yeni bölümden selamlar. umarım beğenirsiniz. görüşlerinizi yorum yaparak belirtmeyi unutmayın lütfen. 💞
şöyle şuraya okumaya başladığınız tarihi de alalım.
diggat, bu bölüm başta ellie goulding: hate me ve james arthur: train wreck dinleyerek yazılmıştır.
iyi okumalar.
______
kollarımı göğsümde birleştirmiş bir şekilde karşımdaki bedenin bir sağa bir de sola gidip gelişini izliyordum dikkatle. fazlaca kızgın ve bir o kadar da kırgındım karşımdaki bu bedene lâkin kendisi bunu umursamadan sadece ne yaptın sen, ne yapabilirim şimdi ben? diyerek söyleniyor arada bir saçlarını çekiştiriyordu. o kadar sıkılmıştım ki ve o kadar çok dikkatimi dağıtmıştı ki en sevdiğim mangamı okuyamamış ve kaldığım yere dahi bakmadan kapayarak yattığım yatakta sinirle soluyarak oturur hale gelmiştim.
"of ama gerçekten yeter."
sıkıntıyla bir iç çekmiş hemen ardından ise ellerimi yatağa vurarak karşımdaki bedenin dikkatini çekmeye çalışmıştım ki, istediğimi de almıştım. taehyung en sonunda durmuş ve yüzündeki beni sorgular ifadesi ile gözlerimin içine bakmaya başlamıştı.
"koçum ben de buradayım hatırladın mı hani?"
"ne saçmalıyorsun jungkook?"
sıkıntılı bir nefes almış ve oturduğum yatakta dizlerim üzerine dikilerek elimi ona doğru uzatmış bedenini kendime doğru çekerek yatağımın çevresinden dolanmasını ve hemen karşıma oturmasını sağlamıştım. elini avuçlarım arasına alarak yavaşça okşamaya ve dudaklarıma yerleştirdiğim şefkatli tebessümüm ile gözlerimi gözlerinden ayırmamıştım.
"sevgilim, 24 yaşında adamsın ve biz seninle yakında dördüncü yılımızı kutlayacağız öyle değil mi?" başını olumlu anlamda sallamıştı soruma karşılık. "güzel, bu yılın sonunda ayrı eve çıkacağın için benim de eşyalarımı apar topar bana toplattırdığını hatırla şimdi ve de ilişkimiz konusunda ne kadar ciddi düşündüğümüzü. sence karşımızda kim durabilir?"
son sözlerimden sonra taehyung az da olsa rahatlayan yüzü yeniden gerilmiş ve avuçlarım arasındaki elini hızla çekip yüzünü sıvazlamıştı. bugün verdiğim bilmem kaç bininci sıkıntılı nefesimi tekrar vermiştim o sırada. benim aptal sevgilim kim taehyung, koskoca adam olmuş fakat hâlâ ailesinden bir şeyler gizliyor ve aile baksısı ile hareket ediyordu. kendi ayakları üzerinde durabilen bir adam olmasına rağmen hâlâ anne ve baba yönlendirmesiyle ilerliyordu bazı konularda ve bu bazı konular çoğu zaman bizi zedelediği için kızıyordum artık. onu da anlamaya çalışıyordum lâkin onu anlamak adına zihnimde çıktığım merdivenler bir süreden sonra yıkılıyor ve devamı gelmiyordu. ortaokul değildi, lise değildi bu adam. bu sene üniversitesini bitirecek olan bir adamdı ve hâlâ ama hâlâ ailesinden eşcinsel olduğunu saklıyordu.
tamam tamam, burada durduruyorum yine her şeyi. "ne oluyor lan?" "neler olmuş lan?" dediğinizi duyar gibiyim, bu sebeple ben deniz aka jungkook size şimdi her şeyi özet geçeceğim.
benim hyunjin'e itliğine attığım mesajın üzerinden daha yarım saat geçmemiştir, biricik sevgilim kim taehyung soluğu yanımda almıştı. biz o mesaj üzerine sevgilimle bir güzel kavga ederken ona eşcinsel olduğunu söylemesi gerektiğini ikna etmeye çalışıyordum fakat beyefendi Nuh diyor peygamber demiyordu. üstüne üstlük kardeşi olacak o böcek habire sevgilimin üzerine yürüyor ve onu tehdit ediyordu. ne harika abi kardeş ilişkisi ama değil mi? her neyse, işte o günün ertesi günü dersim olmadığı için taehyung'da boş olan ders saatlerini kullanarak yanıma gelmiş ve bu konuyu tekrar açmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gay panic! ▷tk (✔)
Nouvellesjjkook: "merhaba hyunjin, beni hatırladın mı? gay olduğum için beni dövmesi adına çağıracağın abinin erkek arkadaşı jeon piç kurusu jungkook. lütfen bir daha bana bu kadar kaba davranma, dudaklarım için ölüp biten birçok erkek var." taekook¡au || m...