''N-Ne demek istiyorsun?'' diye sordu Ladybug telaşlı bir şekilde.
''Geri dönüşemiyorum.'' diye iç geçirdi Chat ve yeniden aşağıdaki manzaraya doğru baktı. ''Eve gidemiyorum, herhangi bir yere be-ben..'' sesi titredi, ''Hiçbir yere gidemiyorum.''
''Ne zamandır böylesin?'' dedi Ladybug ve elini nazikçe Chat'in omzuna koydu.
''Dün geceden beri,'' dedi ve iç geçirip gözyaşını sildi, ''Babamla tartıştım ve dönüşüp evden çıktım, o zamandan beri böyleyim.''
''Uyumadın mı? Yemek de mi yemedin?'' dedi Ladybug daha da endişeli bir şekilde.
''Uyuyamıyorum ama evden gizlice birkaç atıştırmalık aldım.'' dedi. Ladybug kendi kafasında partnerine yardımcı olabilmek için çözüm bulmaya çalışıyordu ama aklına tek bir tane bile gelmiyordu.
Ona sahip çıkması gerekiyordu. Çok içine sinmiyordu ama ama partneri için her şeyi yapardı. Eğer Chat'in yerinde kendisi olsaydı onun da aynısını yapacağını biliyordu.
''Hadi gidelim.'' dedi ve Chat'in elinden tutup sürükledi.
''Ne? Nereye?'' dedi Chat şaşırarak.
''Bana.'' dedi ve Chat'in elini tutup yola koyuldu.
Ona kim olduğunu söylemek istemezdi ama seçimi kalmamıştı.
''Hayır, bunu yapamazsın Ladybug.'' oh, Chat bu sefer ciddiydi. Ona Ladybug diye seslenmişti.
''Eğer senin güvende olmanı sağlayacaksa kimliğimin gizliliği umrumda değil.'' dedi gözünün içine bakarak.
''Ama, leydim, k-kimliğinin benim salak saçma bir sorunum yüzünden ortaya çıkmasına i-izin veremem.'' dedi Chat. Gülmemeye çalışıyordu ama kendine hakim olamıyordu.
''Chat, sen benim partnerimsin. Ve seni güvende tutabilmek için her şeyi yapabileceğimi bilmen gerekiyor. Çünkü Chat olmadan Ladybug da olmaz.'' dedi Ladybug. ''Şimdi, tüm Paris boyunca seni sürüklemekle uğraşmak istemiyorum, o yüzden lütfen usulca beni takip et.''
Chat dediklerine uydu ve onun peşinden çatıdan çatıya atladı. Ladybug'ın söylediği şeylerin kalbini eritmediğini söyleyemezdi.
Ladybug gerçekten onu umursuyordu ve bunu kanıtlamıştı. Chat, yolun yarısında durdu ve Ladybug'ın elini tuttu.
''Leydim, bunu yapmana izin veremem.'' dedi aşağı bakarak.
''Lütfen, yardım etmeme izin ver. Sen bana birçok konuda yardımcı oldun, benim de sana yardımcı olmam lazım.'' dedi Ladybug.
''Evet ama kimliğini açığa çıkararak değil!'' diye haykırdı ve gözyaşlarının yanağından süzülmesine izin verdi. Kendini çok güçsüz hissediyordu ve bunu nasıl gizleyebileceğini de bilemiyordu.
''Bu yapabileceğimin en azı.'' dedi Ladybug ve Chat'e sarıldı. Herhangi bir çatının üstünde durup bir süre sarıldılar.
İkisi de ayrılmak istememişti. Belki de havanın soğukluğundan dolayı birbirlerine sarılıp ısınmak istemişlerdi.
Chat'in kalbi her zamankinden çok daha hızlı atıyordu ve yanakları utançtan kızarmıştı.
''Hadi, kedicik. Gidelim artık.'' dedi Ladybug ve yeniden onu sürükleyerek en sonunda Marinette'in balkonuna geldiler.
Balkona inince Chat, arkasında pembe bir ışığın belirdiğini fark etti. Ladybug geri dönüşmüştü.
''Bundan emin misin?'' diye sordu Chat arkasına dönmeden. Marinette, elini Chat'in omzuna koydu ve onu kendine doğru çevirdi. ''Lütfen bak hadi.''
Marinette iç çekti, ''Sadece...Sadece hayal kırıklığına uğrama.''
Chat yavaşça arkasına döndü ve karşısında sınıf arkadaşını gördü.
''Marinette.'' diye fısıldadı. Nasıl fark edememişti? Aynı göz rengi, aynı saç modeli...
İkisinin de kendine özel özellikleri vardı. Sadece bu özellikleri iki farklı insanda olarak düşünmüştü.
''Lütfen hayal kırıklığına uğramamış ol.'' diye tekrarladı Marinette.
''Oh, prenses, şu an heyecanın da ötesinde bir duygudayım.'' dedi ve hızlıca Marinette'e sarıldı. ''Bu başıboş kedi her gün leydisiyle prensesinin aynı kişi olduğunu öğrenemiyor sonuçta.''
Marinette kıkırdadı ve sarılmasına karşılık verdi. ''Hadi içeri geçelim, burası çok soğuk.'' Chat kafasıyla onayladı ve içeri geçtiler.
Marinette, Chat'in onu kabul etmesine sevinmişti. Tikki, ortaya çıktı ve Chat'in burnunun önüne geldi.
''Merhaba!'' dedi gülümseyerek. Chat de aynı şekilde gülümsedi ve kafasını salladı.
Saat akşam dokuz civarıydı. Marinette şişme bir yatak çıkarttı, anneleri sebebini sorarsa bir şey uydururdu. ''Sen benim yatağımda yatacaksın, böylelikle annemler geldiğinde seni görmeyecekler.''
''Ne? Sen bu rahatsız şeyde yatarken ben senin yatağında yatamam.'' diye ısrar etti Chat.
''Eğer kurabiye istiyorsan dediğimi yapacaksın.'' dedi Marinette tehditkar bir bakış atarak. ''Ayrıca ben böyle rahatsız şeyleri seviyorum.''
Aslında bu bir yalan değildi. Bazı oyun parklarında olan şişme kuleleri bilir misiniz? Evet, Marinette onların üstünde zıplamıyordu.
Uyuyordu.
''Nasıl?'' diye sordu Chat, aklı karışmıştı.
''Bir keresinde şişme bir kalede uyuyakalmıştım. O zamandan beri rahat yerleri asla rahatsızlardan daha çok sevemedim.'' İkisi de güldü.
''Garipsin.'' dedi Chat ve güldü.
''Seninle takılıyorum. Tabii ki de öyle olacağım.'' dedi Marinette ve gülmeleri kesildi.
Chat yine eldivenli ellerine baktı. Marinette, bir çözüm bulmadan önce Chat'in neşesini yerine getirmesi gerektiğini biliyordu.
''Benim için purr-fect pozisyonu bulurum ben.'' Chat şaşırmış bir şekilde Marinette'e doğru baktı. Ladybug asla cat pun kullanmazdı. Hatta onlardan nefret ederdi. (bu kısımda marinette cat puns yaparak aşağı gidip kurabiye alacağını söylüyor, maalesef türkçeye çeviremiyorum.)
Aşağı inmeden önce Chat'e göz kırptı. Az önce o-? Bir cümle içinde altı tane cat pun mı kullanmıştı. Chat bile bunu yapamazdı.
Marinette aşağı inip film izleyen ailesine selam verdi ve kurabiyeleri aldı.
''Yatağa neden ihtiyacın vardı?'' diye sordu babası. Siktir. Hemen kendine bir bahane bulması gerekiyordu.
''Sanırım birkaç gün onda uyuyacağım, lütfen? O şişme kaleyi ne kadar özlediğimi biliyorsun.'' dedi babasının inanmasını umarak.
Şükürler olsun ki ailesi Marinette'e güvenip sadece hormonlardandır deyip geçiştirmişlerdi.
Yukarı çıktığında Marinette'in yatağı hazırlanmıştı ve Chat yatağın kenarında oturmuş Marinette'e gülüyordu. ''O cat punları nasıl aklına geldi?''
''Seninle takılıyorum, tabii ki de aklıma gelecek.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stuck - marichat (türkçe çeviri)
Fanfiction''L-Ladybug?'' Chat'in sesi titriyordu. ''İyi misin? Yaralandın mı?'' diye sordu Ladybug. ''B-Buluşabilir miyiz?'' Bir sessizlik oluştu. ''10 dakika içinde. Eyfel Kulesinde.'' ---- hikayedeki tüm bölümleri kurgusu @its_nusa_obviously 'ye aittir ve...