HİDE

2.3K 161 36
                                    

Bahçede olanlardan sonra ne yapacağımı bilmiyordum. Jungkook beni kullanıp sıkıca geriye itmişti. Olayın şokunu atlamamışken Yoongi ve hoseok denilen adamlara nasıl güvenebilirdim?

Köşk kapısından tekrar içeri girdiğimde koca salon yine genişliğiyle dikkat çekiyordu. Elimi kalbime koyup merdiven başlığına tutundum.

Jungkook benim bir sürtük olduğumu düşünüyordu. Cidden öyle miydi? Bir sürtük müydüm? Kafamı geriye atıp olanları unutmaya çalıştım

Merdivenlerden çıktıtan sonra iki koridordan birine girdim. Nerde olduğumu kestirememiştim. Sonra başka bir koridora daha girip aklımı tamamen karıştırdım. Bu koridorun sonunda başka bir oda daha vardı.

Taehyung'un orada olduğunu düşünerek kulpu çevirdim. Neden bunu yaptığım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ama kapının ardına baktığımda Taehyung hariç başka şeyler vardı.

Bu oda diğer herşeyden daha uzak ve karanlıktı. Perdeleri sonuna kadar çekilmiş çoğu eşya siyahlar içindeydi. Gözüme ürkütücü gelirken ayağım perdeyi açmak için çoktan haraketlenmişti.

Perdeyi açmak için elimi uzatırken arkamdan elime bir el tutundu. Vücudum kaskatı kesilmişti. Nefesimi tutup olacakları bekledim. Ama elimi kavramış olan ellerde tepki vermiyordu. Ama bu koku... Jungkook'a ayitti. Onun olduğuma adım kadar emindim. Hem yüzüne bakmaya daha cesaretim yoktu.

Tuttuğum nefesimi bırakacakken. Kulağımda hissettiğim dudaklar ile geri tuttum. " korkma onlar kimseye söylemez. Söyleyemezler!" Diyerek fısıldadı. Son kelimeyi bastırarak kullanmıştı.

Hoseok ve yoongi denilen adamlar benim hakkımda Jungkook gibi düşüneceklerdi. Bu şekilde utancım ikiye katlanmıştı.

Jungkook beni kendine çevirdiğinde tuttuğum tüm nefesim birden yüzüne boşalmıştı. Bana yine duygusuz bir ifade ile bakıyordu. Elini bedenimden çekip ceplerine yerleştirdi.

Bugün cringelikte tavan yapmıştım. Daha ne kadar düşecektim. Yerimde öylece kalırken. "Ne bekliyorsun" diyen Jungkook ile etrafa bakınıp dilimi yanağımda gezdirdim.

Daha fazla orada kalamazdım tabi. Tek bir kelime bile etmeden odadan ayrıldım.

Herşeyin başladığı yere salona geri döndüm. Belki beni biri fark eder yanına çağırırdı. Sokak kedisine benzer bir halim vardı. Arkamdaki ses ile umutla oraya döndüm. Taehyung geliyordu

"Ne yapıyorsun orada Jimin kaybolmuş sokak kedisi gibi." Ona yüzümü buruşturup. "Sokak kedisine benzer bir halim mi var?" Dedim.

Gülümseyip yanıma yaklaştı. Üzerinde siyah bir takım elbise vardı ama bu onu fazla ciddi göstermiyordu. Ne giyse serseri bir tipi vardı. Onun yanında oldukça soft duruyordum. Tıpkı Jungkook'un yanında küçük bir çocuk muamelesi ile bakıldığım gibi.

Ne diye onu örnek göstermiştim ki şimdi? Gözlerimi devirip dudaklarımı büzdüm.

"Yoksa o göz devirme bana mıydı?" Diyerek yaklaştı. Alt dudağımı ısırıp masum bir bakış atmıştım. Kafasını geriye atıp tekrar ileri düşürdü. İstemeden onu etkilemiş miydim yoksa?

Elini belime koyup okşamaya başlamıştı. Geriye doğru gidecekken kaşlarını çattı. Dudaklarımı dilimle ıslatıp daha karpuz kesecektik diyen ev sahibine bakıyormuş gibi baktım ona.

Bana bir adım daha yaklaşıp "Hiç yemek yemiyor musun sen?" Diye sorgulamaya başladı. Elini belime yerleştirdiğinde belim resmen yok olmuştu. Utanarak dudaklarımı birbirine bastırdığımda. Arkamızdan gelen ses ile kendimi geriye attım.

OBSCUREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin