Bu bölüm eskilerde olan bazı olaylara açıklık getireceğim unuttuysanız gidip bir göz atın <33
Hava çoktan kararmış olmasına rağmen yaklaşık birkaç saattir aralıksız yürüyordu Liam, nereye gittiğine dair en ufak bir fikri yokken bugün gördüğü rüyanın gerçekten theo'ya ait olup olmadığını merak ediyordu. Gözlerini yoldan çekip etrafına baktığında ormanlık bir alana geldiğini gördü.
Hemen karşısında bir yol vardı fakat belli ki uzun zamandır kimse geçmemişti bile. Asfalt kırılmaya yüz tutmuştu ve yerlerde benzin olduğunu tahmin ettiği kötü kokulu bir sıvı vardı. Yolun karşısındaki terk edilmiş eve baktı. Içinden bir ses oraya gitmesini söylüyordu. Etrafa son kez bakıp adımlarını kırık dökük eve yönlendirdi.
Yoldan geçerken bile çıkan seslerden neden burdan araba geçmediğini anlamıştı, eğer araba geçse yer altını boylardı. Ceplerinde olan ellerini çıkartıp yavaşça kapıya yaklaştı. Kapı eve göre sağlam görünüyordu, hatta fazlaca sağlamdı. Içerden gelen sesleri duyup kulağını kapıya yasladı.
"Vampirleri yenmek istiyorsak bir olmalıyız, sizin çocuksu kavgalarınızla uğraşamam"
"Sen daha gerçek bir kurt bile değilsin bir de alfamiz gibi mi davranıyorsun"
Liam kaşlarını çattı, oluşan sessizlik içini ülpertmişti.
"Eğer ben olmasam ilk dolunayında tüm aileni öldürüyordun Danny, hatırlatayım dedim, ayrıca alfalığımla bir problemi olan gelip benimle dövüşebilir."
Liam duyduğu sesin boğukluğundan dolayı kimden geldiğine emin değildi, ama konuşma tarzı tamamen Theo gibiydi. Heyecanla kapıyı açtı. Kızlardan biri üstüne atlarken Theo kızı havada yakalamıştı.
"Onun kusuruna bakma Liam, hoşgeldin"
"Bu senin sürün mü?" Liam şaşkınlıkla karşısındaki 10 belki daha fazla kişiye baktı.
"Hayır sadece 7 tanesi benim sürümden, diğerleri bana borçluydu ve yardım edecekler"
Liam gülümseyerek theo'nun elini tuttu. "Seni özledim"
"Oysa daha rüyanda konuştuk"
"Ah, onu nasıl yaptın?"
"Ben değil Maria yaptı, sürünün büyücüsü"
"Cadı" diye düzeltti oldukça siyah giyinmiş olan kız, eğer Liam onu sokakta görse korkup kaçabilirdi bile. Theo gülümseyip kızın omzunu pat patladı.
"Siz kaynaşın, bu sefer kavga etmeden" derken Danny ve Henry'e baktı. Liam baktığı kişilere göz attığında ikisinin Stiles ve Derek gibi olacağını düşünmüştü.
"Ben kavga çıkartmadim, şu cadı kız zaten gelecekte evleneceksiniz boşa tartışmayın demeseydi böyle olmazdı" dedi biraz daha uzun olan.
"Rahat ol biraz Henry, Liam ve benim bir işim var, kavga etmeyin"
Liam gülümserken Theo elinden tutup onu boş olan odaya çekti. Liam saniyesinde theo'yu kapıya yaslayıp dudaklarına yapışırken, Theo, Liam'ı belinden tutup yerlerini değiştirdi ve Liam'ı kapıya yasladı.
Öpüşmeleri derinleşirken içerden gelen konuşma sesleri pek umurlarında değildi. Üstlerindeki kıyafetler yavaşça parkedeki yerini bulurken dudaklarını birbirinden ayırmıyorlardı.
***
"Liam nerde kaldı" dedi Scott, bu soruyu yarım saat içinde yaklaşık on kere sormuştu. Malia, Kira'nın omzuna yatmış bir şekilde duruyor ve Lydia ise telefonda Parrish ile konuşuyordu. Scott iç çekerek ceketini aldı, dışarı çıkacakken Issac elini Scottun omzuna koydu.
"Sakin ol, kötü bir şey olsa sana seslendirdi"
Scott kararsizca baktı, Issaca her zaman güvenirdi fakat betasına bir şey olma düşüncesi onu maffediyordu. "Emin misin?"
"Eminim tabiki" derken yanağını okşadı yavaşça. Ardından Scott bir şey söylemediğinde kumral çocuk tekrar konuştu.
"Güven bana"
"Sana hep güveniyorum"
Onlar birbirlerine sarılırken malia ikisine bakıp gülümsedi. "Derek ve Stiles nerde?"
*
Stiles okulun çıkışında yavaşça gezerken Lydia'yı gördü. Heyecanla derin bir nefes alıp yanına adımladı. "Günaydın" dedi uzatarak.
Lydia ise bir şey demeden ilerlemeye devam etmişti. Stiles üzgünce arkasından bakarken omzuna konan elle irkildi. "Günaydın Stiles"
Stiles arkasını dönüp Derek'e baktı. Ondan korkması mı gerekiyordu bilmiyordu ama içinde bu adama dair iyi hisler vardı. Gülümsemesini söndürmeden bir süre yüzünü izledi, daha sonra Derek olayın garipleştiğini fark etti ve yürümeye devam etti.
"Ah evet bunu hatırlıyorum!"
"Sanırım o zaman ilk defa senden hoşlandım"
"Onun öncesi pek iyi değildi"
"Evet,mesela ben hapise girmiştim falan"
"Hey, girmek sayılmaz o"
Derek gülerken kolunu stilesin bedenine sardı. "Tamam"
"İtiraz etmeyecek misin?"
"Hayır, sevgilim"
Stiles yataktan düşerken, Derek'in ilk kez kahkaha attığını duymuştu.
***
Selam, uzun zaman oldu ama biraz zorlandım yazmakta açıkçası. Aklımda çok şey vardı hangisini öne alsam bilemedim umarım sizi sıkmıyorumdur olayları hızlıca ilerletmek istemiyorum çünkü.Yorum yapanlara çok teşekkür ederim okurken çok eğleniyorum ve yazmaya motive oluyorum :)
Bu arada söylemeyi unuttum ilk bölümlerde theo'nun iş karıştırdığını düşünüyordu Liam, kişiler ve sayılar vardı falan. Theonun sürüsu ile alakalı belki onları hatırlamıyor olabilirisiniz
Öptüm sizi 😽
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I need you /sterek/thiam
Lupi mannari"O bir katil" Derek parmağı ile Theo'yu işaret etmişti. Liam konuşmak üzereyken Theo'nun kahkahasını duydu. "Evet, ben bir katilim. Ablamı, sevgilimi, arkadaşlarımı öldürdüm. HEPSINI DE KENDIM IÇIN YAPTIM. Peki ya sen Derek? Hepiniz benim gibisiniz...