Hisoka kulağıma eğilerek fısıldadı.
-"Bir şeyler ters gidiyor İllu. Eve dönelim."
Soru sorarak oyalanmaya gerek yoktu bu yüzden ne diyorsa onu yaptım.
Kulağına doğru fısıldadım.+"Buradayız."
Çocuklar giderken biz burada kalacağız demekti. Daha sonra önümüzden yürüyen Killua ve Kallutoya baktım. Ona bakmamla Killua arkasına dönüp meraklı bir şekilde bana baktı. Bir şeyler olduğunu anlamıştı.
+Kalluto'yu al. Koş. Doğu. 2 kilometre."
Doğudan 2 kilometre boyunca koşup daha sonra bizimle buluşacaklardı.
Sakin bir şekilde ayakta durmaya başladık. Herkes komutumu belkiyordu. Hisoka ve ben çoktan 7 kişinin varlığını hissetmiştik. Tek sorun gittikçe daha fazla kişinin bizi izlemeye başlamasıydı. Beklemekle hata yapmıştım.
+"Koşun."
Killua kolunun altına Kalluto'yu alarak koşmaya başladı. Öğrendiklerim doğruydu gerçekten çok hızlı koşuyordu.
O sırada Hisoka kartlarını, ben ise iğnelerimi çıkarmıştım. En yakınımızdaki kişilere atmaya başlamıştık. Biz de koşmaya başlayarak yakınımıza gelen herkesi etkisiz hale getiriyorduk. Neredeyse hepsi silah kullanıyordu. En iyi ihtimalle hafif sıyırıklarla atlatacaktık.
2 dakika boyunca oynadığımız silahlı oyunda ikimizin de dikkatini bir şey çekmişti. Kimse bizi öldürecek atışlar yapmıyordu. Aralarından yaklaşık 20 kişinin ölmesine rağmen kimse bizi öldürmeye çalışmıyordu. Bizi o konumda tutmaya çalışıyorlardı. Bizi öldürmemeleri için ya çok kötü bir atıcı olmaları ya da çok iyi olmaları gerekiyordu.
Yorknew'in ortasında yapılan böyle bir çatışmada bir sürü kişi ölmüştü. Sadece bizi vurmadıklarına göre bu adamlar çok iyiydi. Bizi neden burada tutmak istediklerini düşünürken Hisoka'ya ara sokağa girmesi için işaret ettim.
Dar bir sokakta durmuştuk. O an konuşmamamıza rağmen ikimizin de aklına aynı şey gelmişti. Bizi bilerek burada tutmalarının sebebi Killua ve Kalluto'nun bizden ayrılmasıydı. Cebimden telefonumu çıkararak Killua'yı aradım. İlk çalışta açtı.
"Abi, ne olduğunu anladık. 800 metre ileride bir kafede saklanıyoruz. Garson bir kız bizi depoya sakladı."
+"Geliyorum. Hareket etmeyin."
Hisoka telefondan olanları duymuştu. Kafa sallayarak koşmaya başladık. Bana ateş etmediklerine göre Zoldyck ailesiyle bir dertleri yoktu. Kalluto'nun örümcek olduğunu bilen birisi olmalıydı. Sinirlenerek yumruklarımı sıktım.
Kafeyi gördüğümde ara sokakta durarak dışarıyı gözlemeye başladım. Uzun saçlı kahküllü bir kız dışarı çıkarak adamlara bağırıyordu.
/"Üzgünüm, kafeme giremezsiniz. Silahlı müşteri kabul etmiyoruz."
Killuaları saklayan kız bu olmalıydı.
Yalan söylediği bariz belliydi ama adamları ne kadar dışarıda tutarsa kârdı. İğnelerim bitmek üzereydi. Hisokada da durum farklı değildi.Uzaktaki adamlara iğnelerimi fırlatmaya başladım. Yakındakileri elimle öldürmek zorundaydım.
İlk iğnemi fırlattığım an adamlardan birisi de tetiği çekti. Garson kız şoka girerek elini karnına götürdü. Konuşturmak için karnından vurmuşlardı. Daha fazla olayları izlemeden arkadan adamları öldürmeye başladım. Hisoka kartlarını tüketmişti. Kendimde kalan 4 iğneyi de ona vermiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Görev (Hisokaxİllumi)
Hayran KurguIllumiye Hisokayı öldürmesi için bir görev gelir. Hayatındaki tek arkadaşını öldürüp öldüremeyeceği konusunda kararsız kalır. Bu sabah uyandım ve bütün HisoIllu shipperlarını üzmeyi seçtim. Homofobikler girmesin lütfen size göre bir yer değil buras...