ANNE!

89 8 5
                                    

Babam doktorun yanından geldiğinde sanki hiçbir şey duymamışım,sanki hiç üzülmemişim gibi televizyon izliyordum. Onun söylemesini bekleyeceğim,kendim duyduğumu söylemeyeceğim.

Babamın,

"Sen ne zamandır yılan belgeseli izlerken böylesine duygulanıyorsun birtanem." demesiyle kendime geldim. Bu cümleyi duyana kadar televizyonda ne olduğunu bilmiyordum. Hatta ağladığımdan bile bihaberdim. Bu da babamın klasik tavrıydı. Moralim bozulunca kendisini umursamaz, ben güleyim diye uğraşır dururdu.

"Ama baba şu yavru yılana bak, tek başına orda ne yapar." dedim gülerek.

"Senin yılan görünce ödün kopar. Televizyonda bile olsa. Hadi dökül bakalım niye ağlıyosun?" dedi.

Farkettim ki söyleyeceğim hiçbir yalan yoktu. Ama ben niye ağladığımı bile tam olarak bilmiyordum. Evet, daha ameliyat kelimesini duyduğum an başlamıştı içim titremeye. Ama bir de annem yokken ameliyat olmak vardı. Tamam, ameliyat olmaktan çok korkuyorum,ama annemsiz ameliyat olmaktan korktuğum kadar çok değil.

"Baba annemi arasana." dedim. Ama onun cevap vermesine izin vermeden televizyonun yanındaki telefonu aldım. Yine direk yeşile basmak yerine bütün tuşları tek tek tuşladım. Bunu yapmak korkumu, sinirimi, stresimi alıyordu resmen. Numarayı girdikten sonra arama tuşuna tıkladım ama açmıyordu. Ağlamam daha kuvvetli bi hal alınca babam telefonu elimden alıp yanıma oturdu. Daha fazla dayanamayarak doktorla konuştuklarını duyduğumu ve annemsiz ameliyata girmek istemediğimi anlattım. Babam beni teselli etmek için bir kaç cümle kurduktan sonra aklına bir şey gelmiş gibi sustu ve alnını kırıştırdı. Sonra yıkılmamı sağlayan o cümle ağzından döküldü,

"Annenin gelebileceğini sanmıyorum kızım. Hatta gelemeyeceğine eminim. Biz ikimiz bunun üstesinden gelemez miyiz?" dedi. Tamam da annem niye gelemiyor? Babam niye gelemeyeceğine bu kadar emin? Allah aşkına benden ne saklıyorlar?

"Tamam, ama annem niye gelemiyor ? Ve neden ben benden bir şey sakladığınızı düşünüyorum." dedikten sonra cevap beklemeden ekledim, "Baba ışığı kapatır mısın? Uyuyacağım." dedim. Babam ise tek kelime etmeden ışığı kapattı ve odadan çıktı. Evet, şimdi tamamen yalnız kaldım.

Sabah hemşirenin ameliyat öncesi sakinleştirici vurmak için içeri girmesiyle uyandım. Galiba hissizleşmiştim çünkü iğne görünce ağlayan ben şuan tepki veremiyordum. Galiba ağlama potansiyelim doldu. Ne hemşire iğneyi vururken ne de ondan sonraki yarım saat boyunca babam yanımda olmadı. Ve yarım saat sonra ameliyata girecektim. Sanırım terk edildim.

Birkaç dakika sonra babam odaya girdi. Elinde birsürü abur cubur ve çiçek vardı.

"Bunları ameliyattan önce yiyemeyecek olman ne acı." dedi gülerek. Kafamı sallamakla yetindim.

O sırada hemşire içeri girdi ve beni ameliyata hazırlaması gerektiğini söyleyerek üstüme mavi bir önlük giydirdi. Sedyeye yatmak için fazla sağlıklı olduğumdan yürümeyi tercih ettim.

Babamla kol kola ailenin girebileceği son yere kadar girdikten sonra babamı öpüp hemşirenin dediği gibi sedyeye yattım.

Tam sağa sapacakken etrafımı saran hemşirelerin arkasında, soldan bir sedye çıktı. Beynimin uğultusundan görüntü birden bulanıklaştı. O an için akciğerimdeki son nefesle konuştum,

"Anne!"

Gerisi boşluk gerisi karanlık.

~ANNESİNİN AĞZINDAN~

Canım gerçekten çok yanıyor. Ya da yanmıyordur. Şuan gerçekten acıma odaklanamıyorum. Eylül beni o halde görmesin diye ben kaç gündür kızıma yalan söylüyorum. Allah'tan Serhat var da bu yükü tek başına bana bırakmıyor. Eylül'ün ameliyat olacağını Serhat dün gece haber verdi. Yani onlar hastaneye geldikten bir süre sonra. Galiba Eylül ille de annem yanımda olsun diyormuş. Haklısın birtanem de ameliyatlarımız üst üste geldi. Dün gece bir gram uyku uyumadım desem yeri var. Kendim için değil, Eylül için endişelendim durdum. Ama olan Serhat'a oldu, bir benim odam bir Eylül'ün odası mekik dokumaktan bir hal oldu.

Neyse ameliyatı atlattıktan sonra, narkozun etkisiyle olsa gerek gözüme büyük bir perde indi. Büyük buğulu bir perde. Etrafı bir karanlık bir aydınlık görüyordum, kulaklarım uğulduyordu. Tam o sırada sağ kapının yanından duyduğum ses beni kendime getirdi.

"Anne!" O sırada sedyedeki Eylül'e baktım. Hemşireler birden benim biricik kızımın  başına üşüştüğü içn çok fazla göremiyordum.

O an günlerdir içimdeki stres patlak verdi ağlamaya başladım. Fısıltıyla Eylül'e seslendim. O sırada miğdem kasılmaya başladı. Acı su ağzıma geliyordu. Hemşire bir bezle yüzümü silerek,

"Kusmak iyidir narkozunuzu atarsınız, çok zor bir ameliyat geçirdiniz lütfen dinlenin." dedi. Kadını bıraksan sabaha kadar konuşurdu ama saçıma dokunan ele doğru kafamı kaldırdım.

Serhat başını yavaş yavaş eğip alnımdan öptü. "Seni seviyorum." diye fısıldadı ona cevap vermeyecek kadar halsizdim ve şok olmuştum. Kocam hala beni seviyordu. Ama eminim ki bunu sırf ben narkoz etkisindeyim nasıl olsa hatırlamam diye söyledi. Güçlü bir kadın olacağım ve bu cümleyi narkozun etkisi geçtikten sonra dahi unutmayacağım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 20, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UMUTSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin