Beş Gün Sonra...
Saphed yorgun bir şekilde malikanenin lobisinde telefonla görüştüğü sırada Neve ve birkaç hizmetli yanına gelir. Neve hizmetlilere dönüp işlerine geri dönmelerini söyler. Saphed konuşmasını bitirip Neve'a;
'Şirketleri kontrol ettim. Herhangi bir sıkıntı yok. Tam performans çalışıyorlar. Biz olmadan idare edebilirler.'
'Güzel. Efendimiz'e hazırlanan kan örnekleri verildi. Neredeyse toparladı. Şimdi biraz uyumak istedi. Sanırım beslendiği kanlarla kendisine nüfuz eden hafızalar onu mental olarak yordu' dedi Neve. İkisi salona geçip mekanın iç ve dış koruma ekiplerinin başkanlarıyla konuşmaya başladılar.
Gerekli bilgiyi alan ekip liderleri salondan ayrıldı. Saphed koltuğa oturup;
'Efendimiz mekanı nasıl buldu? Bu ara onu en çok gören sensin.'
'Meraklanma. Buranın geçici bir yer olduğunu ona anlatmıştık. Keyfi de gayet yerinde gibi.' dedi Neve. Ciddi bir ifade bürünerek;
'Yarın malum yere gidip almamız gereken bir klan tahtı var. Yeni evi orası olacak en nihayetinde.'
Saphed; 'Biliyorum. O lanet alt tabaka soya onca yıl dayandık. Sonradan görme herifler. Sırf efendimize gereken bedeni bulmak için klanın istenmeyen çocuğuna bakıcılık yaptık yıllarca. Ne var biliyor musun? Yalan olmasın doğrusu bu çocuğa alışmıştım. Nozomi Nirvana... Klan liderinin gayrimeşru çocuğu. Yanlış zamanda yanlış yerde dünyaya geldi sadece!'
'Seni tanımasam yumuşadığını sanacağım Saphed.' dedi Neve bıyık altından sırıtarak.
'Yumuşamak mı? Belki. Efendim söz konusuysa dünyanın en gaddarı da en şefkatlisi de olurum. Ben sadece alışmıştım o çocuğa. Hepsi bu' dedi Saphed.
'Bağlılığını biliyorum. Sonuçta Sonsuz İtaat ailesinin son üyeleriyiz. Efendimiz olmadan biz olamayız. Hele onun bizim için yaptıklarından sonra aksi birşey düşünemeyiz.' deyince Neve o an ikisini de biraz hüzün kapladı. Neve pencerenin önüne gelip tam tepeye gelmiş güneşe bakıp gözünü kapattı;
' Bildiğin üzere Efendimiz şuan bu gezegendeki belki de en güçlü varlık ve ölümü yenmiş biri. Yüzyıllardır ölüydü bir anlamda. Geri dönüşünden beri ölüm sonrasıyla ilgili hiçbir şey anlatmadı. Sanki hiç yaşanmamış gibi. O alemde neler yaşadı diye sormaktan kendimi alamıyorum. Nelere katlanmak zorunda kaldı acaba?' dedi üzülerek ve titreyen ellerini sıktı. Saphed de başını yere eğerek iki elini birleştirip kafasını salladı haklısın der gibi. O da aynı şeyi düşünüyordu. Nasıl düşünmesin ki?
Saphed;
'Hanımımız Cerise'nin ölümü ile zaten yeterince acı çekmişti. Efendimizin imkansız ve masum aşkı Cerise Rouge. Kendimi hala suçlu hissediyorum açıkçası. Durdurabilirdik demekten kendimi alamıyorum bazen. Önlem alabilirdik diyorum' dedi ve derin bir nefes aldı.
'Aynı şekilde düşünüyoruz.' diyebildi Neve sadece. 'Hadi bırakalım bu kötü konuları konuşmayı Saphed.' dedi ardından.
'Tamam tamam. Bıraktım. Ben korumaları son kez kontrole gidiyorum. Sen de akşam yemeği için hazırlanmaya başla yavaş yavaş.'
'Tamamdır.'
Akşam yemeği vakti gelince güneş yerini bir anda yağmura verdi. Ilık bir hava ile yağan yağmur sanki herkese biraz huzur verir gibiydi. Neve, Efendisinin odasının kapısını tıklayarak içeri usulca girdi. Ve efendisini yatakta değil de odanın boydan boya olan penceresinden yağmuru izlediğini gördü.
'Efendim yemeğinizin hazır olduğunu haber etmek istemiştim.'
Efendi Kodai ona dönerek;
'Yağmuru da hiç sevmem.' dedi.
'Biliyorum efendim'
'Teşekkürler Neve. Yemek yerken bir yandan da aklınızdaki soruları cevaplamak isterim. Eminim merak ettiğiniz şeyler vardır. Öyle değil mi?'
Neve'in bunu duyunca gözleri büyür bir anlık şaşkınlıkla. Saphed ile olan konuşmasını mı duydu acaba diye geçirir içinden istemeden. Başını eğip 'Nasıl isterseniz Efendim' diyebilir sadece. Merak ettiği soruların cevaplarını alacağı için içinde küçük bir rahatlamayla odayı terkeder. Efendi Kodai ise yağan yağmuru izlemeye devam etti. Biraz sonra mırıldanarak birşeyler söyler;
'Şeytan ayetleri gibi
simsiyah bir cüppenin altında
bir nefeslik ışık arar
suratı kederden isli sevgim.
Senin için yazdığım şiirlere,
bir düşman bıçağı dayalı.
Dillendiremiyorum,
Haykıramıyorum'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üstün IRK
FantasiaBilim ve Büyü'nün beraber hüküm sürdüğü bir dünyaya ölümü yenip geri dönen biri olan Kodai Prania, gezegeni derinden etkileyen bir amaçla yarım kalan intikamını almakta kararlıdır. Bu serüvende hem onu hem yaşadıklarını ve onu bu amaca süren nedenle...