~KALP~

18 7 3
                                    

Kemal: nerdeydin kızım merak ettim seni
Zeynep: dışardaydım babacım
Kemal:   tamam kızım. Ben odama gidiyorum bişey olursa soylersin.
Zeynep: tamamm baba.
Şömine bulabilirsiniz geçip kitabımı elime aldım koltuğuma oturdum kitabımı okumaya başladım o kadar çok dalmımışım ki kitap bitmişti ve saat de geç olmuştu kitabımı kenara koyup odama gittim fazla oyalanmadan yatagima girdim ......

   Kalbimin çarpıntısı kadar tuaf birşey yok ilk görüşte aşk, ilk konuşma da olan o kalbin çarpıntısı fazla güzel ve ilkler ........
Benim hayatta babamdan başka sevdiğim olmadı baba sonuçta kızlarının ilk aşkı değiller miydi? sonuçta neyse bu kadar edebiyat yeter bugün mutlu uyanmıştım güne annemi görmüştüm ama babam bilmiyordu anlatmalımıydım kalkıp üstümü giydim makyajımı yaptım ve pencereden dışarı baktım parlak bir arada kuşların cıvıltısı çok mutlu ediyorr beni, koşarak içeri gittim babam yine yoktu. sabah kalkıp gitmiş olmalıydı kahvaltımı hazırlayıp oturdum. Birdaha görürüm umuduyla bekliyordum hep, babam ona soracaktım yenecektim korkumu. Odama gidip müzik açtım sessiz sakin huzur veren bir şarkı dinlemeye bayiliyorum telefonum çalmaya başladı istemeye, istemeye telefonu açtım. Açtığım da onun sesiyle karşılaştım kendimi ele vermemek için sakin bir ses tonuyla
Zeynep: efendim
Karan: nasılsın
Zeynep: iyiyim de ne oldu, neden aradın.
Karan: buluşalım mı bir kahve içeriz.
Zeynep: olur.
      Çok mutlu olmuştum, çok sevinmiştim kalbim çarpıyordu ama ona belli etmemeliydim. Hemen altıma siyah pantolon giydim üst beyaz gömlek giyip süveterimi giydim siyah kol çantamı takıp aynanın karşısına geçtim saçlarımı açıp arkama attım beyaz adidaslarımı giyim evden çıktım bulunacağımız yere gitmeye başladım. Biryere giderken etrafa bakmayı inceleyi çok seviyorum hoşuma gidiyordu. 15 dakika sonra buluşucağımız yeri bulup iceri girdim çok tatlı bir kafeydi. Etrafa çok dikkatlice ama daha gelmemişti demek. Cam kenarı bir masaya oturdum ve beklemeye başladım 2 dakika sonra garson geldi ..
Garson: birşey istermiydiniz?
Hayır diyerek cevapladım ve kafamı tekrar cama dőndűrdűm. Bir süre sonra karan da geldi.
Karan: fazla bekletmedim umarım seni
Zeynep: hayır bende daha yeni geldim.
Karan: yinede kusuruma bakma.
Zeynep: otursana
Fazla bekletmeden oturdu garsona siparislerimizi verdik den sonra muhabbet etmeye başladık
Zeynep: kendinden bahsetsene biraz.
Karan: 22 yaşındayım bulgaristan göcmeniyiz. Bu kadar ne anlatırım başka bilmiyorum sen anlat.
Zeynep: beni biliyosun ışte sormanın bence bir anlamı yok.
Karan: sadece bi türü gizli bilmiyorum anlatmalısın.
Zeynep:kitap okumayı çok seviyorum, müzik dinlemekten çok hoşlanırım yani benim de bu kadar anlatacağım başka bir şey yok.
Dedim gülerek.
Karan: hmmm yani en azından yapabileceğin bir aktiviten var benim oda yok.
Zeynep: tuaf insan birşeylerle uğraşmalı bence.
Karan: Öylemi içtiysen kahveni kalkalım istersen sahile gidelim senin için uygun mu?
Zeynep: tabi ki.
     Hesabımızı ödeyip kafeden çıktık kalbim onun yanken yerinden çıkacaktı belli başlı başlı etmeyecektim tabi ki sahil tarafına geçip yürümeye devam ettik simitçiden simit alıp bankaların birine oturduk çok utanıyodum
Karan: gökyüzü ne kadar güzel değil mi masmavi
Zeynep:gökyüzüne de bir ilgim var, benim çok hoşuma gidiyor.
Karan: hmmmm 
    Diyerek bana baktı, dikkatli yüzünü inceliyordum aklımda yer ediyordu.uzun bir süre birbirimize baktık ..
Zeynep: ben kalkayım artık yapacaklarım var onları bitereyim
Karan: ben bırakayım seni evine olur mu.
Gönderen olarak kafamı salladım ve arabasına bindik hoşlandığım o müziklerden birtanesini açtı ve dinlemeye başladık kafamı herzaman ki gibi cama çevirip dışarıyı izlemeye başladım göstermeye başladım başladım tamamlıyordu hızlı bir şekilde evin önüne geldik. Ona dönüp
" Teşekkür ederim" diyip  çıktım arabadan el sallayıp girdim evime hızlıca odama gidip kendimi odama attım, bugűn çok güzel geçmişti, yatağımdan kalkıp içi su dolu fısfısımı alıp çiçeklerime su döktüm ve mutfağa gidip orta şekerli bir türk kahvesi yaptım ve baş kitap aldım elime okumaya okumaya .....
" Prenses camından penceresinden bakıp onu hayal ediyorumuş her zaman birgün buluşacağı umuduyla yaşıyormuş "
Kitabı ilk kez görüyordum kitaplığım da oysa ki çok güzeldi biryandan da şimdi farketmem üzdü beni. Karan ismi ne tuaftı anlamı neydi acaba diyerek gidip yatağıma uzandım düşünürken uykuya bıraktım kendimi ..............
~~~~~~~~~~ Karan ~~~~~~~~~~ ~~~~
    Bugün onu görmek için gitmiştim yanına daha iyi tanımak için ama onun hayatı da benim gibi aynıydı fakat onun ki daha çekiciydi. Ona karşı birşeyler hissediyorum ama nasıl söyleyeceğim hiç bilmiyorum, onun da bana karşı birşeyler hissettigine emin olmam gerekiyordu aşk  tek kişilik değil sonuçta yatağima gidip bir süre onu düşündüm geçireceğim zamanı düşündüm kır papatyası gibi çok narin ve güzeldi kalbi de muhteşem di. Mutfağa gidip kendime yemek yemeye başladım büyük bir savaşın ardından yemeğimi tabağa televizyonun karşısına geçtim spor kanalını açıp maçın izledim zaman televizyonda geçirip soğuk suda duşumu alıp kendimi yatağa attım gece saat 02:14 'dü evden çıkıp yûrümeye  başladım içimde birşeyler kötü şeyler  ne oldugunu tam kestiremiyordum içimden nolursun birşey olmasın diye dualar ediyordum gidip bir parka oturdum kafam bir eğik bir vaziyetteydim. Hava çok soğuktu üstümde sadece bir hırka vardı saçlarım dağılmıştı, telefonumun çaldığını duyup cebimden çıkardım barlas arıyordu açtım telefonu 

Barlas: acil konuşmamız gerek

Karan: ne oldu söyle

Barlas: acil diyorum çabuk atıyorum hemen gel.

Baran: iyi at bekliyorum

dediği mekana gitmeye başladım arabam yanımda değildi o yüzden taksi çağırıp daha hızlı gittim çağırdığı yere karanlık bir mekandı ne işler çeviriyodu bu çocuk bu saatde işi burda vardı. Taksiden inip çabucak garajın içine girdim barlas ve iki tane tanımadığım çocuk karşım da duruyodu

Barlas: karan kardeşim sana bir şey demem lazım ama hemen parlama olur mu

Karan: daha mantıklı bir yer seçemedin mi barlas 

Barlas: burası daha mantıklı olur diye düşündüm 

Karan: esas konuya geç BARLAS

Barlas: baban ııııı baban yok gitmiş 

Karan: eeee gitsin nabalım

Barlas: farkındasın değil mi ekonomik zirvede olmamızı o sağlıyodu gitmiş diyorum nabıcaz 

Karan : banane benim bir şirketim var, sadece kullanmıyorum boşu boş duruyo istesem yapılandırır babamdan daha iyi yerlere getiririm ondan bir kuruş para istedim  mi?

Barlas: Öyle Olsun Karan.

 Arkamı dönerek çıktım garajdan yeniden bir taksi çağırarak eve geri döndüm barlasa ciddiyetsiz, önemsememiş bir tavır göstersemde babama insanları yarıyolda bırakıp gitmek ne demek göstericem  KARAN DEMİR devri başlıyor.....

selamm bugün yeni bölüm ile geldim ilk defa hikayemde bir bölüm uzun yazdım tamı tamına 955 kelime uuu sizden ricam oy ve yorum yaparsanız sevinirim insagram:kitaplarhayallerim01




Ondan gitmemekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin