oy ve yorumlarınızı bekliyorum iyi okumalar
1 haftadır burada kalıyorduk antrenman dan sonra Metehan'ı fazla görmemiştim sürekli ondan kaçıyordum bu zaman diliminde de boş durmayıp kızlarla araştırma yapmıştık ve ulu bilge dedikleri birini bulmuştuk yarın buraya geliyormuş adamdan her şeyi bilir diye söz ediyorlardı onu bekliyorduk belki ondan bir şeyler öğrenebilirdik bu 1 haftalık zaman dilimde boş durmamak için herkes bir işin ucundan tutmuştu
ben ok kullanmayı öğrenmiş onu geliştiriyordum kızlarsa halı yapmaya merak salmıştı
akşam yemeği vakti geldiğinde okları bırakıp büyük çadıra ilerlemeye başladım geldiğimde herkes gelmişti yerime geçip Kutluhan bey amca afiyet olsun dedikten sonra yemeye başladık 1 haftadır olduğu gibi Metehan beni gene göz hapsinde tutuyordu bende ona kaçamak bakışlar atıyordum yemek böyle geçip gitti kızlarla çadıra yürüyüp içine girdik direk uyumaya başladık belli ki...
Sabah heyecanla kalktım belki bir şeyler öğreniriz umuduyla hemen hazırlanmaya başladım o sırada da kızları uyandırmaya çalışıyordum
"Sinem kalksanıza kızım, hişt Gonca kime diyorum alo"
"Aden başımızda konuşup durma git şuradan "
"kızım kalksanıza bu gün ulu bilge dedikleri adam geliyor belki bir şeyler öğrenebiliriz "
"offff "
"oflama bana "
deyip çadırdan çıktım her yerde bir telaş vardı hemen büyük çadıra gitmeye başladım içeri girdiğimde yaşlı bir adam vardı ben çadıra girince 2 sininde bakışları da bana döndü
"Günaydın beyim "
"günaydın Aden hatun "
diğer adama baktığımda sanki beni tanıyormuş gibi bakıyordu bir garipti neyse deyip Kutluhan'a döndüm
"beyim sizin de izniniz olursa avlanmak isterim "
"tabi Aden hatun ama yanında birileri olsun "
"tabi beyim "
"ne zaman çıkmayı düşünürsün "
"şimdi beyim akşama ziyafetteki etleri ben avlamak isterim "
"çok iyi düşünmüşsün yanına bir kaç alp alıp gidebilirsin"
"sağ olun beyim"
çadırdan çıkıp 2 tane alp aldım yanıma gerekli eşyaları alıp yola çıktık 3-4 saat avlanmıştık tahminimce bay bir hayvan avlamış obaya dönüyorduk döndüğümüzde hemen avladığımız hayvanları mutfak tarafına verip kendi çadırımıza yürümeye başladım içeri girdiğimde kızlarda buradaydı
"ne yapıyorsunuz "
"hazırlanıyorduk"
"hm tamam kızlar ne dicem bu ulu bilge olayı bittikten sonra burada bir göl varmış oraya gidelim diyorum ne dersiniz "
"iyi düşünmüşsün ne zamandır kendimize vakit ayıramıyoruz "
"aynen hadi biran önce hazırlanalım daha o adam la konuşucaz"
hazırlandıktan sonra büyük çadıra girip selam verdikten sonra yerlerimize oturup yemek yemeye başladık yemekten sonra Kutluhan bana dönüp
"Aden hatun sen tanışmak istemiştin ulu bilgeyle "
"evet beyim"
bana garip bakışlar atan adamı gösterdiğinde şaşırmamıştım
"ne hakkında konuşmak istiyordun Aden "
etrafıma baktığımda anlamış olucak ki Kutluhan'a dönüp
"müsadeniz olursa dışarda yürüyüş yaparak konuşmak isterim "
"tabi"
hemen ayağı kalkıp Kutluhan'a selam verip ulu bilge dedikleri adamın peşine düştü biraz yürüdükten sonra kütüklerin üstüne oturup eliyle diğer kütüğü gösterdi oturup ağzımı açıcaktım ki
"saatle ilgili konuşmak istiyorsun sanırım "
"evet ama siz nerden biliyorsunuz "
"bana boşuna ulu bilge demiyorlar Aden sor bakalım neyi merak ediyorsun "
"ilk önce saat çalışmıyor nasıl çalıştırıcaz ve kendi zamanımıza dönücez "
"ilk olarak saat zamanda yolculuk yaptıktan 1 ay sonra ya kadar zamanınız var her zamanda bu saat için özel piller var ve onları koruyan kişiler çalışıcaktır diğer soruna gelirsek yine kendi zamanınızı ayarlayıp bir saat belirliyceksiniz o saatte tekrar geri dönüceksiniz""
"peki bu saat neden yapıldı amacı ne ne zaman yapıldı "
öncelikle bu saati insan oğlu yapmadı buldu "
"nasıl yani "
"anlatılanlara göre 1090 yılında bir adam karısıyla birlikte dağların eteklerinde yaşarmış bir çocuk bekliyorlarmış kadın tam 8 aylık hamileyken evi eşkıyalar basmış adam o sırada köye inmiş eşkıyalar kadını öldürüp evdeki her şeyi almışlar adam eve geldiğinde karısını kanlar içinde görünce yıkılmış 3 ay boyunca adam kadının yasını tutmuş sonra adam kadının bir kez bile olsa dağa çıkmayı çok istediğini bildiği için onun yerine kendi çıkıp orda kendini öldürmeyi planlamış dağa çıkmaya başlamış adam o kadar yükseğe çıkmış ki aşağısını öremez olmuş tam zirveye ulaşıcakken bir fırtına kopmuş adam da orada bulunan bir mağaraya saklanmış adam mağarada dolaşırken bir ışık gözünü almış o tarafa yürüyüp kaynağına bakmış senin elindeki saati görmüş adam saati eline aldıktan sonra bir uyarıda bulunulmuş
"bu bir zaman saati bunu kullanılırken sadece bir şeye dikkat etmelisin insan giden bir şeyi geri getiremessin"
tabi adam anlamamış zaman saati dedikten sonra dediklerini dinlememiş adamın aklına hemen karısı gelmiş saati koluna takıp karısının öldüğü güne gitmiş hemen gidip karısını kurtarmış ama kendi olduğu geçmişe gittiği için geçmişteki kendi gelip onu gördüğünde zamanda bir yırtık açılmış adam ve karısı o yırtığın içinde hapis olmuş onların arafta kaldığı söyleniyor ve ruhları hala acı çekiyor "
"peki bizim burada yaptıklarımız geleceği değiştirir mi? "
"hayır bu saat öyle tasarlanmış ki sadece ölüleri tekrar hayata döndürmeye çalışmadıkça hiç bir şekilde gelecekte yada geçmişte sorun yaratmıyor mesela sen buradan birini götürürsen saat o kişinin yerine başka birini koyuyor yada burada yaptığınız değişiklikler geleceğe etki etmiyor "
"oha çok iyi lan, pardon ulu bilge amca şaşırdım sadece "
"bu kadar mı soruların "
"sen bunları nerden biliyorsun "
"bende o saati kullanmıştım "
"nasıl"
"saati kullanan kişi daima kendi zamanına dönmek zorundadır yoksa gelecekte kalırdım "
"kızlara söylemem gerek peki ulu bilge amca buradan geleceğe birisini götürürsem o dönecek mi?"
"ta-"
"NE"
hemen arkamıza döndüğümüzde gördüğüm kişiyle dumura uğradım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tarihe dönüş
Fantasyinsanın başına ne geleceğini kimse bilemezdi her şey bir saatle başlamıştı Eskiye dönmüştük çok eskiye (HİKAYEDEKİ TARİHİN BİZİM TARİHİMİZDEKİ OLAYLARLA Bİ İLGİSİ YOKTUR HEPSİ BENİM KURGU ESERİMDİR!!!!)