İlginç

227 41 11
                                    

"Neyim varmış benim. Hiç de ihtiyacım yok çeki düzen vermene." Allah'ım ben ne saçmalıyorum. Konumuz bu mu ? Kız olmak böyle görünüşüm için hiç çaba harcamasam da insan gurur yapıyor işte. Neyse hemen mantıklı bi kaç cümle kurmak adına devam ettim. "Ayrıca sen nasıl benim yerime aşık olursun. Böyle bi aşk çeşidi mi var?" Bence gerçek aşk sadece bir kere olur eğer kayda değer bi sonu yoksa buna aşk denilmez. Yanılgıdır bu başlı başına ama kız gelmiş bana senin yerine aşık oldum diyor. Hadi canım bak sen şu işe.

"Sana evlen demedim. Sadece bi konuş. Ayrıca sanki çocuk senin için yanıp tutuşuyormuş gibi davranma."

"Sana abartı gibi gelebilir ama ben hayatımda hiç bi erkekle buluşmadım ve konu ne olursa olsun hayatımdaki bir ilki böyle boş işlere harcayamam"

"Sen bu kafayla ya evde kalırsın yada platonik takılmaya devam edersin." Tabiki de bu cümleye cevap vermeyi düşünmüyorum. Sanki o çocukla evleneceğim. Ben 17 yaşındayım. Tabiki de en mantıklısı platonik. Mesela bugün 14 şubat. Elif bir haftadır ne yapacağım, ne alacağım diye kafayı yiyor. Ama benim kafam rahat . Tamam bazen sevgilim olsun istemiyor değilim ama şuan böyle rahatım.

Neyse ki servis okula geldi de temiz bi hava aldım. Sonra  hem merak ettiğimden hem de sessizlik sinir bozucu bi hale geldiğinden konuşmaya başladım.

"Sahi bayan aşk doktoru sen Baran ile buluşmak için Serpil Teyzeden nasıl izin almayı planlıyorsun." Servisin basamağına ayağım takıldığı için sendeledim. Allahım bi gün bu servisten inerken düşeceğim.

Elif kıkırdamaya başladı. Karnına dirseğimi yavaşça vurdum.

"Eee hanımefendi, çok zor bi soru mu sordum?. Cevap versene."

"Evet bunu hiç düşünmedim. Senle buluşacağımı söylerim olmaz mı? "

"Beni bu işlere karıştırma gözünü seveyim. Ben bu stresten uzak durmak için o kadar çaba harcıyorum senin aşkının stresini çekemem."

Sonucu biliyorum. Elif beni ikna etmeyi çok iyi biliyor. Neyse ki Serpil teyze bu işi pek irdelemez.

"Elif hadi zil çalacak az sonra, acele edelim."

"Sen çık Baran gelecek ilk derse girmem belki."

Okula doğru yürümeye başladım. Sinirlenmiştim. O benim en yakın arkadaşım. Neyse bugün sevgililer günü affedebilirim.
Yakın arkadaşları kıskanıp, sevgililerinden ayırmak sevap olsun bence.

Dün akşam okuduğum tweet aklımda cirit atmaya başladı.

Baran çok iyi birisi. Hem yakışıklı hem de Elif'i çok seviyor. Ne yapalım bana da geriye onlar için  mutlu olmak kalıyor.

Herkes yerini bilsin yeter.

Sınıfa girince bir kez daha farkettim. Bu sınıfı Elif olmasa çekemezdim. Sınıftakilerle sorunum yok hatta iyi anlaşırız. O kadar insan benim saçmalıklarıma katlanıyorsa sevmeme lüksüm yok yani.

Ama yine de Elif okula gelmeyince kendimi beş yıllık sevgilisini Neslişah Alkoçlar'a kaptırmış Özge Özpirinççi gibi hissediyorum. Galiba biraz abarttım ama buna yakın bir şeyler.

Yerime çantamı koyduktan sonra montumu asmak için askılığa gidiyordum ki, Elif sınıfa girdi. İnanamıyorum kızın ciddi ciddi 32 dişi görünüyor. Eksik dişler falan 28 de anlaşalım.

Ama etrafında ki kimseyi görüyormuş gibi davranmıyor. Hala yaşadığından emin olmak için elimi iki kere yüzünün önünde salladım.

Beni görünce birden bişey hatırlamış gibi bakarak

"Şeey ben çantamı bırakmaya geldim. Öğleden önceki derslere girmeyeceğim. Baran'ın bi planı varmış hem bu sayede anneme yeni bi yalan söylemek zorunda kalmayacağız." dedi.

Sanki kendini affettirmeye çalışır gibi yanağıma kocaman bi öpücük kondurdu. Ve koşarak sınıftan çıktı.

Bakalım Özge nasıl hissetmiş. Birisi beynimi sustursun lütfen.

Neyse ki beynimi her sınıfa girişiyle susturmayı başaran hatta sıfırlayan benim biricik platonik aşkım Arda sınıfa girdi.

Tabiki adı üstünde platonik. Sadece Elif biliyor. Hatta Arda bana arkadaşça davranıyor. Dışardan bakan herkese göre arkadaşız. Peki ben niye onu seviyorum. Çok saçma.

"Günaydın bayan horoz"

"Günay.." Ne diyodu bu çocuk horoz ne ? Ne alaka. Çok saçma. "Horoz ne ya? "

Arda gülmeye başladı. Ne güzel benim sayemde gülüyordu. Allahim ben ne saçmalıyorum.

"Saçların horoz ibiği gibi sizin evde tarak yok mu ?" Dedi yumuşacık bi ses tonuyla ve yanıma oturdu. "Elif'i Baran ile gördüm, ben bugün burda oturuyorum. Elif seni bana emanet etti." Tabiki saçın horoz gibiden sonrasını duymadım sayılır. Neyseki sınıfımızın kokoşu Dilan hemen arkada oturuyor. Aynasını alıp kendime söyle bi baktım. Arda çok haklıydı. Güne ne güzel bi başlangıç yaptım ama.

Gün gerçekten çok çabuk geçti.Kalanı her zamanki gibidiydi. Tek fark Arda yanımda oturdu. Ve doğru tahmin Elif öğleden sonra bile gelmedi. Neyse yılda bi gün tabiki gözardı edebilirim.

Şuan tek isteğim evde güzel bi duş alıp uyumak.

Servise bindim ve kulaklığımı taktım. En son çalınanlar listesini oynattım. Galiba şarkıların verdiği duygusallıkla kalbim teklemeye başladı. Ardayla oturdum. Bütün gün. Aynı sırada. Tam 14 şubatta.

Ama en garibi hiç kasmamıştım kendimi. Stres bile olmadım resmen. Ilginç. Çok ilginç.

UMUTSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin