Üstün IRK

Bölüm 8 - Sisli Geçmiş

Eigy, Liderin kendisini görmesini istediğini duyunca doğruca ana salona gitti. Geldiğinde salon boştu ve yanına bir asker gelerek salondan başka bir odaya açılan kapıyı gösterdi. İçeriye girdiğinde bir duvarı boydan boya cam olan manzaralı bir oda olduğunu gördü. İki koltuk ve aralarında altıgen biçiminde küçük bir masa vardı. Odayı ilk kez görmesi onu biraz şaşırttı. Pencerenin önünde klan liderinin onu beklediğini gördü. Başıyla eğilerek selam verdi.

'Beni görmek istemişsiniz liderim?' dedi. Efendi Kodai ona iki koltuktan birini gösterdi ve oturdular. Efendi Kodai parmağındaki yüzüğe bakarak;

'Kedy konuşucaklarımız çok özel. Odayı gizli hale getirmeni istiyorum.' dedi ve Kedy;

'Odanın dinlenmeme, videoya alınmama ve gece modu özelliği aktif hale geldi. Başka bir emriniz?'

'Teşekkürler Kedy.' dedi Efendi Kodai ve meraklı gözlerle kendisine bakan Eigy'e döndü.

'Sana anlatmak istediklerim var Eigy. Bunlar sana biraz ağır gelebilir. Fakat sana olan güvenimden dolayı bunu yapıyorum. Diğer klan varislerini öldürdüğüm gün bende bir değişiklik hissettin mi? sorusuyla başlamak istiyorum öncelikle.' dedi sakince. Eigy onun yüzüne biraz baktı ve çekindi fakat daha kendinden emin bir şekilde;

'Benim annem Beyaz Büyücü ırkından bir yöneticinin kızıydı. Damarlarımda onun kanı var. Bu ırkın nadir görülen bir özelliği vardır. Aura Tespiti. Karşıdakinin fiziksel gücünü değil de manevi gücünü gösteren bir özellik. Kimi dokunarak anlar, kimi düşünerek ve kimi ise gözleri aracılığıyla görür. Benim annemde de vardı fakat bunu herkesten sakladı. Bu özellik bende de görüldüğünde annem bana bunu sır olarak saklamamı söyledi. Şimdiye kadar da sakladım. Sorunuza gelirsem eğer kesinlikle hissettim ve gördüm. Önceleri sizde zayıfken bu güç şuan muazzam bir seviyede. Bunun mümkün olmadığını düşünmekteyim açıkçası.' dedi ve gözleri yere doğru baktı. Biraz korku ve mahcubiyet içinde olduğu belliydi. Efendi Kodai gülümseyerek;

'Benden önce sen söyledin sırrını. Müteşekkirim. Ve dediğin doğru bu mümkün değil. Çünkü ben Nozomi değilim.' dedi ve Eigy'nin gözleri faltaşı gibi açıldı. Çok şaşırdığı halinden belliydi.

'Nasıl yani?'

'Bu vücut Nozomi'ye ait fakat içindeki başka biri. Benim gerçek adım Kodai Prania ve ben ilk Karanlık Elflerin soyundanım.'

'Ben... anlayamıyorum.... Yani siz Nozomi değilsiniz? Peki o nerede? Karanlık Elf de nedir?' dedi Eigy kafası karışık olarak ve Efendi Kodai devam etti;

'Belki de en baştan başlamalıyım. Beni iyi dinle. Bir daha bunu anlatmayacağım.' dedi ciddi bir ifadeyle. Eigy de aynı yüzü takınarak başıyla onay vererek anladığını söyledi. Efendi Kodai;

'Bundan 820 yıl önce şuanki dünyada Işığın Elfleri olarak bildiğiniz ırk en güçlü ırktı. Onunla aynı güçte olan bir diğeri ise Karanlığın Elfleri idi. Bizler siyah ve beyaz, ateş ve su gibi birbirine zıt iki ırklardık. Birbirimize nedensiz ve sonu olmaz bir düşmanlık besliyorduk. Benim ırkımın varlığını şuanki dünyada çok az kişi biliyor. Bilmemen normal haliyle. Ben ırkımın ilk varisiydim ve bir ikinci varis olan kardeşim de vardı. İlahi güçler her 200 yılda bir dünyada Seçilmiş Kişi olarak birini seçerler. Bu kişilerin dünyada hep büyük değişiklikler yapması amacıyla varolduklarına inanılır. Ne şanslıyım ki ben de Seçilmiş Kişi olarak doğdum. Küçük yaşlarda da bunu anlamıştım. Manevi açıdan çok yüksek yerlerde olan bu kişiler zeka ve akıl yönünden tam bir dahidirler ve ben de öyleydim. 10 yaşında iken gezegendeki tüm dilleri buna hayvan dilleri de dahil öğrenmiştim. Ticareti, Savaş Sanatı, Strateji, Psikoloji ve Arkeoloji alanındaki tüm bilgileri 13 yaşımda ezbere biliyordum. Bir gün anladım ki bu dünya tek bir vücut olursa savaşlar ve açlık son bulacak. Ve beş yıl boyunca herkesi tek bir şeyde birleştirebilecek bir olgu olan eşitlik üzerine durdum. Güçlerimizin kaynağını ve büyüyü anlamaya çalıştım. Büyü kavramı o zamanki dünyanın tek söz sahibi olan şeydi. Peki büyüye rakip olan birşeyin olabileceği ihtimali üzerine durdum. En sonunda sizin bilim ve teknoloji dediğiniz şeyi keşfettim. Diğer ırkların da bunu kullanmaları için deneyler ve çalışmalar yaptım. Bulmuştum. Bulmuştum Eigy.' dedi ve gözlerini yere devirdi. Hem öfke hem de hüzün kapladı yüzünü.

...