Sinir oldum ve cevap vermedim. İnsan başına bir şey mi geldi acaba diye bir düşünür dimi. Hemen niye yargılıyorsun ki sen. Of çok sinir oldum. Hastaneden çıkarken birkaç yere imza attım. Olay karmaşık olmadığı için polisler ayrıntılı ifade almadı. Hastaneden çıktığımda hemen annemi aradım.
"Alo kızım nerdesin sen?"
"Şeyy.. Küçük bir kaza geçirdim de anne. Ama hiçbir.." Hiçbir şeyim yok demeye fırsat bırakmadan lafımı kesti annem.
"Ne!?!?? Ne kazası? İyi misin sen? Nerdesin? Kızım cevap versene!"
"Anne biraz sakin olursan ben anlatcaktım zaten. Hiçbir şeyim yok merak etme şimdi eve geliyorum zaten. İyiyim ben."
"Nerdesin ben geliyim. Babanı arayacağım zaten şimdi. Yerini söyle."
"Anne gerek yok. Geliyorum ben ya!" diyip telefonu kapattım. Annem bana fena kızacak. Telefonu hayatımda ikince kez yüzüne kapatıyorum sanırım ve bu hiç iyi olmadı. Ama napayım? Gerek yok dedim işte. 2 dakika geçmeden tekrar aradı. Açmadım. Eve gidiyordum sonuçta. Ama 4. kez arayınca dayanamayıp açtım.
"Efendim anne."
"BU TELEFON NİYE YÜZÜME KAPATILIYOR."
"Gelince konuşsak?"
"Neredesin?"
"Bizim mahalleye girdim anne."
"Tamam o zaman bekliyorum, oyalanma."
Ya zaten yorgunum. Zor yürüdüğüm yetmezmiş gibi bir de başka şeylerle oyalanamam ya. Her neyse. Hilal'i aradım. Telefonu açar açmaz:
"Kızım nerdesin sen yaa? Niye bizi merak ettiriyon?" Al işte. İkinci bir anne.
"Of Hilal n'olur başlama sende. Daha yeni annemle bu konuşmayı yaptım.Seni merak ettirmeden hemen anlatıyorum lafımı bölme. Servis kaza yaptı. Hastanedeydim. Şimdi bir şeyim yok. Başka sorun var mı?"
"Oha ne kazası lan. Sesin çok kötü geliyor. Sana bir şey olmadı değil mi? Nasılsın şimdi? Geliyim mi?" (Demiştim ikinci anne -,-)
"Hilal, canım benim. Bir şeyim yok dedim. Şimdi kapatıyorum ben. Bye."
Çok şükür Allah'ım. İki büyük afetten kurtuldum. Asıl mesele Batu. Ya bu niye hemen böyle çıkıştı. Ben keyfimden mi mesaj atmadım sanki. Çok sinirlendim. Ya bir dakika bir dakika. Ben niye sinirleniyorum ya. O benim neyim ki. Saçmalama Kübra. Of ben sevmiyorum onu. Niye seviyim ki? Egolu, içki-sigara var, zaten benide sevmez. Ben niye seviyim ki. Sevmiyorum ki zaten. Sevememde yani. Düşündüğüm şeylere bak ya. Sevmesem niye düşüniyim ki. Ama yok hayır sevmiyorum.
Böyle kendi kendime düşünürken telefonum çaldı. Oha Batuhan arıyordu. Numarasını kaydederken resmini de koymuştum. Bu sıpa çok tatlı ya. Dur bir dakika, bu niye arıyor ki şimdi. Ben böyle uyuzlanırken telefon kapandı. Ya ben malım. Ama napayım daha hiç görmedim onu, hiç tanımıyorum neredeyse, hiç sesini duymadım. Bir an şaşkınlığımdan açamadım işte. Aferin Kübra sana. Kendime kızarken Batuhan tekrar aradı. Bu sefer açacaktım. Yaa ilk kez konuşacaktım. Ne konuşacaktım ki? Off telefon beni beklemiyor sonuçta, yine kapanmadan açtım.
"Alo" dedi.
"..."
"Alo"
"Ha.. şey.. efendim. Alo?" diye cevap verebildim sonunda.
"Kübra? Bir şey mi oldu? Sesin kötü geliyor sanki?" (Şükür anladı benim de başıma bir şeyler gelebileceğini.)
"Hayır. Yani.. Bir şeyim yok. Ne olabilir ki?" dedim kekeleyerek. Ya noluyor bana. Çok kötü konuşuyorum.
![](https://img.wattpad.com/cover/33210351-288-k350288.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"B"AD "B"OY
Teen FictionBir aşk hikayesi.. Bana göre bitmeyen bir aşk.. "BİZ"im aşkımız."BİZ" kim miyiz? Batuhan & Kübra Size kısa, ama benim hayatımın tamamını oluşturan bi bölümü anlatacağım. Yaşanmışlıklar.. Hayaller.. Ben sadece sevdim. Gülüşünü sevdim, bal sarısı gözl...