🔹️11🔹️

4.7K 314 86
                                    

+Jungkook intihar etmiş sanırım

-Neğ?!

+Jin'e öyle bir şeyler yazmış
biz yola koyulduk ama çok
uzaktayız çabuk git yanına

Elimdeki telefon yeri boylarken gözlerimdeki yaşlar da rahat durmuyordu. Olamazdı.

Derin bir nefes alıp zor da olsa zihnimi toparladıktan sonra anahtarımı aldım ve karşı eve koşmaya başladım.

Kapı sonuna kadar açıktı...

Hayır hayır Jungkook bunu
yapmış olamazsın! Hızlıca merdivenlerden çıktım ve odasına daldım. Oturmuş telefon oynuyordu.
Ne? Oturmuş telefon mu oynuyordu?

''J-jungkook''

Sesimi duyunca kafasını bana çevirdi. Yüzünde hızla beliren endişeyle bana bakıyordu. O buradaydı ve en önemlisi yaşıyordu.

''Jimin?''

Hızlıca yataktan kalktı ve yanıma geldi.
Sıkıca sarıldım ve ağlamaya başladım. Jungkook beni sakinleştirmeye çalıştırırken arkadan kapı kapanma sesi geldi. Bir de kilitlenme

Ikimiz de kapıya baktık. Jungkook yanımdan ayrılıp girişe yöneldi. O, kapıya vurup ne olduğunu anlamaya çalışırken ben az önce yaşadığım şoku atlatmaya çalışıyordum.

Jungkook pes edince bana döndü. Ifadesiz yüzümü görünce hızlıca yanıma geldi ve bir daha sarıldı.

Bu daha da duygusallaşmamı sağlarken boynuna sardım kollarımı. Ağlarken adını sayıklıyordum. En sonunda beni kucağına aldı ve yatağa oturdu.

Yine aynı şarkıyı söylemeye başladı
Güzel sesi kulaklarımı doldururken daha da sıkı sarıldım ona. Jungkook da saçlarıma minik minik öpücükler kondurmaya devam etti şarkı arasında

Ağlamam dinince geri çekildim. Kısa bir süre gözlerine baktıktan sonra yüzüne okkalı bir tokat attım

''Nasıl intihar etmeyi düşünürsün gerizekalı!''

''Ne intiharı, ne saçmalıyorsun Jimin?''

''Taehyung aradı beni. Sen Seokjin'e mesaj mı ne atmışsın''

Telefonunu çıkardı ve Seokjin'le olan son konuşmalarını gösterdi. Benin gibi sabah nerde olduğunu sormuştu sadece

''Burada kilitli olduğumuza göre ikisi kendilerince bir şeyler yapmışlar''

''Gerizekalılar ya! Sana bir şey oldu sandım ödüm koptu''

Beni kendine çekti ve tekrar sarıldı.
O güzel kokusu akciğerlerime nüfus ederken konuştu.

''Beni merak ettiğin için teşekkür ederim. Ayrıca endişelendiğin için de özür dilerim Jimin''

Geri çekildim ve burnumu çekip gözyaşlarımı silerken gülümsedim. Salak ya. Çok tatlı görünüyordu

''Bu seni affettiğim anlamına gelmiyor''

Ayağa kalktım ve kapıya yöneldim
Açmaya çalıştığımda kilitli olduğunu unutmuştum. Salak ve rezil bir insanım
Kendi kendime söverken Taehyung'un sesi yankılandı odada

''Adam akıllı konuşasaya kadar hiç bir yere gitmiyosunuz. Vallahi bıktım bu aranızdaki soğukluktan''

''Seni kardeş dedim bağrıma bastım yaptıklarına bak! Ama görürsün
sen ben burdan çıkınca''

Oflayıp arkama döndüm. Jungkook üzgün üzgün bana bakıyordu. Of yicem

''Konuşalım mı?''

Kafamla onayladım ve yanına oturdum. Konuşup halletmemiz gerekiyordu tüm bu olanları. Kaçarak bir yere varamayacağım sanırım

''Şimdi sormak istediğin her şeyi sor bana. Dürüstçe cevap vereceğim''

''Nerede tanıştınız?''

''Lise arkadaşım''

''Neden ordaydın?''

''Kahve içmek için girmiştim.
Tesadüfen karşılaştık''

Benimle konuşurken yere bakması canımı yakıyordu. Çekiniyordu galiba benden. Ya da başka bir şey mi vardı?

''Son sorum. Benim hakkımda ne dedi sana da, bana sürtük diyecek kadar
kin güddün''

Ne kadar sakin bir dille söylesem de içim kan ağlıyordu. Jungkook yavaşça kafasını kaldırdı ve gözlerini benimkilerle buluşturdu.

''Jimin anlatmasam?
Üzülmeni istemiyorum''

''Anlat Jungkook''

''Beni bölme yoksa bir daha
kelimeleri toplayamam''

''Tamam''

''Arkadaş ortamında herkes öylesine mal mal kendi hakkında konuşuyordu.
Sonra işte bu iç çekti ve anlatmaya başladı. Senin onu en yakın arkadaşınızla aldattığını söyledi. Bir de kızın hamile olduğunu. Sonra ağladı.
Ben gerçekten sen olduğunu bilmiyordum. Yoksa böyle bir şey yapmam. Bana inanıyor musun?'

Kendimi toplayıp gözlerine baktım.
Yalvarırcasına benimkilere bakıyordu.
O da ağlamıştı. Derin bir nefes aldıktan sonra elini sıktım ve gülümsedim.

''Evet''

Nasıl onun böyle bir şey yapacağını düşünmüştüm? Ama haklıydım. Off
Çok kötü hissediyorum.

''Jungkook ben özür dilerim''

''Önemli değil''

''Barıştık mı o zaman?''

Gülümsedikten sonra az önce tuttuğum  ve hala bırakmadığım elimi sıktı. Bayağı...güven vermişti.

''Barıştık''

Yüzlerimizden silinmeyen mutlulukla birbirlerimize bakıyorduk. Bu güzel bakışmamızı aniden başıma giren ağrı kesti. Bir bu eksikti cidden!

Elimi şakaklarıma koydum. Jungkook hızla ellerimi çekip kendi elleriyle şakaklarıma masaj yapmaya başladı

''Sana koyduğum ilacı içmedin mi? Halbuki kalkınca ilk tuvalete gidiyosun diye oraya koymuştum''

Ne yani ilacı Jungkook mu bırakmıştı? Nereden biliyordu dünden kalma olacağımı?

''Dün gece içtiğimi nerden biliyorsun?''

''Hatırlamıyor musun?Bara gelmiştim?''

Kafamı olumsuz anlamda salladım
En son deli gibi içiyordum sonrası yok.
Zaten içkiye dayanıklı biri değildim.
O yüzden pek şaşırmadım.

''Rose nerde?''

''Bir taksiye bindirip evine gönderdim merak etme. Ama bir daha ona uyma''

''Ne demek ona uyma? Belki ben gitmek istedim? Olmaz mı?''

''Hadi ama Jimin ikimiz de oraya isteyerek gitmediğini biliyoruz''

''Beni benden iyi tanıman sinir bozucu''

Sinir bozucu bir şekilde gülümsedi ve masajını durdurdu. Neden durduğunu soracakken yüzlerimizin çok yakın olduğunu fark ettim

Bu yakınlık beni rahatsız etmemişti. Aksine midemin kıpır kıpır olmasını sağlamıştı.

Böyle şeyleri en son 2 ay önce yaşamıştım...

Taemin'leyken...

BÖLÜM SONU


Coincidence|Jikook|✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin