Hızlı adımlarla yemekhaneye çıkıverdim merdivenleri akrobatik hareketlerle çıkmıştım. Fabrikanın aşçısı olan Erdal abiyi aniden çıkan merdiven sesiyle korkutmuş gibiydim. Erdal abinin yemekleri çok güzeldi fakat tek sıkıntı demlediği çayın dibi görününce bayat demin üstüne su almasıydı:) Aslında yemekhaneye çalışanlar için çay götürmeye gitmiştim çay her zaman ki gibi bayat çaydı. Bardakları sıcak suyla çalkaladıktan sonra çayı doldurdum. Babamı gördüm bir bardak çay babama verdim diğerlerine de verdikten sonra pek işim yoktu. Ne yapacağım şimdi diye düşünürken aklıma sosyal medya takılmıştı fakat gündemi yoğun takip ettiğimden dolayı pek bakılacak bir şey yoktu. Fabrikanın karşısında sahil vardı. Sahile gitmedim ama gölge bir yer bulup oraya oturuvermiştim. Karşımda memleketim vardı. İnsan tek olunca kafası karışır her şeyi düşünmekten ziyade aynı anda bir çok şeyi düşünmeye çalışırmış. Benimde bir yıl boyunca kafamı kurcalayan şey raflar arasından sıyrılıp aniden çevrim içi olmuş gibiydi. Karşımda Fedua'nın hayali belirmişti. Sakın! Sakın! Sakın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜHÜR
RomanceNeredeyse bir sene oldu seninle konuşmayalı. Azıcık sesini unuttuğumu zannediyorum kendi dünyamda beklenmedik doğa olayları meydana geliyor. Ben seninle olduğum her rüyayı senle geçirdiğimiz onca maziyi her gün yaşıyor gibiyim. .................. Ü...