Bİ UYUYUP UYANALIM

28 5 0
                                    

Bir insanın yaptığı her şey ileriyi etkileyebilir mi? Anlık alabileceğim kararlar bile geleceğimi etkilediğini o an fark etmiştim. Saçma sapan geçen bir ilişkim vardı. İlişki yazmaya bile iğrenerek çekiniyorum. Pişmanlığın yanı sıra hayvan gibi tecrübe kazanmıştım. Bir insan sayesinde bir çok kişilik tanıma fırsatı insan eline bir kez geçiyor anladığım kadarıyla.  Liseye ilk geçtiğimde aynı serviste bulunduğum kızı benden büyük zannediyorum ve saygı çerçevesinde büyüklere seslenir gibi sesleniyordum. Sonra onun aynı yaşta ve diğer sınıfta olduğunu öğrendim. Hareketleri çok olgundu ve sevmediğim kendini gösterme çabası vardı hissediyordum. Ama bu hareketleri bana çok sıcak gelmeye başlamıştı. Sevgi nedir nasıl sevilir bilmiyorum. Çok samimiyetimiz bile yoktu ve ben hep ona karışırdım. Birden sorgulamadan etmeden arkadaşımla birlikte mektup hazırladık. Evet o zamanlar kitap denen altın varlıklardan baya uzaktım. İki kelime yan yana getirip cümle kurmayı bile beceremeyecek düzeydeydim. Hal böyleyken arkadaşımla yazdık bir şeyler ve kursta o kağıdı vermeyi düşünüyordum. Verdim de pazartesi o kağıdı Fedua'nın şimdi ki ama o zaman baya birbirlerine uzak olan dostu Berfin getirip bana vermişti. Kısacası geri göndermişti. Üzüldüm karmakarışık duygular içindeydim. Ama peşini bırakmadım beni sevene kadar uğraştım. Sevgili şeysi olduk işte en sevmediğim tabirdir aynı zamanda Sevgili kelimesi. Bu ilişki de ailemle ters düştüm. Anamı üzmüştüm kurduğu ve gerçekleşmesini istediği hayalleri iki senede olasılığı alınamayacak bir düzeye getirmiştim. Ama eğleniyordum onla vakit iyiydi. Geçirdiğim her vakti konuştuğumuz her şeyi Fedua'ya anlatırdım. Çok güzel bir duygudur dediğim zaman Fedua'ya ve dediği kulağımda çınlayan sözü "Eminim öyledir." dedikten sonra küçük tebessümü. Fark edemediğim tek şeyin sırtımda büyük bir yükün olmasıydı. Ailemle aram eskisi gibi değildi. Onun bana açtığı stres sıkıntı yirmi TL'yle oynan bahis de 1000 TL kazanç demekti. Ne kadar mutlu olursam olayım bu mutluluk açılan dertlerin yanında hiçti. Son zamanlara doğru iyice tadım kaçmıştı. Artık sürahi dalmış taşıyordu bile. Açılan veya ortaya çıkan sorunlar halledilebilecek yerine üstüne düşülmesinden rahatsızdım, söylenen hiçbir şeyde takılmadığımı da fark etmiştim ve dedikleri gibiydi benim olayım: " Üstüne düşen korkarak seven kaybeder daima." klişe ama çok doğru. Annesinden babasından çok düşünüyordum. Noktayı koymak zorundaydım beslediğim sevgi iade edilen eşya fişi gibiydi. Geri iade etmek istiyordum. Biraz uzun sürdü. Ama iade ettim. Almak için ödediğim hiçbir şeyi geri alamamıştım. Annemin babamın hele ki kardeşlerimin gözünde kalbinde değersizleştiğimi hissediyordum. Ama öyle olmadığımı geç anlasam da... Beni en çok yıpratan şey ileride yeğenlerim olur belki onlara kardeşlerim anlatır olanları onların gözünde nasıl biri olarak kalacaktım? Kafamdaki sorular böyleydi biraz farklı. Fedua'ya her şeyi anlatmıştım. En pisinden en iyisine. Beni çok iyi tanıyordu. Çok iyi arkadaştık. Sennur, Fedua, Asım ve yeni yeni tanımaya başladığım Halime. Hayatı kitaplarda yaşamak isteyen hiçbir öğretmene laf getirtmeyen Halime'ye bile eski ilişkimden kurtulmak için  annemin dilinden mektup yazıp kıza vermiştik. Koskoca mazi Berfin sayesinde açılmıştı. Fedua'nın anlattığım çoğu şeyde sessiz kaldığını hatırlıyorum sadece  iğreniyor da olabilirdi aralarda. Onu sinirlendirmeyi çok severdim beni çimdirmesini, ve çimdirmesi için sinirlendirirdim. Laf yarışına girerdik çoğu zaman, zıt düşüncelerdeydik siyasi olarak diye kendimle sohbet ederken odama yaklaşan o koca yürekl,i evin meclis başkanı anamın sesi:

" Hadi oğlum kalk saat 08.30" annemin bu şekilde çağırmasına alışmıştım şok etkisi yaratarak pijama katı evden çıktığımı bilirim ama suyu yüzüme vurmadan ayılmam içindi galiba. Saat her zaman ki gibi 07.00'ydi. Annemle göz göze gelmek istemiyordum aslında. Aha! Geldim. 

"Vedat?"

"Ana?"

"Yatmadın mı gece? Yoksa..."

"Hayır anneciğim yemin ederim barışmadım konuşmuyoruz. Sadece uykum gelmedi ondan yatamadım."

Annem düşünceli bir insandı. Kız arkadaşımın olmasını istememesinin başlıca sebebi kendimi çok fala kaptırmam ve hiçbir şekilde iki işi aynı anda götüremememdi. Haklıydı. Ve artık annemi evdekileri yeterince üzdüğümü ve kotamın dolduğunun farkındaydım. Gece boyunca düşündüğüm şeyler arasında ders çıkartmam gerekiyordu çıkarttım, hiçbir şekilde kendime kattığım bir şey yoktu. Kendimi geliştirmem ve başarılı bir insan olmamın zamanı geldiğini biliyordum. 11.sınıfta iki yıllık kaybı kapatmam gerekiyordu. 9 ve 10.sınıfta ders çalışmadım ama dizi film izledim, izlediğim diziler içinde Hercai, Bir Zamanlar Çukurova, Erkenci Kuş gibi saçma sapan senaryoya sahip dizileri izlemedim. Kaliteli iyi IMDb' si yüksek olan çoğu şeyi izledim diyebilirim. Bence insanı izlediği şeylerde yükseltebilir. 11.sınıf güzel geçecekti. Çalışacaktım. Fedua'yı sevmemin bana getirdiği en güzel şeydi çalışmak, okumak... 

   Fedua çalışkan bir kızdı. Hatırlıyorum 10.sınıfta öğretmen masasının etrafında oturmuşuz konuşuyoruz. Birbirimize sorduk:

"Kız Fedua sen buraya kaç puanla geldin?"  diye sordum ama tam puanı aklımda değil. 360 üstüydü sanırım. 

"Ya sen ?"

"394" demiştim. 

"Aslında zekisin ha, ama çalışmıyorsunuz." deyince orta okul klişeleri canlandı gözümde öğretmen veli ilişkisi anladınız. Evet Fedua bana zeki demişti hoşuma gitmişti. Neden şuan aklıma geliyorsa :) 

 Çoktan yola çıkmış yine dalmışım abboo! İlginç bir tepe çıkıyordum. Okulumuzun tepesi. Rakımı kalabalık bir sayı. Abi bir insanın okulu tepeciğin başında olmamalı. Okul yeni açıldığı için servise binmiyordum. Zaten ayrı servis tutacaktım onunla aynı serviste solumak bile damarlarımda gezen oksijensizlikten ötürü yeşil kanın bunu hak etmediğini düşünüyordum. Okula varmıştım. Aman Allah'ım bir göz onca insan arasında göze çarpabilir mi? Yok yok tabi ki yanlarına gitmedim arkadaşlarımın yanına gittim. Ama gözüm kulağım ruhum o çift mavi gözlerle. 

Bölüm sonu.

(Arada kendimi yazmaya kaptırdığım zaman gözümden kaçan yazım ve noktalama kurallarına aykırı yazdığım için af ola.)

"ŞU SEVMEK İŞİ BAKKAL DEFTERİ GİBİDİR ÇOĞU ŞEYİ SİLDİĞİN GİBİ ÇOĞU ŞEYİ DE YAZARSIN."

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 07 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MÜHÜRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin