Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
•••
Sabah güneşin gözüme vurmasıyla değil,Taehyung'un kapıma deli gibi vurmasıyla uyanmıştım.
"Hadi gezilecek çok yer var bunu kaçıramayız." Heyecanlı sesi beni güldürmüştü.
"Hemen giyinip geliyorum." Taehyung kapıda beklerken ben Lisa'nın önerdiği elbiseyi giymiş sıcak hava yüzünden bir topuz yapıp otel odasından çıkmıştım.
"Çok güzel olmuşsun."
"Teşekkür ederim." Beraber otelde kahvaltımızı yaptıktan sonra Taehyung otoparka değil de taksilerin olduğu yöne gitmeye başladı.
"Neden oraya gidiyorsun?"
"Bugün taksiye binip etrafa bir göz atalım navigasyon olsa bile kaybolabilirim." Dediğinde gülmeden edememiştim.
Sonunda boş bir taksi bulduğumuzda ikimizde bindik.
Taehyung nereye gideceğimizi söyledikten sonra,kamerası ile etrafı çekmeye başladı arada sırada beni de çekiyordu.
"Bunlar birisinin eline geçerse sonumuz gelmiş demektir."
"Neden iki kişi tatile çıkamaz mı?" Dediğinde olayı daha fazla üstelemeden kendi kameram ile onu çekmeye başladım.
Beni fark etmeden etrafı çekiyor ve hayran hayran izliyordu.
"Burası gerçekten çok güzel,iyi ki gelmişiz." Gözleri parlarken söylediği cümle ile onda takılı kaldım.
"Evet iyi ki gelmişiz."
Taehyung'un gelmemizi istediği resim müzesine kısa bir sürede gelmiştik.
Her tarafta sanatsal resimler duruyordu,yetenekleri gerçekten göz ardı edilemezdi.
"Hadi senin fotoğrafını çekeyim." Taehyung'u güzel bir resmin önünde çekmiştim.
"Bu çok güzel olmuş hesabıma atmalıyım." Dedi ve bana baktı. "Ben de senin fotoğrafını çekmeliyim." Dediğinde heyecanla resimin önüne gidip poz verdim.
"Bunlar ikimiz içinde güzel bir anı."
Müzenin neredeyse tamamını gezdikten sonra Golden Gate parkına gitme kararı aldık.
"Burası çok güzel bir sürü şey çekmeliyiz." Fakat Taehyung çoktan kamerasını çıkarmış beni çekiyordu.
"Bana haber vermelisin." Yalancı sinirlenmemin ardından ikimizde hiçbir şey olmadan kahkaha atmaya başlamıştık,yanımızdan geçen insanlar bize anlamayan bakışlar atsa da eğleniyorduk.
Bir süre parkı turladıkdan sonra gezinen bir kedi görmem ile onu sevmek için eğildim.
Yumuşak tüylerini üstüme sürterken son bir kez okşayıp ayağa kalktım.
Kalkar kalkmaz elinde papatya olan bir Taehyung ile karşılaşmıştım,utanarak bana uzattığı papatyayı aldım kulağıma taktım.
"Bir çiçekten daha güzel olmayı nasıl başarabiliyorsun?" Bana attığı bakışlardan utanıp kafamı çevirdiğimde gülmüştü.
"Hadi gezmeye devam edelim yakınlarda eğlenceli bir şeyler olduğunu duydum." Taehyung'un elimden tutması kalbimi deli gibi attırırken bunu fark etmemesi için epey zorlanmıştım.
Parktan çıktıktan sonra ara sokaklarda gezinmeye başladık,küçük hediyelik eşya dükkanlarından eğlenceli şeyler almadan edememiştik.
Neredeyse akşam olana kadar gezdiğimizde buralara yakın olan plaja girip kumlarda oturduk.
"Bana böyle güzel bir gün yaşattığın için teşekkür ederim." Gözlerim denizin güçlü dalgasını izlerken konuşmuştum.
"Asıl ben teşekkür ederim tatil partnerim olduğun için."
"Aslında hiç tatil gibi hissettirmedi sanki yıllardır buradaymışız gibi özgürce dolaştık,kendi ülkemizde bunları yapmak bir hayli zor."
"Acaba gelecekte buraya mı taşınsak?"
"Taşınsak mı?"
"Beğendiğini söylemedin mi,o zaman taşınabiliriz." Taehyung'un sözüne gülmüştüm,uzun süre sonra beni güldürebilen sayılı kişilerdendi.
"Taehyung."Bakışlarımı denizden alıp Taehyung'a diktim.
"Efendim?"
"Sen de kendinden bahsetsene biraz sürekli benden konuştuk,seni tanımak istiyorum."
"Klasik bir hayatım var her günümün iş olduğu."
"Hiç birisini sevmedin mi?" Aniden çıkan cümlem ile o da bana baktı.
"Sevdim,ama o da benim gibi bir idoldü ikimizin işi de çok fazlaydı açıkçası hiç açılmadım da sadece uzaktan sevdim." Birisini sevdiği düşüncesi moralimi biraz düşürmüştü.
"Özel değilse kim diye sorabilir miyim?"
"Mor çiçek,ona bu ismi takmıştım." Anlaşılan kim olduğunu söylemek istemiyordu.
"Peki ya şimdi,mor çiçeği hâlâ seviyor musun?" Sorumla gözlerime bir süre baktı ve hiç cevap vermeden denizi izlemeye devam etti.
Güneşin batışı sayesinde oluşan turunculuk ortamı daha güzel bir hâle getirmişti.
"Şarkı dinlemek ister misin?" Çıkardığı kulaklığın birisini bana uzattığını aldım.
"Bu şarkımı gerçekten çok severim,sözlerine dikkat et." Tüm sözlere dikkat etmiştim ama aklımda en çok kalan cümleler şunlardı.