★Bölüm 1★

277 24 19
                                    

Yetimhanenin bakıcısı kapıdan seslenerek "Cristina herkesi yemeğe çağır." Küçük çocuk Cristina aşağı doğru merdivenden bakarak "Tamam Bakıcı Helen." Cristina yatakhane giderek "Bakıcı Helen yemekhaneye çağırıyor. Sona gelen çürük yumurtadır. Ahahah!" koşmaya başladı. Bu sırada kestane rengini andıran kulağına kadar gelen saçı, sarı gözlü ve baktıkça içinde kaybolduğunuz bakışlarıyla bir çocuk ranzanın üstünde yetimhane çocuklarının koşusunu izliyordu. Yavaşça ayağa kalktı ve yemekhaneye doğru yol aldı.

Yemekhaneye vardığında herkesin yerine oturmuş ve yemeğini yemeye başlamıştı. O da hemen yerine oturdu ve yemeğe bakarak "Yine mi aynı yemekler.." diyerek iç çekti. Çocuk yemeğinden bir kaşık alarak ağzına attı. Yemeğini yemeye devam ederken kendisinden bir yaş büyük olan bir çocuk arkasından yaklaşarak "Bu Aaron bücürü yine yemek yemeğe mi gelmiş?" Aaron umursamadan yemeğinden bir kasık daha aldı. Çocuk, Aaron'un kendisini umursamadığını fark etmesiyle Aaron'un saçından çekti ve dalga geçmeye başladı. Aaron saçının çekilmesine rağmen umursamadan etrafına baktı. Kapıda birini görmesiyle yemek yediği tabağı alarak çocuğun kafasına vurdu. Çocuk acıyla elini gevşetmesiyle Aaron kurtuldu ve hızla kapı yaklaşarak boş tabağı alarak kapıya fırlattı ve kendi yere doğru bıraktı.

Bakıcı Helen duyduğu sesle hızla kapıdan girdi ve bağırdı "Ne oluyor burada!" bütün yemekhane sessizliğe gömüldü. Bakıcı yere düşmüş olan Aaron'a baktı "Ne oldu burada Aaron?" Aaron ufak bir sırıtmayla "Daniel yemeğimi dökerek bana tabak fırlattı Bakıcı Helen." diyerek ufak bir göz yaşlarıyla olaya gerçeklik vurdu. Daniel kendini savunmak için ileri çıktığında Bakıcı Helen kulağından tutarak çekiştirdi ve yemekhaneden bir hışımla çıktılar. Aaron yemeğinin dökülmesiyle "Bu günde aç kaldım sanırım." diyerek sitem etti. Aaron yemekhaneden çıkmak için adım attığında Cristina "Aaron gel birlikte yemek yiyelim." Aaron arkasını döndü ve mutlu bir yüz ifadesiyle "Pekala." Cristina'nın yanına oturdu ve birlikte yemek yemeye başladılar.

Aaron yemeğini yemesiyle birlikte serbest vakit geçirmek için bahçeye çıktı. Bahçede olan bir kaç ağaçtan birine tırmanarak bir dala oturdu ve arkasına yaslandı. Temiz havaya içine çekerken bir yandan gökyüzündeki bulutları izliyordu. Aaron gözlerini kapatarak Bakıcının kendisini bulana kadar dinlendi. Bakıcı Helen sonunda Aaron'un ağaçta olduğunu fark ederek "Aaron çabuk aşağı in! Düşersen ne olacak?!" Aaron ağaçtan atladı ve zemine değdiğinde bir takla atarak düşüşünü az da olsa hafifletti. Bakıcı Helen sinirle "Sen ne yapıyorsun Aaron? Bu çok tehlikeli bir hareketti. Hadi benimle gel. Daniel suçunu kabul etti özür dilemek istiyor." Aaron kafasını salladı "Tamam Bakıcı Helen." Aaron ve Bakıcı Helen içeri girerek banyoya kadar gittiler. Bakıcı Helen "Kendinizi temizledikten sonra odama gelin." Aaron başını eğdi ve banyoya girdiğinde karşısında Daniel'i görmesiyle "Benden af dilemeye mi geldin yoksa?" Daniel yumruğunu sıktı "Senin gibi bücürden mi?" Aaron kıkırdadı "O kadar küçük beynin var ki daha bu olayın sonuçlarının neler doğuracağını bilmiyorsun." Daniel kendisinin küçümsenmesiyle daha da sinirlenerek Aaron'a saldırdı.

Aaron yumruğa doğru dikkatlice odaklandığı sırada sanki zaman yavaşladı ve bütün açıklarını görüyordu. Kafasını eğerek öne atıldı ve Daniel'in arkasına bir yılan gibi esnek bir hareketle geçerek böbreğine sert bir yumruk attı. Daniel acıyla bağırdığı sırada yüzüne yediği tekmeyle geriye sendeledi. Aaron düşen Daniel'e sert bir şekilde baktı ve matematik işlemleri gözünün önünden geçerken aniden Daniel'in çenesinin altında sarı bir ışık belirdi. Aaron tereddüt bile etmeden sert bir tekme attı. Daniel gözleri kararmasıyla bayılmıştı. Aaron bütün muslukları açarak Daniel'i boyu kadar derin olan bir havuza attı. Havuz yavaş yavaş dolarken, çıkmadan önce bütün her yere sabun sürerek çıktı. Birkaç dakika boyunca sadece su sesi çıkan banyoya girmek isteyen birkaç çocuk izin istemek için Bakıcı Helen'in yanına gittiler. Bakıcı Helen ayağa kalktı ve banyoya doğru çocuklarla gitti. İçeride duyduğu su sesiyle tedirgin olmuştu. Sanki bir şey taşıyordu! Bakıcı Helen kapıyı açtığında üstüne küçük bir su dalgası vurdu.

Bakıcı Helen hızla içeri girdi ve koşarak havuza yetişmeye çalıştığında yerin sabunlanmış olmasıyla kayarak yere düştü. Ayakta zar zor duruyorken Daniel burnuna giren suyla uyanmıştı. Daniel etrafından suyu hissetmesiyle çırpınmaya başladı "Y-Yardım edin!" Bakıcı Helen telaşla "Sakin ol Daniel! Geliyorum hemen." Bakıcı Helen sürünerek zar zor Daniel'in yanına gitmeye çalıştı ancak bir kaç saniye önce Daniel yorulmasıyla batmıştı ve litrelerce su bedenine girmişti. Daniel'in gözleri kararırken bir el onu yukarı çekti. Bakıcı Helen'in gözleri açıldı "B-Bu nasıl oldu?! Nasıl bir anda bayıldı?" O gün Daniel hastaneye kaldırıldı ve hafıza kaybıyla birlikte bir ay boyunca hastane izni vardı. Bakıcı Helen ile Aaron bir odada "Daniel'e olanlardan sen mi sorumlusun Aaron?" Aaron masum bir ifadeyle "Ben mi? Bakıcı Helen, Daniel benden özür diledikten sonra yıkanacağını ve başının ağrıdığını söyledi. Bende banyodan çıkarak sizin yanınıza gelirken bir grup bana çarptı ve yere düştüm." Aaron'un planı tamamen işe yaramıştı. Çocuklara bedava banyo var demişti ve onlarda koştuğu sırada Aaron'u itmişler ve yere düşerek bir kaç yara almıştı.

Bakıcı Helen kafasını salladı "Anladım Aaron. Özür dilerim seni suçlamak istemezdim. Ancak müdür bunun arkasındaki sebebi istiyordu. Demek başı ağrıyordu.." Aaron anlamsızca bakarken Bakıcı Helen iç çekti "Pekala çıkabilirsin." Aaron bir saniye bile durmadan odadan çıktı ve yüzünde bir zafer gülümsemesi oluştu. Açıkçası Daniel'i öldürse bile umurunda olmazdı. Ailesi onu daha yeni doğmuşken yetimhanenin önüne atmıştı. O günden beridir gözde hissettiği farklılık yüzünden uyuyamamış veya delirecek durumlara gelmişti. Aaron'nun gözü çok özeldi. Gözüyle bir canlı veya cansızın hassas noktalarını ayırt edebilir. Bir mekanizmaya sadece bakarak nasıl çalıştığını anlayabilirdi. En ince detayına kadar görebilmesiyle birlikte bir şeye odaklandığında gözünün önünde matematiksel sayılar oluşuyor ve hesaplamalar yapılıyordu. Çok fazla kendini yorduğunda zihni bulanıklaşıyordu ancak çok gariptir ki bunu çiçeklerin yapraklarını yiyerek düzeltebiliyordu.

Aaron bedenindeki sırrı öğrenmek için can atıyordu. Daha altı yaşında olmasına rağmen kendi yaşıtlarından daha olgun düşünebiliyor ve daha çok zekiydi. Ayrıca en büyük yeteneklerinden birisi ise aşırı derecede çevik olmasıydı. Bu sayede onun için kaçmak taş zeminde bir karıncayı kovalamak kadar kolaydı.

Aaron günlerin geçmesiyle birlikte geceleri yemek çalmayı alışkanlık haline getirmişti. Bunun için bazen diğer çocuklarla anlaşma yaparak sıralarını alıyordu. Aaron bir ayın geçmesiyle birlikte Daniel'in gelmesiyle çoktan değişmişti. Sadece bir ay içinde içindeki gizemi daha çok anlamıştı. Bu gözler belki daha çok işe yarabilirdi ancak Aaron bu gözleri hırsızlık için kullanıyordu. Yer ve zaman saptaması inanılmaz derecede yüksekti. Ayrıca yaptığı planlarla kusursuzluğu erişiyordu. Bu zamana kadar bir kez bile yakalanmamasıyla özgüvenini hiç kaybetmemişti. Aoran yatakhaneden çıkarak Cristina'nın çağırmasıyla yemekhaneye indi. Tanıdık bir yüzü gördüğünde gülümsedi ve Daniel'e selam verdi. Daniel korkuyla Aaron'a baktı ve kafası eğdi. Aaron'nun hoşuna giden durum ile birlikte yüzünde bir sırıtma oluştu.


Okuduğunuz için teşekkürler (:

HırsızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin