Eşyalarımı koyduğum valizimi alıp kapıda bekleyen halama baktım. Beni görünce gözleri sevinçle parladı. Onu böyle görmek beni de mutlu etmeliydi fakat bir sorunum vardı ki ben mutluluğa reset çekmiştim.Derin bir nefesi zorla alıp halamın bana sarılmasına izin verdim. İşkence gibiydi. Anne sıcaklığını hatırlatıyordu bana.
Sonunda sarılması bittiğinde kısaca sohbet edip evlerine gitmek üzere halamın arabasına bindik. Kafamı koltuğun başlığına yaslayıp gözlerimi kapattım.
Gözlerimi araladığımda karşılaştığım villa yüzümü buruşturmama neden oldu. Arabanın kapısını açıp bagajdan valizimi aldım. Halam arabayı kilitleyip gözüyle hadi anlamında kapıyı işaret etti. Elimde valizim eve doğru ilerledim. Kapıyı açan hizmetçi bana garip bir bakış atıp "buyurun efendim. Hoş geldiniz" dedi. Halam onu atlayıp direk eve geçti. Bende kıza baş selamı verip içeriye doğru emin adımlarla yürüdüm.
Büyük salonda kimsecikler yoktu. Omuz silkip karşımdaki tekli koltuğa yöneldim. Oldum olası tekli koltuklara bayılmışımdır. Sonuçta sadece bana ait oluyor. Başka kimsenin oturamaması harika bir duygu...
Artık boş boş durmaktan sıkılıp evi incelemeye koyuldum. Her şey aynıydı. Halam kahve ve beyaz tonlarındaki zevk abidesi salonunda hiçbir değişikliği uygun görmemişti demek... Düşüncelerimden çıkmamın sebebi, merdivenlerden gelen topuk sesleriydi. Başımı o tarafa çevirdiğimde Asya -kuzenim- ile karşılaştım. Güzel gözlerini kocaman açıp "Arya" diye bağırdı. Ayağa kalktığımda Asya çoktan üzerime çullanmış canımı çıkarmakla meşguldü.
"Seni çok, çok, çok ama çok özledim. Aptal neden görüşmemize izin vermedin? Neden beni yanında istemedin?" konuşması canımı sıkıyordu. Yetimhanede kaldığım süre içerisinde sadece 5- 6 kere görüşmüştük ki onlarda zorunluluktandı. Onları yanımda istememiştim çünkü ben yalnızlığıma alışmalıydım. Yalnızlık bendim.
"Yine aynı şeyi yapıyorsun bak. Cevabını bildiğin sorular soruyorsun" dediğimde omuz silkip beni daha sıkı sardı. Ben ise sadece ellerim belinde öylece duruyordum. Yapacak daha iyi bir şeyim yoktu. Yaşadıklarımı unutup sevgimi ona sunamazdım. Artık sevginin kıymetini tüm benligime ezberletmiştim.
~~~~~~~~~
"Arya... Kuzum niye böy-"
"Hala neden anlamak istemiyorsun? Ben kendime yeni bir hayat kuracağım. Mecburum ve siz bana yardım falan etmeyeceksiniz. Sizin merhametinize ihtiyacım yok. Ayrıca zaten okulumu ayarlamışsınız. Daha fazla bir şey yapmanızı istemiyorum. Lütfen!" kesin cevabım karşısında yüzünü astı.
"Peki kızım. Ama bu evde kalsan? Yani aklım sende kalmamalı"
"Yeni hayat, yeni evi ve yaşanmışlıklarıda beraberinde getirir. En azından benim için bu böyle. Yani burada kalmayacağım" dediğimde yüzünde birçok ifadeyle bana bakıp ayağa kalktı. Ağlamak üzere dolan gözlerini odasına çıkarken boşalttığına eminim. Halam gözden kaybolduğunda Asya'ya baktım.
"Eğer ev bulursan bende yanına taşınırım. Seni yalnız bırakmayacağım! Çünkü sen yalnız değilsin!" son cümlesinin ardından arkasını dönüp gitti. Harika! Koca evde tek başına oturmak müthiş cidden!
"Hey... Siktir" hı evet. Ben o küfürbaz kızlardanım. Kimin ne düşündüğü zerre umurumda değil. Ben buyum. Ve istedikleri gibi değil, istediğim gibi olacağım.
Ayağa kalkıp Asya'nın odasına çıktım. Yatakta lap topuyla uğraşıyordu. "Asya, şu okulun adresini versene" bana ters bir bakış atıp yatağından doğruldu. Çalışma masasından aldığı küçük kağıda bir şeyler- tabiî ki adres- yazıp bana uzattı. Gözlerimi devirip kağıdı aldım. Odadan tam çıkacakken gelen sesle durdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşım!
Teen FictionBiliyor musun? Hayallerini okudum. Senin çok güzel bir kızın olacak. Tıpkı aşık olduğum gözlerin gibi... ... -Seviyor musun? -Çok -Vazgeçer misin? -Evet -Seven insan vazgeçer mi? -Peki seven sevdiğini, göz göre göre cehenneme iter mi?