ÖNSÖZ:Boşluk hissi nasıldır bilir misiniz?Sizi bilmem ama ben bu hissi çok iyi biliyorum. Onun içinde neler neler yoktur ki...Yorgunluk,hayal kurama,puslu bir hava,yemeğin suyun tadını alamama,her şeye karşı öfke,melankoliklik......Bu biraz da yaşay...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
LEYLA
***
Kültür parkını gören ahşap bir pencere,ahşap döşemeli bir odanın içindeki eskitme masa ve üzerinde Erbaa Cumhuriyet Meydanı manzarası olan bir takvim.. Leyla 'nın işyeriydi burası.
Odasını düzenlerken içeriye arşiv müdürü Kenan Bey girdi ve yanında da iki kişi vardı.
_Kütüphane görevlisi İdris ve Kültür Evi çalışanı Naz.
Böylelikle karşılıklı tanıştırmalarla başlayan konuşma sonrasında Leyla için bina tanıtımıyla devam etti.
İlkin Leyla'ya odasıyla yanyana olan kütüphane, daha sonra da Naz'ın çalıştığı Kültür Evi tanıtıldı.
Bu esnada enlemesine uzun,iki katlı,içinde çeşitli dernek odalarının olduğu ve sinema,kütüphane ve Kültür Evinin(şehir müzesi) birarada bulunduğunu öğrenen Leyla, koridorun duvarlarındaki eski Erbaa fotoğraflarını incelerken garip bir hisse kapıldı.Aynı şey müzeyi gezerken de olmuştu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Naz,Erbaa kültürünün mankenler aracılığıyla somutlaştırıldığı bu yeri anlatmaya devam ederken Leyla,bir halı üzerindeki kuş desenini görünce geçen sene gitmiş olduğu halı dokuma kursunu hatırladı.
Normalde o zor günler aklına geldiğinde içini huzursuzluk kaplayan Leyla bu kez aksine huzur hissetti ve Leyla, nostaljik kokan bu mekanı incelemeye devam ederken olgunlaşmanın vermiş olduğu affedebilme ve hatta unutabilme duygusuna eriştiğinden habersizdi
***
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ERBAA'YA YENİ BİR FABRIKA
"İlçemizin genç girişimcelerinden olan Serkan Gündüzoğlu Erbaa Organize Sanayi Bölgesine açtığı yaprak fabrikasının açılışında konuşurken ilgiyle dinlenildi.
İkram sonrası orada bulunan halk fabrikanın içini gezerek bilgi sahibi oldular.Haftaya tam anlamıyla başlayacak olan işyerinde bay ve ve bayan çalıştırılmak üzere aşçı,muhasebeci,sekreter ve diğer alanlardan işçi alımı yapılacaktır.
İş başvurusu için aşağıdaki numaralardan ulaşabilirsiniz. TEL NO:0356716....."
Leyla çalışma odasının kapı tokmağına yerleştirilmiş yerel gazeteyi alıp da okuduğunda bu haberle karşılaşmıştı.
Siyah beyaz fotoğraf olsa da genç işadamının renkli olduğu anlaşılan gözleri özgüvenli olduğunu gösteriyordu.
Diğer haberlerde de göz atacağı sırada masanın üzerinde bulunan ayaklı takvime şöyle bir baktı.Kırmızı yuvarlak içine alınan tarihlerden de anlaşıldığı üzere Erbaaya taşınalı üç ay olmuştu.
"Zaman ne kadar da çabuk geçmiş"dediği sırada kendi kendine konuşurken gözlerini Kültür Parkına çeviren Leyla; çocukların eğlencelerini izlediği vakit, yaşamış olduğu kötü bir hatırayı ister istemez hatırlayacaktı.
***
"İnsan, kitap okuduğu zaman aynanın karşısında gibi hisseder kendini. Ne zaman ki aynanın kendisi olmayı ister işte o zaman yazarlık yapmaya karar verip aynanın karşısında değil de tam içinde olur"
Leyla okuduğu bir dergide rastladığı bu sözü anlamlı bulmuştu.Şimdilik sadece basit olan birinci yöntemi uyguluyordu yani kitap okuyup oluşturulan hayat hikayelerindeki hayallere ortak olmak..
Masanın üzerindeki kitapla bütünleşip yine hayallere dalacağı sırada içeriye Naz girdi ve şu konuşmalar geçti aralarında:
-Müsait misin Leyla?
-Tabi müsaitim.
Oturduğu andan itibaren patlama ihtimalinde bulunan Naz hemen anlatmaya koyuldu:
-Çok gerginim Leyla.
-Hayırdır ne oldu?
-Artık bıktım. Eşimin kocası...yani...tabi kafa kalmadı bende. Evlendiğim adamın annesinin iğnelemelerinden bıktım.
Bu kadar hakarete dayanamayan beni, sinirden öldürüp gömecek ve oğluna yeni bir gelin alacak bu gidişle.
Ben artık ne diyeceğimi şaşırmaktan yorgun düştüm.Sıkıntılarını anlatan Naz bu kez de tavsiyeler vermeye başladı:
-Bak Leyla eğer bir gün evlenirsen kaynanan melek dahi olsa asla birlikte kalma. Sana vasiyetim budur.
-Böyle konuşma lütfen vasiyeti de nerden çıkardın dedi ve ortamı yumuşatmak için kahve ısmarladı.
Yaklaşık on dakika sonra gelen kahve, hoş kokusuyla odanın havasını değiştirirken, dışarıda yarınki yapılacak bahar şenlikleri için meydan düzenlenmeye başlamıştı.