Aradan haftalar geçmişti. Hisokayla beraber düğün için takım elbise diktiriyorduk.
+"Herhangi bir tane alalım işte."
Oflayarak gözlerini devirdi.
-"İnsanın başına bir kere gelecek bir gün İllu. Ve benim hayatımdaki en önemli gün olacak."
Bunu derken terziye pembe bir kumaş göstermesi işi hiç de iyiye götürmüyordu.
+"Pembe takım elbise mi giyeceksin?"
-"Bununla senin takman için pembe bir kıravat yaptıracağım."
+"Ha? Ben mi takacağım?"
-" Tabi ki sen takacaksın."
+"Sen ne takacaksın peki?"
-"Ben de yeşil takacağım. Beraber gittiğimiz ilk görevde yeşil giyiyordun hatırlıyor musun?"
+"Hayır nasıl hatırlayayım."
-"Bütün görev boyunca seni duvara yapıştırmak istemiştim."
+"Biliyorum. Bana açık açık seni duvara yapıştırmak istiyorum demiştin zaten."
-"Çok komiktin İllu. İğnelerini hazırlamıştın hemen."
+"Kavga ederek yapıştıracaksın sanmıştım. Sapık olduğunu nereden bileyim?"
-"Seni şuradaki duvara yapıştırmak istiyorum İllu~"
Terzi Hisoka'ya garip garip bakmaya başlamıştı. Hisoka adama üstten sırıtarak baktığında işine geri döndü.
+"En mutlu günümde bana zorla pembe kıravat mı taktıracaksın? Papyon olsun bari."
-"En mutlu günün demek. Sonunda kabul ettin."
+"İğneleyeceğim seni."
Bunu dediğimde terzi kol ve omuz ölçümü alıyordu. Günlerdir yüzük arıyorduk. Hisoka baktığımız hiçbir yüzüğü beğenmiyordu. Hepsi aynıydı zaten neyini beğenmiyor anlamamıştım.
Israrla en iyi yüzüğü burada bulamayacağımızı, Chrollo'ya söyleyip ona çaldırmamız gerektiğini söyleyip duruyordu. Ben de en sonunda dayanamayıp Chrollo'yu aradım ve Chrollo'dan acı gerçeği öğrendim. En başından beri Hisoka Chrollo ile dalga geçiyormuş. Arayıp randevusunun ortasında bunu ona söylememin pek bir yararı olmadı tabi.
Damatlıklarımızın ölçüsünü verip terziden çıkmıştık. Killua da babamın ısrarı ile peşimize takılmıştı. Hisoka'nın hiç arkadaşı ve tanıdığı olmadığı için Killua ona sağdıçlık yapacaktı. Ben ise bu görev için Kalluto'yu seçmiştim.
Annem, Gotoh'u misafir olarak çağırmama çok sinirlenip bir süre ortalığı dağıtmıştı. Bu sebepten dolayı Gotoh nikahı kıymayı kabul etti.
Zoldyck ailesi olarak stresli bir dönemden geçiyorduk. Hem Chrollo'nun hem Hisoka'nın hem de bizim aynı ortamda olmamız bu stresi sürekli arttırıyordu. Strese girmeden sakince duran tek kişi Alluka'ydı sanırım. Onun da ne olup bittiğini anladığına dair şüphelerim vardı zaten. Dış dünyada fazla zaman geçirmediği için Kalluto ondan daha küçük olmasına rağmen daha aklı başındaydı. Düzgün bir abilik yaparak Alluka'yı her duruma alıştıracaktım.
-"İllu~"
Düşüncelerimden sıyrıldım.
-"Ne düşünüyorsun yine. Çok strese girdin. Saçların dökülür kel kalırsan evlenmem seninle."
+"Ha?"
-"Şaka yapıyorum. Saçların dökülürse bungee gum ile yapıştırabilirim."
Hisoka bu günlerde daha fazla saçmalıyordu. O da bu şekilde stresli olduğunu belli ediyordu. Stresini azaltmak için bu başlattığı saçma konuşmaya devam etme kararı verdim.
+"Hepsini tek tek yapıştıramazsın."
-"Yapıştırabilirim. Bungee gum hem lastiğin ve hem sakızın özelliklerini barındırır biliyorsun ki."
+"Unutmamıza izin vermiyorsun ki."
Bu dediğim Killua'yı güldürdü. Sanırım biraz daha insan ilişkilerim iyileşmişti. Kolunu omzuma atmış sokakta yürüyorduk. Bugün de yüzük beğenemezsen seninle bir daha yatmam diye tehdit ettiğim için Hisoka el mahkum bir şekilde herhangi birini almayı kabul etmişti.
Karşıda gördüğümüz dükkana doğru kolumdan çekiştirmeye başladı.
-"Kapıda bekle İllu ben hemen geleceğim."
+"Peki."
İçeri koşuşturarak girip elinde küçük bir poşetle dükkandan çıktı.
-"4 gün önce yüzüklerin siparişini vermiştim zaten."
Gözlerimi kısarak sinirli bir şekilde yüzüne baktım.
+"Ondan sonraki 3 gün beni niye yüzük için dolaştırdığın hakkında mantıklı bir açıklaman var mı?"
O da gözlerini kısarak sırıtmaya başladı.
-"Seninle gezmeyi çok seviyorum İllu."
Yüzüklere bakmak için elimi poşete doğru uzattım ama Hisoka hemen elini geri çekti.
-"Bunlar bir sürpriz~"
+"Ahh, peki."
Killua'nın sıkıntılı bir nefes vermesiyle ona döndüm.
+"İstersen eve dönebiliriz."
Killua:"Olur. Acıktım çünkü."
Yürümeye başladığımızda aklıma gelen fikirle durdum.
+"Dışarıda neden yemiyoruz ki?"
Böyle bir şeyi teklif etmemle şaşıran ikili yüzüme doğru boş boş bakmaya başladı.
+"Hiç senlik bir hareket değil ama gidelim madem."
Son günlerde Killua da dahil herkese daha ılımlı davranıyordum. Bu boş bakışlardan sürekli alıyordum bu yüzden.
Killua:"Burada yiyelim mi?"
Gösterdiği yere baktım. Temiz bir yere benziyordu bu yüzden kafamızı sallayarak ilerledik. Kalluto da bize katılacaktı bu yüzden yemek söylemeden onu bekledik. Geldiğinde çok garip bir ortam olmuştu. Fazla aile gibiydik.
Ben dedikten sonra Killua Kalluto'yu arayarak konuşmuştu. Araları biraz iyi gibiydi. Hızlıca yemek yiyerek restorandan çıktık. Dışarı çıktığımızda Kalluto'nun gözlerinin dolduğunu fark ettim. İlk defa bizimle bir yere geliyordu. Killua'ya yaptığım gibi kafasını sevdim.
+"Veletler, dondurma ister misiniz?"
Kalluto başıyla onaylamıştı. Ardından Hisoka kulağıma yaklaşarak fısıldadı:
Bu bölüm biraz filler gibi oldu. Bundan sonraki 2 bölüm final olacak. Birisi angst birisi normal bitişli olacak. Bu bölümün devamı gibi düşünün hangisini okumak istiyorsanız onu seçin🤞🏻 başlıkta belirteceğim zaten angst olanı👀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Görev (Hisokaxİllumi)
FanficIllumiye Hisokayı öldürmesi için bir görev gelir. Hayatındaki tek arkadaşını öldürüp öldüremeyeceği konusunda kararsız kalır. Bu sabah uyandım ve bütün HisoIllu shipperlarını üzmeyi seçtim. Homofobikler girmesin lütfen size göre bir yer değil buras...