ÜVEY ADAM

~20~

.......

"hep derim bana bir vurana ben iki vururum ki bir daha bana vurma cesareti göstermesin...buda benim lanetim"

........

Salih çay suyunu koyup büyük masanın yanındaki sallanan sandalyeye oturup yemeklerden sıra sıra yemeye başladı ayak seslerini duyunca hızla cayın yanına gidip çay koymaya başladı;
"Ha karagül sen  miydin?"

karaca oflayarak adama bakarak;
"amca bana karagül demeyi ne zaman bırakıcaksin"

Salih çayı koyduktan sonra kızın yanına gidip yanağından makas alıp;
"Kırmızı kar yağsın düşünüz" diyip kızın yanından uzaklaşıp salonun kapısından kadınlara baktı.

Bir sürü kadın vardı o yüzden aralarına girmek yerine sessizce yengelerine bağırmaya başladı;
"yenge..alo..yenge..dakka bi dedikoduya hemen başladınız" en son damla baktı kafasıyla ne var dedi adama
Salih eliyle sanki bardak var gibi,bardakla çay içmiş gibi yapip cayın demlendigini söyledi.

Damla kafasıyla onaylayıp senayi da alıp ayağa kalkıp adamın yanına geldiler;
"çay oldu dimi salih?...kola felan vardı gene ama"

Salih iki elini arkaya koyup hawali bir şekilde;
"Türkü kolayla boğmuşlar ama yinede çayım demiş yenge" diyip mutfağa geri girdi ve aynı sandalyeye oturup sallanarak eline böreği aldı

Sena salihi görünce hemen yanına gidip elinden böreği alıp yerine koydu;
"Salih ya bitmiş zaten yemissin bırak!"

diyip eltileriyle yemekleri salona götürdüler. Salih odasına çıkıp yatağına oturup;
"gene geldin ulan bu odaya ha saddetin aman salih uf ne boksam."

diyip geriye yaslandi ve düşünmeye başladı paşa hakkında..paşaya işkence yaptıktan sonra  onu göndermişti kimsenin bilmediği bir yere kimse bulamazdı adı gibi emindi de paşa konusu niye tekrar açıldı diye düşünüyordu.
Herkese öldü diyip hastaneden ölü raporunu koçavalı evine göndermişti ama kimse bakmamıştı adamın ölüsüne..