HyunjinMinho hyung kolumdan tutmuş ve beni oradan çıkarmıştı. Onu bulacağım... bir gün seni bulacağım gizemli kişi ve o zaman... ikimizde mutlu olacağız umarım. Benden niye kaçıyorsan onu da anlamadım...
Felix
Jisung ile okuldan çıktıktan sonra bir fastfood restoranına uğramıştık o kendine yemek ben ise sadece dondurmalı bir milkshake almıştım. Arabayı bir yere park edene kadar ben ona ikizlerin bana karşı olan tehditlerini anlatmış ve mızmızlanmıştım milkshake'in üstündeki dondurmayı yerken. Bir yere park ettikten sonra birbirimize dönmüştük sonra o bana sinirli ama aynı zamanda yediği yemekten dolayı da sincaba benzeyen suratı ile bakmış ve konuşmuştu.
"O kaseti sana karşı nasıl kullanabilirler 11 yaşındaymışsın."
İç çekmiş ve biraz çilekli milkshakeimden bir kaç yudum almış ve bende daha mızmız bir tonda şikayet ettim.
"Napıcam şimdi? Hyunjin'in onu saplantılı yaptığımı düşünsün istemiyorum."
"Hadi ama Lix! Onunla aranda bir bağ kuruldu bile. O gece çok uyumlu ve güzel dans ediyordunuz. Ayrıca... kaseti görse bile senin deli olacağını sanmayacaktır eminim ki."
Ben ona mızmızlanıyordum o ise özgüvenimi arttırmaya çalışıyordu. Hayır onunla konuşamazdım! bu hayatımın en büyük hatası olurdu benden tiksinir, uzaklaşırdı eminim ki. Bence böyle gayet iyiydi beni tanımasına gerek yoktu o da eninde sonunda unutacak ve bu olayın bir kutuya kaldırılıp bir daha açılmayacaktı. Evet kesinlikle böyle ola-
"Bak bak! Orada git konuş onunla, bunu yapabilirsin!"
Heyecanlı heyecanlı gösterdiği yere baktım gerçekten o ve yanında ki Hyung vardı kendine ne diyordu.... Lee Know?? galiba öyleydi.
Ben bunları düşünüp Jisung'a cevap vermeyince o da kapıyı atmış ve beni karavandan atmıştı ben nolduğunu idrak ettiğimde ise çok geçti kapıları kilitlemişti bile. Ben ona tip tip bakarken o da bana kafa hareketleri ile onunla konuşmam için işaret yapıyordu bende en sonunda bir iç çekmiş ve onların olduğu yere doğru isteksizce yürümeye başlamıştım. Eğer ona yetişmek istiyorsam biraz daha hızlı yürüsem iyi olur. Onlar arabaya bineceği sıra bende arabalarının orada durmuş ve yan çantamın kollarını sıkıca tutup sonunda konuşabilme zahmetinde bulunmuştum.
"Umm... Hwang Hyunjin sana önemli bir şey söylemem lazım."
Hwang mı? Daha az resmi olamaz mısın? Böyle dersem kesinlikle bana inanmazdı ki.
"Aa Merhaba sen Chae Ri için çalışıyordun değil mi?"
"Ne? Ne, hayır."
Bana hafifçe gülümsemiş ve saçını göstererek:
"Saçında karides vardı."
"Yani evet o benim ama ben başka bir şey söylemek istemiştim. Ben-"
"Chae Ri hiç pes etmiyor. Şu ikizler şimdide sen çıkıyorsun. Bak hiç zamanım yok ben birisini arıyorum ve onu bulmam lazım. Seni gördüğümde sevindim."
Veeee işte özgüvenim yeniden yıkılıyordu. Arabasına binmiş ve buradan uzaklaşmışlardı bile. Bana inanmadı... hayır hayır bu inanmamak değil beni dinlememişti bile. Bir süre onların gittiği yola doğru bakmış ve bu gün içerisinde çok kez yaptığım gibi yine iç çekmiş ve Jisung'un karavanının yanına gidip kendi tarafımın kapısını açtım. Kilidi kaldırmıştı Jisung'un gülen yüzü de düşmüş ve bana 'Noldu?' dercesine bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cinderella | Hyunlix
RomanceDolabımdan aldığım kitaplarla geriye doğru bir adım attığım sırada birine çarpmış ve kitaplarımı düşürmüştüm.... Kafamı kaldırıp baktığımda karşımda uzun saçlarıyla Hwang Hyunjin duruyordu. Ona baktıkça bakası geliyordu insanın. Hemen eğilip bana ya...