DEF OL O ZAMAN!

291 18 0
                                    



Göz kapaklarım ağırlığını üzerime sermişti sanki. Beynim etrafındaki sesleri algılamaya çalışıyordu. Boşlukta hissediyordum. Bu iyiydi. Tek sorunum bedenimde ki acıydı. Boğazımda bir yumru vardı. Yutkunmaya çalıştım ama başaramadım. Göğsümün üzerinde ağırlık var gibi hissediyordum. Acıtıyordu. Aldığım her nefes genzimi yakıyordu.

"Ne zaman uyanır?" sesin sahibi tanıdıktı. Mert'in sesi...

"Bedeni çok yorgun düşmüş. Yaşadığı olay, yeterli beslenmeme ve uykusuzluk sonucu vücut yıpranmış. Yani vücudun iyi bir uykuya ihtiyacı var"

"Anlıyorum. Tekrar teşekkürler ve iyi günler"

"İyi günler. Bir sorun olursa istediğiniz zaman beni arayabilirsiniz" örtülen kapı sesinin ardından büyük bir sessizlik oldu. Gözlerimi aralamaya çalıştım ama ne beynim ne de göz kapaklarım buna izin vermiyordu.

Başıma dokunan elle ürperdim. Yumuşakça dokunuyordu. Gözlerimi aralamak istedim tekrar. Görmek istiyordum ürpermemi sağlayan kişiyi. Aslında... Kokusu öyle tanıdıktı ki sanki daha önce kokusunu içime çekmişim gibi hissettim. Büyüleyiciydi. Güven verici bir kokuydu. Erkek losyonu? Olabilirdi. Oldukça cezp ediciydi.

Başıma dokunan elin çekilmesiyle boşluğa düşmüş hissi yaşadım. Ardından gelen kapı sesi yalnız kaldığımı kanıtlıyordu. Boğazımın kuruluğunu unutmaya çalışıp kendimi uykunun narin kollarına teslim ettim.

~~~

Ne yaşıyordum ben böyle? Hani kendi içimde sessizliğe bürünecektim? Hani ben sadece ölmek için yaşayacaktım?

"Daha iyi misin?" Mert'in sorusuyla başımı olumlu anlamda salladım. Gözlerimi açalı yaklaşık 5 saat oluyordu ve ben uyandığım için geçen her saniyede kendime kızıyordum. Boşlukta hissetmek sandığımdan çok daha iyiydi. Kabus görmemiştim mesela. Uzaklaşmıştım gerçeklerimden. İyiydi ama iyi şeyler beni hep terk ederdi...

Derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Odamdaydım. Beni kapıda gören ve yardım eden kişi Mert'ti. Sonrasını hatırlamıyorum. Sadece... O düşünceleri hasta çocuktan beni kurtardığı için ona can borcum olduğunu biliyorum.

"Bir şey mi istiyorsun?" Melih'in sorusuyla başımı olumsuz anlamda sallayıp odadan çıktım. Koridorda yavaşça ilerleyip banyo kapısına ulaştım. Elim kapı kolunu bulduğunda kapı Özgür tarafından açıldı. Saçlarını karıştırıp bana kısa bir bakış attı. Ardından arkasını dönüp uzaklaştı. İçime koca bir nefes çekip çıplak ayaklarımı soğuk mermerle buluşturdum. Umursamazca kapıyı kapatıp kilitledim. Tenim ürpermişti. Geçen gün çocukları nasıl korkuttuysam üzerimi bile değiştirmemişlerdi. Okul üniformalarımı ve iç çamaşırlarımı üzerimden sıyırıp küvetin içerisine girdim. Suyu biraz sıcak olacak şekilde ayarlayıp damlaların tenimden süzülmesine izin verdim. Gerçekten kirli hissediyordum. Elimi saçlarımdan geçirip gözümü tırmalayan gözyaşlarımın yanaklarımda yer edinmesini izledim. Fazlaca tutmuştum onları. Acıtıyordu. Can çekiştiriyorlardı sanki kalbime.

Ellerimi yumruk yapıp çığlıklarımın ve hıçkırıklarımın çıkmasını engellemeye çalıştım. Bir karar vermem lazımdı. Şimdi ağlamazsam bunun acısını bir ömür boyu çekerdim. Ya ağlayıp acizliğimi ortaya serecektim. Ya da... İkinci seçeneği reddedip yumruk yaptığım elimi küvete geçirdim. Daha fazla dayanamayacağımı bildiğim için çığlıkla karışık hıçkırıklarımı serbest bıraktım. Gözlerimi sımsıkı kapatıp başımı mermere yasladım. Göğsüm hızla kalkıp iniyordu. Ona yardım edercesine çıkan hıçkırıklarım ise cabasıydı... Gözyaşlarım gözlerimde yer edinmişti adeta. Ellerimi saçlarımın arasından geçirip başımı mermerden kaldırdım. Kapıdan sesler geliyordu ama umurumda değildi. Hıçkırıklarım kesilip yerini iç çekmelere devrettiğinde gülümsedim. Rahatlatmıştı. Elime aldığım lifi paketinden çıkarıp köpüklendirdim. Vücudumu ve saçlarımı iyice temizleyip küvetten çıktım. Banyoya daha önce yerleştirmiştim özel eşyalarımı. O yüzden elime aldığım havluma rahatlıkla sarıldım. Baş havlumla da saçlarımı sarıp dolaba koyduğum diş fırçama macunumu sıkıp dişlerimi fırçaladım. Kirlilerimi de sepete koyup banyodan çıkmak üzere kapıyı açtım.

Ev Arkadaşım!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin