Ertesi gün planımızı uygulamak için Nevra Sinan'ın yanına gitti. Dünkü yaptığından sonra özür dilemek farz olmuştu. Ama asıl amacımız anonimin o olup olmadığını öğrenmekti. Aslında ne yapacağımızı bilmiyorduk sadece etrafındaki insanlara ve bizi takip edip etmediğine bakacağız. Hayde Nevra gazamız mübarek ola haydaaaa rinnnaaa rinnaa rinaanana.
Ada ve ben de etrafa bakıcaz. Sonuçta sadece Sinan a şüpheli yaklaşmak başka biriyse anlamamıza engel olucak. Gökçe böyle ajan işlerinde sakar olduğu için hep yakalanıyor. Bir kere stalk yaparken çocuğun bebeklikten kalma fotoğrafın beğenmişti. Eli kolu durmuyor. Onu saha dışı bıraktık.
Sanki hiç ders çalışmamız gerekmiyormuş gibi ajanlık peşindeyiz. Zil çaldığında Nevra Sinan'ın yanına bizde bahçeye çıktık. Gökçe sınıfta uyuyacağını söyleyip gelmedi. Bahçeye indiğimizde telefonumu unuttuğumu farkettim. Mecburen Ada'yı bankların birinde bırakıp yukarı telefonu almaya gittim.
ADA
Miray telefonunu unuttuğu için bende bankta yalnız oturmak zorunda kaldım. Yalnız kalınca insanlar sadece bana bakıyor ve benim hakkımda eleştiri yapıyor gibi hissediyorum. Bu yüzden kafamı telefondan kaldırmamayı tercih ederim.
Ama kafama gelen topla kaldırmak zorunda kaldım. Kocaman bahçede beni mi buldun. Kafamı kaldırıp yukarı bakınca baya fasulye sırığı gibi birini gördüm. Olum siz ne yiyiyorsunuz. Hormonlu musunuz? Len ben de sizle yaşıtım ama bunları düşünürken boynum tutulmuş gibi acımaya başladı. Çocuğun yüzünü görmek için boynumdaki kasları kaybedicektim az daha. Ayy tamam abarttım. Ama uzun yani. Bana doğru geldiğini fark edince bir geri çekildim. Yaklaştıkça uzuyor bu. Ama yakışıklı haaa. Kara kaş kara göz.
Yanıma gelip özür diledi falan ben tabi noldu anlamadan önemli değil teşekkür ederim dedim. Ya herşey okey niye teşekkür ediyorsun kafana top attı diye mi özür dilediği için mi.
Çocukta hafif gülümseyip gitti. Dedi bunun sorunları var galiba bulaşmayayım. Miray da nerde kaldıysa artık burda rezillikten rezilliğe koşuyorum. Hüseyin Bolt'la yarışım.
Miray sonunda gelebildiğınde yanında Gökçe de vardı galiba onu ikna etmeye çalıştı diye düşünürken Nevra elinde bir pastayla geldi banka doğru. Yaaaaaaa teşekür ederimmm. Ne gerek vardı. Dememiş mıydık doğum günlerinde masraf yapmayalım diye.Miray
Ada'ya sürpriz yapmak için telefonumu unuttum bahanesiyle yukarı kızların yanına çıktım. Pastasına mumları koyduk ve süsledik. Aşağı inip sürprizimizi yaptık. Herkes mutluydu. Pastayı kesip birer dilim yedik. Okulda olduğumuz için küçük pasta aldık. O sırada yanımıza uzun sırık biri geldi. Ada'ya doğru gelerek doğum günün kutlu olsun dedi. Hepimiz bir duraksadık. Tövbe tövbe niye çocuk geldi ki. Çocuğa hepimiz şaşkın bakınca ben Doruk az önce yanlışkla arkadaşınıza top attım. Şimdi de siz doğum gününü kutlayınca bende kutlayım dedim dedi. Ada da teşekkür etti. Doruk da heh bu sefer doğru yerde söyledin. İkisi birden gülmeye başladı. Biz de olaya fransız kalıp onları izledik.Doruk gittikten sonra Ada olayı anlattı. Bir seans da biz güldük. Galiba başımıza hep böyle şeyler gelecek. Önce Nevra şimdi Ada. Eee Nevra Sinan işi noldu diye sordu Ada. Hee o iş mi sürpriz yapmak için şimdilik erteledik.
Zil çaldığında sınıflara dağıldık ve o sıkıcı derslere girdik. Aslında okul çıkışı Sinan'ı takip edip öğrenebilirdik. Ama yakalanırsak kötü olur. Kızlara bu fikrimi söyledim ve onayladılar. Tabi nerde kötü sonlu fikir var hepsini yaparız. Edison gibi ampulü yapamanin bir yolunu daha buldum. Bizde rezil olmanı her türlü yolunu deniyoruz. Ama sarıyor.
Fikir hoşumuza gitti. Bizde okul çıkışı Sinan'ı takip etmeye başladık. Amacımız telefonuna ulaşıp mesajları kontrol etmekti. Okul çıkışı kafeye gitti. Galiba her çıkışta orada çalışıyor. Bizde kafeye oturup izlemeye başladık. Ama bir kere bile telefona bakmadı. E tabi haklı çalışırken nasıl baksın. Akşam altıdan sonra kafeden çıktı. Biz tabi kafede sıkılıp birazcık mağazalarda gezdik. Çıkış saatinde tekrar takip etmeye başladık. Evi olduğunu düşündüğümüz binaya girdi ve geri çıktı. Eee bu çocuk evini otel olarak mi kullanıyor. Bizde hala pes etmeyip takip ettik. Sonunda çarşının olduğu Barlar sokağına girdi. Gökçe artık bırakalım takibi bakın geç oldu dedikçe biz takip etmeye devam ettik. Sonunda ışıklı bir yere girdi. Bir parti veriliyordu o da misafirdi kesin. Bizde onu tam takip ederken güvenlik merhaba hanımefendiler isim soyisim alabilir miyim ? Dedi. İşte o an yanmıştık. Eeeee beyfendi iyi günler biz bir arkadaşımıza bakıp çıkacaktık ama dedi Nevra. Adam önce isim alayım. O sırada salonun içindeki Büşra'nin doğum günü yazan süslemeleri gördüm. Ve hemen bakın beyfendi Büşra bizim çok yakın arkadaşımız ama biz ona gelemeyeceğimizi söyleyip sürpriz yapmak istedik lütfen izin verin girelim. Güvenli sonunda ikna olup bizi içeri soktu. Teşekkür edip içeri girdik. Hepimiz dağılıp Sinan'ı aramaya başladık. Ama çocuk sanki yok olmuştu. Allah'ım biz ne vasıfsız insanlarız bir anonim uğruna çektiğimiz çileye bak. En sonunda hepimiz vazgeçip bir taksiye binip evlere dağıldık. Eve gelip ne zaman yattığımi hatırlamıyorum. Gerçekten yorucu bir gündü.Kızlar gördünüz anonimi böyle arama kararı aldı ama belkide hata yapıyorlar. Anonim Sinan değilse kim olabilir.
Beklemede kalın .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAHTSIZ BEDEVİLER
Novela JuvenilHayatta tutunacak dal ararken çok kez düştüm. Sonunda anladığım sen ne istersen hayat tersini verir. Evrenin şaşmayan bir kuralı gibi... Mutsuzluk ve yalnızlığa alıştık. Daha ne kadar kötü şey olabilir dedikçe hepsi başımıza geldi. Bu hikayede arkad...