K.İ.Ö (PSİKOPAT KUZEN)

6K 64 5
                                    

Abidin Kabakulak

Babamla birlikte içeri giren kızın yüzündeki ifadeye bakılırsa hem yorgun hemde mutsuzdu.
Babam birden araya girdi ve konuşmaya başladı.

"Abidin bu senin amcanın kızı. Yani kuzenin, Ayça. 1 haftalığına bizimle kalacak. Amcan Ahmet memlekete mal ayırmaya gitti. Kızını da bize emanet etti, umarım iyi anlaşırsınız."

İçimden amin canım ya derken."Umarım baba." diyerek koca gözlerimi devirdim. Kız Samara'ya benziyordu, ben bununla iyi anlaşırzam kabuslarıma falan girerdi.

Derince iç çektim. Kız biraz gıcık birine benziyordu. Yani kuyul bişeydi ama işim zordu. İç sesimle saçmalamayı bırakarak konuşmaya başladım.

"Gel sana odanı göstereyim."

Somurtarak peşimden gelmeye başladı. Koridor karanlık olduğu için beni birazda ürkütüyordu arkamdaki korku filmlerinden fırlamış gibi görünen Ayça'nında beni takip etmesi. Sanki heran arkadan pandik atacakmış gibi gelmesi narin bedenimin titremesine sebep oluyordu. Ayça birden konuşmaya başladı.

"Noldu canım sen karanlıktan mı korkuyorsun?"

Sesli bir kahkaha atarak yüzüme alaycı bakışlar attı Samara Ayça. hemen cevap verdim.

"Ne korkması ya? Ben senin gibi miyim?"

Biraz ağır konuşmuştum sanki. Sanırım gücüm sadece kızlara yetiyordu. İç sesim birden araya girerek şöyle devam etti. Bunları bide yerse okuldakilere yap abidin bak kafanı nasıl asfalta sürüp kıvılcım çıkartıyolar. Ben bunları düşünürken alev küpüne dönmüş kuzenim ciyaklamaya başladı.

"Lan düzgün konuş kuzen falan dinlemem seni burda o bastığın halıya sarar camdan aşşağı fırlatırım!"

"Tamam ya sakin ol ben şaka yapmıştım zaten."

Diyerek geçiştirdim biraz daha konuşmaya ve kavgayı uzatmaya devam etseydim sonum halıya sarılıp 17 yerinden bıçaklanıp tecavüz edilen abidin olarak 3. sayfa haberlerinde çıkmam an meselesiydi. Odanın kapısına geldiğmizde benden önce içeriye daldı ve bende onun arkasından girdim. Elindeki valizini bir köşeye fırlatarak telefonunu alıp yatağına oturarak mesajlaşmaya başladı. Bende karşısına oturup onu seyrediyordum. Saçlarının bir tutamı kızıla boyalı, uzun boylu ve zayıf bir şeydi. Tırnaklarındaki kırmızı ojeleri saymazsak sevimli duruyordu. Acaba anlaşabilecek miydik?Derken birden araya girdi ve konuşmaya başladı.

"Sen asosyel ve inek birşeye benziyosun. İlk bakışta herkesi tanırım ben. Yanılmamışımdır umarım kuzen?"

"Sanırım." diyerek gözlerinin içine baktım ve konuşmasına devam etti

"Değişmek ister misin?"

"Hayır." dedim ve saate bakar bakmaz ayağa fırladım. Ayça olanlardan habersiz beni izliyordu ve o beklenen sorusunu sordu.

"Noluyo lan ne zıplıyosun deli danalar gibi?"

"Test çözmem, ders çalışmam, konu tekrarı yapmam lazım! Tutma beni!"
diyerek odadan çıktım. Ona bu konuda cevap hakkı bile vermek istemiyordum çünkü ders çalışmaya karşı olan tembel tenekeye benziyordu. Ve iğneleyici lafları beni çileden çıkarıyordu. İçimden söylenerek kendi odamın yolunu tuttum.

İçeriye girdiğimde yarın günlerden Cumartesi olduğunu hatırladığımda rahatlıkla nefes aldım. Çalışma masama oturduğumda not bölümüne göz gezdirdim sanırım Cüneyt'in yapılacak bir dünya ödevi vardı. Yarın Cumartesi olduğu için sabah yaparım diyerek geçiştirdim ve test kitabımı alarak Tarih çözmeye başladım. Odam salona yakın olduğu için sesler rahatlıkla duyulabiliyordu ve kapının kapanma sesini saniyesiyle duymuştum. Annem ve babam ders çalıştığımı bildikleri için çıkarken televizyonuda kapatmayı unutmamışlardı. Sanırım annem ve babam bir yere gitmişlerdi. Aradan 5 dakika geçtikten sonra tamamen test çözmeye yoğunlaşmıştım derken içerden yüksek sesli müzik sesi geldiğinde kaşlarımı çatarak ayağa kalktım.

Ağır adımlarla salonun yolunu tuttum. Ahh! Yine o çatlak kuzenim Ayça geldiği ilk günden sorun çıkartıyordu. Koltukta yayılmış, Rock şarkılarından birini evi inletecek derecede bir yülseklikte dinliyordu. Hemen bir hamle yapmam gerektiğini kendime hatırlatarak televizyonun önüne geçtim ve kapatma düğmesine basarak sorunu ortadan kaldırdım. Ama karşı kanepede oturan daha büyük bir sorunumuz vardı. Ayça birden üstüme gelmeye başlayınca ağzımdan dökülen kelimelere ben bile şaşırmıştım.

"Bana bak kızıl kafa senin saçlarını yolarım. Ben ders çalışıcam ve sende burda sessiz bir şekilde oturucaksın. SESSİZ!"

Nediyorum lan ben Allah'ım sen yardım et! Annemler gelmeden bu evden cenazem çıkacaktı. Ayça'nın içinden tam bir vahşi kedi çıkmıştı. Narin kolumdan tutarak duvara itti. "Şimdi boku yedim!" dememle ağzıma vurmam bir oldu. Yine mallık yapıp sesli düşünmüştüm. Ayça tecavüz etmeyecekti dimi? Etmez ya neden etsin? Derken araya girdi ve konuşmaya başladı.

"Olum sen akşam yemeğinde yürek mi yedin ne bu cesaret? Seni yolarım lan ben!"

Demesiyle saçıma yapışması bir oldu? Allah'ım yardım et! Bir kız tarafından tecavüze uğrayan ilk erkek olarak tarihe geçmek istemiyordum. Sözümü kesti ve gülerek konuşmaya başladı.

"İşkence!"

İşkence mi demişti o? Cevap verdim.

"Ne işkencesi be? Sen çok Amerikan filmi izliyosun heralde. Kızım bırak saçımı canımı acıtıyosun. Narin bedenime de vurma, suratına kusarım 1 sene banyodan çıkamazsın. Babanı da göremezsin."

Dedim ve demez olaydım. Kız cinnet geçiriyordu. Koşarak odaya gitti. Ben pes etti zannediyordum ama yanılmıştım. Aman Allah'ım elindeki maşa da neydi öyle? Düşündüğün şeyi hapmauacaktı değil mi? Bu kız tam bir deli manyaktı! Kendimi kusmaya zorlayarak, kendimi hazırladım. Ağzımda biriktirdiğim iğrenç kusmuğu yaklaştığında yüzüne püskürtecektim. Başka çarem yoktu. Abidin Kabakulak İçin Ölmek Vardı Dönmek Yoktu!

***

Arkaďaşlar kitabımı çıkartalı 3 gün oldu ve bu 4. Bölüm vote ve yorumlar çok az nerdeyse hiç yok derecesinde belirli kişiler tarafından destek veriliyor Szrkoc ve Yelizyvc ve cCclanetkaricCc sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Elimden geldiği kadar'da her gün yeni bölüm yazmaya çalışıyorum emeğe saygı lütfen vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin :)

Kendisi İnek ÖğrenciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin