***
_
En son durak,Gazi Bulvarındaki yazıhanedir.
Erbaa'daydı Leyla.
Şoförün bu söylediklerini işitmek;bir saat süren yolculuk boyunca koltukların teker teker boşalmasını izlemek,yolculuğu bitenlerin evlerine gittiklerinde onları karşılayanların olmasını düşünmek ve bunun kendinde olmadığının farkına bir kez daha varmak kadar hüzün vermişti ona.
Yazıhanenin orada indiğinde içinden geçirdiği "keşke yolculuk biraz daha sürseydi"düşünceleriyle bir müddet valizin kulpundan tutan Leyla şöyle etraflıca bir bakındı.Bulvar boyunca uzanan ve şehirde âdeta bir "iç orman"havası yaratan çam ağaçlarının bulunduğu orta yolda insanların yürüyüş yaptığını görünce,otel ya da öğretmenevi varsa sormak için tekrar yazıhaneyle girdi ve öğrenince valizini sürüyerek karşıya geçti.
Dümdüz yürüyüp bir müddet ilerledikten sonra "meydan"denilen yere geldi ve köşe başındaki oteli gördü.
Tokat'ın yüksek rakımlı yollarında ilerleme sonrası oluşan kulak tıkanması ve yorgunlukla girdiği otel odasında düşündüğü tek şey uyumak olan Leyla, kendisine verilen hediye kutusunu açtığında,yazma baskısında kullanılan kuş desenli kalıpla birlikte sofra bezini görecek ve birlikte güzel zamanlar geçirdiği bu insanları özlemle yâd edecekti...
***
Bir şehri tanımak için yapılabilecek en iyi şey şehir minübüsüne binerek tur atmaktır ya da yürümeyi sevenler için etrafı detaylıca incelemektir.
Uykudan uyanıp yemek yedikten sonra Leyla'nın yaptığı şey de yürümeyi sevdiği için etrafı gezmek oldu.
Bunu yaparken oldukça sakin,kolay ve küçük bir ilçe olduğunu anlayan Leyla, çevrede ne var ne yok diye bakınırken çalışacağı işyerini de görünce, iyi bir yerde göreve başladığını anlamanın kendisinde bıraktığı hoşnutluk hissini farkettiği sırada boyacı çocuk dikkatini çekti ve oturduğu banktan onu biraz gözlemledi.
Hatıralara dalıp geçmişini düşünürken baktı ki mutsuz oluyor,zihnini meşgul eden bu anları sonlandırmak için hızlıca yerinden ayrılarak, tutacak bir ev bulma çabasıyla perdesiz camlara göz gezdirdi bir süre..
Herşeyin kolay halledilebildiği Erbaa'da, karşısına "kiralık ev"yazılı ilanı çıktı.
Bu ev, bahçe içinde tek katlı ahşap bir evdi.Ardından bahçe kapısını araladığında kiralık evle aynı bahçe içerisinde bulunan iki katlı ahşap bir evin daha olduğunu farketti.
Arka cephesi
görülen bu evin ön cephesine ulaşmak için parke taşlı yoldan dolandığında, ikinci katın balkonundan sarkıtılan iplerle bahçedeki ceviz ağacının dibine yerleştirilmiş geniş sedirde oturan yaşlı çiftin olduğunu gördü ve selam verip ev baktığını söyledi Leyla.Onlar da kalktıkları yerden doğruldular ve Leyla ile tanıştılar.Adam anahtarı getirene kadar kadınla ayaküstü yaptığı bu sohbette evin eşyalı olduğunu da öğrenmişti.
Sonra,birlikte eve girdiler. Kapı açıldığında duyulan toz kokusu ve ahşap tavanlardan sarkan örümcek ağlarını görmek ilk etapta Leyla'yı biraz ürkütse de eşyalı olmasından dolayı burada oturmak mantıklı geldi.Zaten yeni atanmış bir memur olarak bütçeyi yormanın da bir anlamı yoktu.Diğer bir gerekçesi de aynı bahçenin içerisinde yaşlı çiftin evinin de bulunmasıydı.
_Yarın taşınırım
_Tamam kızım
"Kızım" sözünü işitmek içini acıtsa da güven vermişti
Leyla'ya.Oradan ayrılınca ilk işi, en yakın marketten temizlik malzemeleri almak oldu ve eve gelip saatlerce temizlik yaptı.
Temizlik bitince pırıl pırıl olmasının verdiği hazzı yaşayan Leyla, iki oda bir mutfak ve uzun koridoru olan bu kutu gibi olan evi benimsedi ve ilk kez sahiplendiği bir şeyin mutluluğunu hissetti.
***
İki katlı ahşap bir ev.Koridor boyunca sıralanmış odalar,duvarda asılı olan siyah beyaz fotoğraflar,mutfakta hâlâ vârolan lüks lambası,ahşap çeyiz sandığı,nostaljik bir koku...
Leyla'nın, ev sahiplerinin onu akşam yemeği için çağırdıklarındaki izlenimleri böyle olmuştu.Adlarının Mehmet ve Hatun oldukları öğrendiği bu yaşlı çift iyi insanlardı ve yaşlarına rağmen oldukça hayat doluydular.Çocuklarından ve torunlarından bahsederlerken yüzleri aydınlanıyordu.
_Her yazın ve bayramlarda mutlaka gelirler.
_Altı çocuk,yirmi torun.
Doğal olarak Leylaya da sordular.O da onlardan bahsetti."Her ikisi de hayatını kaybettiler"diyince üzüldüler Leyla'nın bu durumuna.
_Ölüm hepimiz için
Sonra onu daha fazla üzmemek için konuyu değiştirerek sırayla şunları söylediler:
_Erbaamız güzel ve sakindir.
_Birçok yere yürümeyle gidilmekte.
Tabi bunları konuşurken yöresel ağızın tüm olanaklarını kullanıyorlardı ve bu,onları sempatik hale getiriyordu.
Şundan bundan konuşmakla akşam saat dokuza kadar onlarla vakit geçiren Leyla,evine geldiğinde birbiriyle mutlu bir ömür geçirdikleri anlaşılan bu iki insanı tanıdığı için memnun olacak ve zamanla hayata karşı olan karamsar bakış açısının değiştiğini görecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖKTEN AŞK(TAMAMLANDI)
Fiksi UmumÖNSÖZ:Boşluk hissi nasıldır bilir misiniz?Sizi bilmem ama ben bu hissi çok iyi biliyorum. Onun içinde neler neler yoktur ki...Yorgunluk,hayal kurama,puslu bir hava,yemeğin suyun tadını alamama,her şeye karşı öfke,melankoliklik......Bu biraz da yaşay...