𝗘𝗽𝗶𝘀𝗼𝗱𝗲 8

465 55 58
                                    




Lütfen bölüm sonunda ki bıraktığım nota bir göz gezdirin. İyi okumalar!

•••••••••••••••••••

Felix

Ama her şey bitmişti.... bu... bu gerçek olamazdı bu duyduğum ses gerçek olamazdı! Hayatım bitmişti.

Sesin geldiği tarafa döndüğümde düşündüğüm rezillik başıma gelmişti işte. Her şey buraya kadardı rezil olmuştum ama sadece Hwang Hyunjin'e değil bütün okula hayır hayır... bütün mahalleye rezil olmuştum o ikizler küçük benim yaptığım dansı yapıp benimle dalga geçiyorlardı. Hyunjin'in dediği şeyi de belli belirsiz duymuştum.

"Hey bu sen misin?"


Etrafımdakilere bakmış ve odama doğru koşmaya başlamıştım ilk önce evden çıkmıştım biraz hava almış ve büyük bir iç çekmiştim. gözlerimde asılı kalan göz yaşlarının akmaması için gözlerimi kapamış ve biraz bekledikten sonra odama girmiş ve kendimi yatağa yüz üstü atıp biraz mızmızlanmıştım.

Ama şimdi mızmızlanmanın zamanı değildi o yüzden yatağımdan kalkmış ve önlüğümü çıkarıp büyük dolabıma ilerlemiştim. Burada bir yerlerde bir hoparlörüm vardı. Onu bulduktan sonra da müzik çalarımdaki şarkılarının çoğunun olduğu bir kaseti de alıp hoparlörün içine yerleştirdim ve evin arka bahçesine giderek minik bir masa çektim. Bunu yapabilirsin Felix... uzun zamandır bu zamanı bekliyorsun o aptal ikizler ve annelerinden kurtulamıyorsam en azından hayatımda bir renklenme gelebilirdi bu monoton hayatım değişebilirdi.

Hoparlörü masaya koydum ve o gece ki dans ettiğimiz şarkıyı açmış ve kapıya bakmıştım oradaydı arkası dönüktü sadece müziği fark etmesi lazımdı. Etmişti de buraya dönmüş ve bana bakıp dışarı çıkmıştı. Ben ise ona emin bir şekilde bakıyordum bana doğru gelmiş ve hafiften mutlu bir ifade ile gülümsemişti.

"O sensin.",

Mutlu mutlu bana bakarken bir anda aklına gelmişçesine cebine uzanmış ve müzik çalarımı çıkarıp bana uzatmış.

"Bu sana ait galiba."

bana uzattığı müzik çalara bir süre bakmış ve elinden alıp geri ona bakmıştım. Dilim tutulmuş şekilde ona bakıyordum bu olaylar gerçekten oluyordu şu an değil mi? O benim karşımdaydı ve bana inanmıştı hem de hiç zorlanmadan. Suçlu bir şekilde iç çekmiş ve dudaklarını aralamıştı:

"Okulda da söylemeye çalışmıştım. Sana kötü davrandım..."

Bunları söyledikten sonra inanmaz bir şekilde konuşmuştu bu sefer. Sanki bir korsanın bulduğu hazine haritasını takip edip sonunda hazinesini bulmuş gibiydi.

"O gerçekten sensin? Seni gerçekten buldum.... bu inanılmaz.",

Ben hala konuşamazken o konuşmaya devam ediyordu ardı ardına ben ise onun bu mutlu hallerini izliyordum. O gerçekten çok tatlıydı küçükken neden ona aşık olduğumu şimdi anlıyorum. Peki neden? Neden bu duygular yeniden çıkıyordu ki? Beni bulmaya çalıştığı için mi yoksa o gece ki dansın beni büyülemesi mi?

Ben bu düşüncelerle savaşırken onun dediği şeyle dünyaya döndüm.

"Hava soğuk değil mi? Aaa al... ceketimi al sadece gömlek giyiyorsun."

"Hayır! Hayır hayır gerek yok gerçekten gerek yok."

Ama o yine de bana ceketini giydirmişti. Bu çok tatlı ve romantikti ama beni seviyormuş gibi davranmasına da gerek yoktu. Ben sadece basit temizlikçi bir oğlandım eminim benim olduğunu anlayınca bütün duyguları solmuştur.

Cinderella | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin