok meraklandırdığının farkında değildi elbet
***-Ankara'ya ulaştığında telefonla ara
-Tamam baba
Leyla bu manzarayı seyredalıp düşüncelere gömülürken Erbaa Otogarında beklemekteydi
O da Ankara'ya gidecekti.Hiç tanımadığı birinin hayatının kurtulması için ameliyat olacaktı. Evet.. Serkan'a ilik nakli için verici olan Leyla'dan başkası değildi.
Biraz önce gördüğü kızı aklına getirip ona özendiğini farkettiğinde ise kimsesiz olmanın acısını bir kez daha hissetmişti. Sonra anons duydu."Erektaş Ankara yolcuları otobüsünüz hareket etmek üzeredir"diyordu bir adam.Duvardaki saate bakıp emin olunca ufak valizini eline alan Leyla otogardaki bekleme salonundan ayrılarak otobüse bineceği sırada bu kez de asker uğurlamasına denk geldi. Ağlayan anneyi, kız kardeşi (belki de eşiydi.)görünce ardından el sallayıp onun için ağlayan biri olmadığına sevindi aslında.
Bu açıdan bakıp kendisini mutlu eden Leyla aynı anda yaşadığı gelgitleri düşündüğünde buna bir yorum yapamamıştıSonra yerine oturdu.Oturur oturmaz da camdan dışarıyı gözlemlemeye başladı. Otobüs,Taşova ile Erbaa arasında ilerlediği esnada ,uzaktan görülen köylerdeki evlerden yansıyan ışıklara dikkat kesilince zihninden şunları geçirecekti:
"Bu evlerde oturan insanların ne kadarı mutlu ne kadarı hüzünlüdür, kaç evin mutfağından mis gibi tarhana kokusu yükseliyordur ya da kaç evin oturma odasında misafirliğe gelenlere ikram edilen kaşık ve bardak sesi duyuluyordur, yatak odasında sevdiğiyle ettiği kavga yüzünden gizlice gözyaşı döken genç delikanlı, köy kahvesine toplanmış kaç insan televizyondan seyrettiği haber üzerine tartışıyorlardır"
İşte bu nedenledir ki Leyla,sonradan gelme bir Erbaalı olarak o an aklından "güzel Erbaanın güzel köyleri" diye geçirdi.
Yazarlık kursuna gitmiş olmanın verdiği deneyimle "Erbaa ile ilgili hikayeler yazabilirim"diye geçirdiğinde bu fikrine zihni de onay vermiş olacak ki o an hayal dünyası hızlı hızlı çalışmaya başladığı sırada yanına gelen muavinin bile sonradan farkına vardı.
Herkese nerede ineceğini soran muavin yolcular, otobüsü doldurduğunda ikrama başladı.
"Ne alırsınız "sorusu üzerine tercihini kahveden yana kullanan Leyla, kahvesini yudumlayıp yazacağı hikayeri düşünürken "aynanın bizzat kendisi olma"aşamasına geçiş yapmıştı nihayet...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖKTEN AŞK(TAMAMLANDI)
General FictionÖNSÖZ:Boşluk hissi nasıldır bilir misiniz?Sizi bilmem ama ben bu hissi çok iyi biliyorum. Onun içinde neler neler yoktur ki...Yorgunluk,hayal kurama,puslu bir hava,yemeğin suyun tadını alamama,her şeye karşı öfke,melankoliklik......Bu biraz da yaşay...