O kadar çok yorum geldi ki gaza geldim gene....
Beacon Hills
Liam
Gözlerimi açtığımda tüm vücudum ağrıyordu. Ölmüş gibi hissediyordum, etrafımda birşeyler konuşuluyor ama hiçbirini idrak edemiyordum. Kafamda sadece birkaç kelime dönüyordu.
Theo yaralıydı, kanaması vardı. Ona yardım etmeliydim,onu kaybedemezdim.
Olayı idrak etmeye başlayınca gözlerimi kocaman açıp etrafıma bakındım. Bir sandalyede bağlıydım. Etraf normal bir ev ortamı gibiydi, sesleri dikkatlice dinlediğimde evde sadece kendi kalp atışımı ve aşina olduğum gerizekalı'nın kalp atışını duydum. İkimizi evde yanlız mı bırakmışlardı? Avcıların bu kadar salak olduğunu düşünmüyordum. Theo'nun kalbi atıyordu ama iyi miydi emin değildim.
"THEO İYİ MİYSİN?"
Arkamdan bir mırıldanma sesi geldiğinde arkamda olduğunu anladım. Derin bir nefes alıp ona bakmaya çalıştım ama ipler çok sıkıldı. Theo esnerken kalbim korkudan hızlıca çarpıyordu, avcılardan korkmuyorum , Theo'ya birşey olma ihtimalinden korkuyordum. Bunu düşünmek bile beni ülpertiyordu.
"İyi misin?"
"Evet, ya sen" dedi theo iyi olduğuna inanmayacağım bir sesle.
"İyiyim bende,evde kalp sesi duymuyorum,nefes sesi de yok avcılar bizi yanlız bırakmış olamaz değil mi?"
"Onların avcı olduğuna inanacak kadar aptal mısın?"
"Neler o zaman?"
"Bilmiyorum,ama eğer tahminlerim doğruysa... Pek iyi şeyler olmaz"
"Theo bişey söyle. Kim onlar?"
"Bak Liam, hiçbir şeyden emin değilim ve umrumda değil, fırsat bulduğum ilk anda kaçacağım"
"En son bunu dediğinde tuzağa yem olarak kendini attın. Bu sefer lütfen gerçekten kaç"
Theo sinirlice bir şeyler mırıldandı. Ben ise sadece sırıtıyordum. Anlamadığım bir nedenden dolayı sürekli beni koruyordu,kimse-kendi öz ablası bile-umurunda değilken beni kurtarması garip geliyordu. Hiçbir şeydim onun için ama sürekli benim için ölümü göze alıyordu.
Theo'nun bana seslenmesi ile düşüncelerden sıyrıldım."Hey dunbar"
"Ha?"
"Diyorum ki pençelerini çıkart ve iplere geçir"
"Arkamı göremiyorum ya sana denk gelirse"
"Tek şansımız bu"
"O zaman sen yap"
Theo'nun göz devirdiğini tahmin edebiliyordum. Ama umurumda değildi.
"Yap şunu dunbar"
"Sana zarar vermek istemiyorum"
"Dedi iki kere burnumu kıran kişi"
"3" diye düzelttim. Ardınan pençelerimi iplere geçirdim.
***
''Stiles"
Derek göz devirdi ve yan tarafta uyuyan çocuğa baktı.
"STİLES"
Stiles esneyerek doğruldu. "Hmm?"
"Liam'ın evine baktım,kimse yok"
"Bana evde bekleyeceğim demişti"
"Bana kalırsa unuttu"
"Herkes sen mi koca adam?"
Stiles telefonunu çıkartıp çaldırmaya başladı.
Telefon bir süre sonra açıldı ve Theo'nun sesi vardı."Ne var stiles?"
"Liam nerde? Hem sende ne arıyor onun telefonu"
"Liam duşa girdi, çıkınca haber veririm"
Stiles şokla Derek'e baktı. Ardınan aklını çalıştırdı. Liam ve Theo asla sevgili olamazdı. Bu bir tehlike alarmı olmalıydı. Sonuç olarak stiles artık FBI ajanı idi veBeacon Hills'in kahramanı olmayı özlemişti
***
Ben kitap büyüyene kadar bölüm atmayacaktım çko gaza geldim:')
BEN DEREK& STİLES ARASINI NASIL YAPACAM AQ OLMUYO KAFAYI YİCEM YAZAMIYOM BEZDUM. BEZ DU M
Geçen bölüme çok güzel yorum gelmiş buna da çok yorum atın pıtırcıklarım hadi bakem size güvenim sonsuzzzzzzzzz
Muah♥️
Gidelim Sude bunlar istemiyo bizi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I need you /sterek/thiam
Werewolf"O bir katil" Derek parmağı ile Theo'yu işaret etmişti. Liam konuşmak üzereyken Theo'nun kahkahasını duydu. "Evet, ben bir katilim. Ablamı, sevgilimi, arkadaşlarımı öldürdüm. HEPSINI DE KENDIM IÇIN YAPTIM. Peki ya sen Derek? Hepiniz benim gibisiniz...