Bölüm şarkısı; Bobby Darin - dream lover
"Şimdi ne olacak?" dedim hafif fısıldayarak.
"Bilmiyorum. Kurtulmamız çok zor. Amon bizi çoktan yakaladı. Tuzağa düştüğümüz an tuzağın ipi yer altından sinyaller vererek ona ulaşmıştır bile." dedi. Sürekli kıpırdanıp çıkmaya çalışıyordu.
"Amon da kim?"
Derince nefes verdi, "Bak, Osiana aslında çok güzel bir yer. Üstündeki canlılar da öyle, eskiden tüm canlılar uyum içinde yaşarlardı. Sentorlar, satirler, minotorlar... burada yüzyıllar önceki yaşam hep anılır çünkü o zamanki huzur ve mutlulukdan bir eser kalmadı. Her topluluğun kendine ait eğlenceleri vardı örneğin satirler, yazları tüm satirler ormanın en güzel yerinde toplanır ve şarkılar söyleyerek ateş dansı yaparlardı. Onları izlemek o kadar güzel ki bir bilsen. " dedi gülümseyerek ve devam etti,"Kısacası şuan Osiana o kadar huzurlu, Mutlu ve güvenli değil. Kendi halkına bile. Bunun nedeni Amon. Yüzyıllardır Osiana'yı kendi toprakları olarak görüyor ve kendini Osiana'nın kralı zannediyor. Korkutarak yanına aldığı bir sürü canlıyı da ya askeri ya da hizmetçisi yapıyor. Burada yaşamayı bize zulüm ediyor. Emirler veriyor ve yapmayan kişileri acımadan öldürüyor ve bu tuzağı da senin insan olduğunu duyup bize kurmuş olsa gerek. Ağaçlar ona iletmiştir." dedi Cole gözlerini devirerek. Etrafına baktı ve sanki birinin duymasından endişeleniyor gibi bakış attı ve hafifçe yanıma yaklaşarak," Buradaki bazı, ağaçlar bile Amondan yana." dedi sessizce.
Bunu demesiyle irkildim ve etrafımdaki ağaçlara baktım. Ürkütücüydü.
Onu dinlerken bu Osiana'ya daha da çok büyülenmiştim. Fakat bu güzel zamanların eskide kalması üzmüştü.
"Peki sizler neden hiç bir şey yapmadınız? Bir sürü canlı olduğunu söyledin, neden hiç kimse bu Amon'a karşı çıkmadı?" dedim merakla.
"Karşı çıkmadığımızı kim söyledi?" dedi hafifçe tebessüm ederek ve devam etti, " Bu süreçte Amon çoğu Osianalıyı esir alıp askeri yapmıştı ve sayıca üstün oldukları için karşı çıkanları kolayca yakalayabiliyorlardı." dedi.
Bu kötüydü, çok kötüydü. Kendi halkına eziyet etmek zorunda kalan bir sürü canlı vardı.
Konuyu daha fazla uzatmak istemezcesine konuyu değiştirdi,"Şimdi plan yapmamız gerekiyor. Şuan buradan kurtulmamız çok çok zor ve denesek bile bitkin düşeriz. Onun yerine Amonun adamlarının bizi götürmelerine izin vereceğiz. Bizi zindana atacaktır. Zindanda yıllar önce kazılmış gizli bir tünel biliyorum, büyükbabam ve arkadaşları esir alındıkları zaman Amondan kaçmak için kazmışlar ve olurda bir gün biz de esir alınırsak kurtulabilmemiz için ailemize anlatmış. O yüzden kurtuluşumuz kolay olacak." dedi.
Bu tünele güveniyordu. O yüzden içi rahattı. Umarım kaçmayı başarabilirdik.
Kafamı 'tamam' anlamıyla salladım. Ve bizi almalarını, rahatsızca ağın içinde beklemeye başladık.
Yaklaşık yirmi iki dakikanın ardından çalılıkların ilerisinden bir kaç kişinin düzensiz koşma adımlarını duyduk. Nedensizce ellerim titremeye başladı. Korkuyordum. Her ne kadar kurtuluş yolumuz olsa da bana zarar verebilecek olmaları beni korkutuyordu. Cole bunu fark etmiş olacak ki, "Korkma bir şey olmayacak ve korktuğunu belli etme, korkunla beslenirler." dedi, bir ellerime bir bana bakarak. Yine kafamı olumlu anlamda salladım.
Çalıların arasında bir kaç kişiden fazlası vardı. Sadece Ay'ın aydınlattığı ışıkla bu kişilerin yüzlerini seçemiyordum. Ama bir tanesinin ayağı tam ağaçların arasından sızan ay ışığının önüne gelmişti. Adamlar kendi aralarında bağırarak konuşuyorlar, ben ise gördüğüm şey karşısında şok geçiriyordum. Oradaki adamın ayağı aynı boğa ayağı gibiydi. Sanırım hepsinin ayağı öyleydi. Beynim bana oyun mu oynuyordu yoksa bu gerçek miydi?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
OSİANA
FantasyGördüğün her dağ ve taş, her dere ve tepe ile burası Osiana. İmkansızlıkların var olduğu, Öykülerden bile güzel, büyülü ve gizemli bir ülke. Her canlının birbiriyle huzur içinde yaşamaya çalıştığı fakat zalim biri yüzünden başaramadığı yer burası. B...