part 7

14.3K 180 148
                                    

multi: Alice'in partide giydiği kombin.


Emma hazırlanmak için bize gelmişti. Evde benim dışımda kimse olmadığı için rahatça hazırlanabiliyorduk. Yanında partiye giyeceği elbiseyi de getirmişti. Askılı mini bir elbiseydi, Balkan ailesi asla böyle bir elbise giymesine izin vermeyeceği için bizde giyiniyordu.

Ne zaman bir parti olsa ve ailesinin izin vermeyeceği bir şey giyecekse önce bize gelir giyinir öyle giderdi. Ailesi bir yere gitmesine izin vermiyorsa da Alice'le gidiyoruz derdi, izni koparırdı. Evet, ben o ailelerin bayıldığı ahlaklı arkadaştım.

(Emma'nın parti elbisesi):

(Emma'nın parti elbisesi):

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Emma çok güzel bir kızdı. Uzun kızıl saçları, kahverengi gözleri vardı, 170 boyunda ve güzel bir fiziğe sahipti. Yani ne giyse yakışırdı. Giydiği mavi parıltılı elbise de çok güzeldi. Gözlerine de elbisesinin rengiyle uyumlu kelebek makyajı yapmıştı. Süper gözüküyordu.

''Bu partinin yıldızı sen olacaksın sanırım, bu sefer gerçekten kendini aştın, mükemmel gözüküyorsun fakat bu kadar abartmaya gerek var mı? Millet daha basit şeyler giymez mi acaba?'' diye sordum.

''Basit giyinemem, bu bizim zafer partimiz olucak Alice, hatta, sen de biraz abartabilirdin.'' dedi giydiklerimi süzerek.

Siyah beyaz kareli eteğimin üstüne tişört geçirmiştim, üstüne de en sevdiğim hardal kazağımı almıştım.

''Benden anca bu kadar Em.'' dedim gülerek.

''Kızım sen yurt dışına falan gitmiycek misin oralarda bir sürü yeni insanlarla karşılaşıcaksın, özellikle İtalyan erkekler AHHH! Gitmeden önce acilen sana alışveriş yapmalıyız.'' dedi Emma bilmiş bilmiş. Grubun annesiydi hep, grup dediğim de iki kişiydik.

''Tamam çıkarız da kendi tarzımın dışına çıkmam ona göre.'' dedim.

Bana göz devirip makyajımı yapmaya devam etti. Farla eyeliner yapmıştı ve kırmızı ruj sürmüştüm. Sanırsam hazırdık.





Emma'nın arabasına bindik, 16. yaş günü hediyesi olarak almıştı ailesi bu arabayı. Benim arabam yoktu. Sürmek beni korkutuyordu. Neyse ki Emma nereye istesem götürürdü. Özel şoförüm misali :)

Radyoda Megan thee Stallion- Whats New çalıyordu. Çok havaya girmiştik.

Okulun ordan Adien' ı aldık ve Brandonların evine yola çıktık. Adien da kot üzeri renkli desenlerden oluşan bir gömlek giymişti.

Emma Adien'ı davet etmeme şaşırmıştı, benden böyle bir hareket beklemiyordu tabii, ona bunun randevu olmadığını yüz kere söylememe rağmen kaş göz yapıyordu.

Gelmiştik. Brandonlar çok zengindi, oturduğu malikane Londra'nın sayılı ailelerinden olan Norman ailesine aitti. Onların tek erkek çocuğu olmak, Brandon'ı veliaht konumuna koyuyordu. Bu yüzden derslere girmese bile sınıfı geçebiliyordu. İşte, paranın gücü...


Oh, daddy Ø daddy issuesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin