Önceki Akşam Yemeği...
Şarap kadehi yenilendikten sonra Efendi Kodai bir yudum aldı. Neve ve Saphed'e yemek masasının karşısındaki iki tekli koltukları gösterdi. İkisi oturduğunda;
'Ne öğrenmek istiyorsunuz?' diyerek girdi konuya.
İkisi birbirine bakarak aynı anda; 'Ölümden sonrasını? ...Efendim...' dediler. Efendi Kodai, elindeki kadehden büyük bir yudum alarak;
'Ölümden sonrası bizim bildiğimizden ve tahmin edilenden ne kötü ne de iyi aslında. Herşeyden önce ilk uyandığım zamanları hatırlayamıyorum. İlk hatırladığım şey tamamen siyah olan bir odada olduğumdu. Küçük olduğunu sağa sola çarparak anlamıştım. Bir tür bariyer vardı sanırım. Beynim allak bullaktı her zaman. Doğru bile düşünemezken bu odada dönüp durdum. Zaman kavramının burada farklı olduğunu anlamam uzun sürdü.' dedi ve yemek masasından kalktı. Doğruca Neve ve Saphed'in sağındaki geniş koltuğa oturdu. Bacak bacak üstüne atarak sözüne devam etti.
'O ara o odada ne kadar zaman geçti bilmiyorum fakat uzun olduğundan eminim. En azından benim kavradığım zamana göre. Sonra bir anda odadaki duvarlarda yaptığım kötü şeylerin, eylemlerin ve hareketlerin görüntüleri belirdi. Sanki birileri kayıt altına almış gibiydi tüm hayatımı. Her duvarda başka bir anı vardı. Sonra düşündüm ki bu benim cezamdı ve sonsuza kadar böyle gidecekti. Yaptığım kötü eylemlerin hepsini birer birer izledim.' dedi kaşlarını çatarak. Diğer ikisine baktığında yüzlerindeki gizleyemedikleri şaşkınlığı gördü. Son yudumunu alarak devam etti;
'Uzun bir süre böyle devam ettikten sonra bir anda görüntüler değişti. Bu sefer de beni üzen ve kahreden anlar ve durumları izlemeye başladım. Haliyle bunlar beni neredeyse delirtme noktasına getirdi. Akıl sahibi olmakla deliliğin arasındaki o ince çizgide çok uzun zaman geçirdim. Gel zaman git zaman bu koca kasvetin öfkeye döndüğünü farkettim. Sanki öfkeyi seçsem kurtulacakmışım gibi hissediyordum. Sanki bir üst akıl bunu emrediyordu bana.' dedi ve oturuşunu düzeltti. Diğer ikisine bakarak gülümsedi. Neve de Saphed de bu gülümsemeye bir anlam veremedi. Efendi Kodai;
'Bir insanı hayatta tutan şeyin sadece öfke olması, onu herşeyden güçlü ve tehlikeli yapar. Bunu orada iyi anladım. Öfkemi büyüttüm büyüttüm ve bir oldum onunla. Sonra bu bahsettiğim odada kırmızı bir duman kütlesi belirdi ve bana öfkemi sarsılmaz bir güce nasıl çevireceğimi anlattı. Anlattıklarının tamamını yapınca bana bunca zaman gördüğüm anıların ve görüntülerin aslında kontrol edilebileceğini söyledi. Biraz zamanımı alsa da hayatta olduğum sürece yaşadığım her anı görebiliyordum. Tüm hayatım bir belgesel gibiydi. Ben de kaçırdığım her pürüz noktayı ezberledim. Aslında tüm hayatımı ezberledim desem yalan olmaz. İçimdeki güç öyle bir büyüdü ki damarlarımdan fışkıracakmış gibi hissettim. O hissiyatı hiç unutamıyorum.' dedi ve ayağa kalktı. Aya doğru baktı ve gözlerini kapattı. Bir dakika kadar konuşmadı. Neve ve Saphed yerlerinden kıprayamadılar bile. Ne diyeceklerini bilemediler. Sonra efendileri onlara dönüp;
'Ölümü nasıl alt ettiğime gelirsek eğer bu anılarda size verdiğim antik kitabı küçüklüğümde incelediğim zamanları buldum. Hiçbir anlamı olmadığını sanıyordum fakat bir anda aslında o kitabın ne denli önemli bir kitap olduğunu anladım. Kitaptaki antik dilleri anlamak için bayağı uğraştım ve çözdüm. Ölümle yaşam arasında bağlantıyı idrak etmeye başlayınca size o kitap aracılığıyla mesajlar yolladım. Neyseki siz de bu mesajları aldınız. Ve komutlarımı dinleyip bana olan sadakatinizi yeniden gösterdiniz.' dedi.
Saphed oturduğu yerden kalkarak heyecanla;
'Ama efendim siz orada bir üst akılın olduğunu söylediniz. Ölümü yendiniz fakat o akılı nasıl yendiniz?' dedi. Neve de ayağa kalktı ve dedi ki;
'Ben de aynı şeyi soracaktım Efendim!?'
Efendileri sağ elini kalbine doğru götürdü;
'Onu yenmedim. Onunla birleştim. Bir oldum.' dedi ciddi bir şekilde ve devam etti.
'Bunu nasıl yaptığımı size anlatamam fakat onun kontrolü altında olmadığımı bilin. Şimdiki gücümü ona borçluyum ama bedelini ödeyerek sahip oldum.' dedi ve odasına doğru yöneldi.
'Şimdi dinlenmeliyim. Yarınki toplantıya dinç gitmeliyim' dedi. Yolda durup Saphed'e bakarak;
'Size bıraktığım o kitabı yarın yanınıza alın. Toplantıdan sonra bir yere uğrayıp onu birine teslim edeceğim.' dedi ve yürümeye devam etti.
Neve ve Saphed bir süre şaşkınlıklarını atmaya çalıştığı sırada hizmetçiler efendinin uyuduklarını haber ettiler. Saphed kendine gelerek 'Ben kitabı hazırlayayım sen de son kez güvenlik birimlerini kontrol et.' dedi. Neve kafasını sallamakla yetindi. İkisi de yemek salonundan ayrıldı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üstün IRK
FantasíaBilim ve Büyü'nün beraber hüküm sürdüğü bir dünyaya ölümü yenip geri dönen biri olan Kodai Prania, gezegeni derinden etkileyen bir amaçla yarım kalan intikamını almakta kararlıdır. Bu serüvende hem onu hem yaşadıklarını ve onu bu amaca süren nedenle...