Welcome ¶JaeYong¶ ✔

😺3👦

"Bana bak Kedi.. hey! Bana bak!" Kediyi kucağına alıp sehpanın üstüne bıraktı. "Kedi, bana bak!" Derin nefes alıp yüzünü ovuşturdu. "Yongie~ bak bakar mısın lütfen?"

Kuyruğunu iki yana sallayarak başını hemen Jaehyun'a çevirdi. "Yağcılık yapınca mı bakacaksın, ne saçma!" Kedi yere indi, yatağına yattı. "Ah cidden mi? Nesin sen?" Ayağa kalkıp yatağın önüne oturdu.

"Yongie, seninle kurallar hakkında konuşmamız gerek.. Madem benimle kalacaksın kurallarıma uymak zorundasın anladın mı?" Kuyruğu iki yana sallanırken mavi gözleriyle dikkatli baktı. "Etrafta çok dolanma, yatağıma çıkma.. sakın seni yatağımda görmeyeyim! Eğer insan olursan diğer odayı kul- Hey nereye? Buraya gel!" Kedi arkasını dönerek Jaehyun'un odasına girdi.

Kapı arkasına kadar açıldığında beyaz kıyafetler içinde porselen bebek geri gelip tam karşısına bağdaş kurarak oturdu. Boynunda bembeyaz kolye vardı, fazla parlaktı. "Böyle daha iyi değil mi Sahip? Benimle daha iyi konuşabilirsin şimdi! "

Kalbi aniden hızlanan Jaehyun, gözlerini sonuna kadar açtı ayağa kalkıp aniden bağırdı. "B.. ben senin sahibin değilim! Bana Jaehyun de. Ve de şu şey, unut gitsin!" Odasına girip kapıyı kapattı.

"Lanet olsun! Neden böyle, Tanrı'm lütfen yardım et, lütfen lütfen! O çok güzel ama böyle olmamalı! " Yatağa yüzüstü yatıp yüzünü yastığa gömdü, iyi değildi.. hemde hiç iyi değildi...

😺👦

Hâlâ yerde oturan Taeyong, elleriyle destek alarak yerden kalktı. Etrafta dolanırken gri kapıyı fark etti, içeri girdi. İki büyük kitaplık ve masa vardı bir de deri koltuk. "Yemek!" Yemek kitabına büyük adımlarla ilerledi eline aldı.

"Yüce Kediler aşkına, insan yemekleri neden bu kadar güzel?" Yemeğin olduğu sayfayı diliyle yaladı hemen kitabı here attı. "Böyle miymiş bu yemekler? Ne kadar iğrenç!" Masada gördüğü gözlüğü eline aldı.

"Bu da ne böyle? Ten'in taktığı şeye benziyor.. Vay canına etraf çok büyük! Neden bu kadar büyük!?" Aynanın önüne geçip baktı. Beyaz kıyafetleri, beyaz saçı, bembeyaz teni ve gözlükle güzel görünüyordu.. fazla güzeldi.

Hemen yanında duran resme baktı, çerçeveyi eline aldı. Çerçevedeki pozu vermeye çalıştı. Yanakları şişirmeye çalışmaktan acımıştı. Diğer çerçeveleri eline aldı. Elini yanağına koydu, gözlüğü tuttu, ellerini cebine attı. Her çerçeveyi tek tek denedi. Biri hariç...

Yanında bir kadın vardı, gülümsüyordu. "Anne mi? Ne kadar sevimli! Benim annem nerede?" Aynaya bakmaya devam ederken, aynadan Jaehyun'un yansımasını gördü. "Sende gelsene! Bak burada ne buldum!" Kolundan tutup aynanın önüne getirdi, gözlüğü çıkartıp O'na taktı.

"Hadi bunları yap!" Taeyong arkasına geçip kollarını hareket ettirmeye başladığında, Jaehyun kalp atışlarını hissediyordu. Hızlıydı, nefesi de hızlanıyordu. "O kim? Anne mi? Nerede, seni bıraktı mı?" Başını iki yana salladı, annesi yanındaydı asla bırakmazdı.

Duyduğu gurultu ile aynadan Taeyong'un beyaz yüzüne baktı. "Sanırım şey oldu, canavar." Elini ensesine atıp dişleri gözükene kadar güldü. Jaehyun elinden tutarak mutfağa getirdi, sandalyeye oturdu.

"Bunu ye.. Nasıl olsa kedisin." Konserve kedi mamasını önüne bıraktığında, Taeyong ayağa kalıp odadan kitabı aldı. "Bunu istiyorum, ama tadı boka benziyor!" Aniden kızaran yüze baktı, üstüne çok gidersen böyle olabilir dikkat etmemiz gerek.

"Nereden biliyorsun?" Sayfayı tekrar yaladı, Jaehyun'a uzattı kitabı. "Sende dene, çok kötü!" Jaehyun kahkaha atmaya başladığında porselen yüz daha da kızardı, kitabı attı. "Komik değil! Tadı boka benziyor!" Jaehyun kitabı yerden alıp üstüne önlüğü geçirdi.

"O kitap, yemek değil... Bundan istiyorsan yapabilirim." Taeyong hemen arkasından sarıldı, hızlanan kalbi tekrar hissetti. Tanrım! Lütfen bana yardım et! Bir an önce gitsin bu kedi!

MSM BR KEDİĞ

EV SHBİ NE ÖYLE