Coincidence|Jikook|✔

🔹️16🔹️

''Taemin gibi seni kullandım''

Hayatım bu 4 kelimeyle mahvolmuştu.
Göz yaşlarım daha da boşalırken beni orda bırakıp gitti.

Sadece arkasından baktım. Güvendiğim bir insan daha bırakmıştı beni. Bacaklarım işlevini yitirdi

Yere yığıldım ama tepkisizdim
Göz yaşlarım artık akmıyordu.

Gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladı sonrası büyük bir karanlık

🔹️🔹️🔹️

Gözlerimi açtığımda kendi evimdeydim
Ve başım acayip derecede ağrıyordu. Zor da olsa kalktım ve banyoya gittim

Rafda ilaç vardı. Bir de yanında bir not. Ben en son burada değildim sanki?

'Başına iyi gelir'

Ne?

Ben ben bugünü yaşadım?

Bir dakika nasıl?

Kafam iyice karışırken elime telefonumu aldım ve emin olmak
için Taehyung'u aradım.

-Tae nerdesin?

+Jin'le dışarı çıktık uyuyan güzel

-Bugün Jungkook'la beni konuşturmak için bi planınız var mı?

+Ne?Sen bunu ner-

Arama sonlandırıldı

Aynı günü tekrar yaşıyor ve geleceği görmüş olmamın olasılığı kaç?

%50? %75? %100?

Derin bi nefes aldım ve anahtarlarımı alıp evden çıktım. Jungkook'u görmeliydim. Hem de hemen.

Karşı eve varır varmaz kapıyı deli gibi çalmaya başladım. Ne kadar bekledim bilmiyorum ama sonunda Jungkook gözlerini ovuşturarak kapıyı açtı

''Jimin?''

''J-jungkook''

Hemen içeri girdim ve ona sarıldım. Önce şaşırsa da karşılık verdi. Omuzlarında kokusunu çekerken ağlıyordum. Onu kaybetme korkusu...

''J-jungkook b-beni hıck>b-bırakma''

Yürüyemiycek durumda olduğumu anladığında beni yavaşça kucağına
aldı ve kapıyı kapattı.

Düşmemek için bacaklarımı beline sardım. O da bizi odasına doğru
çıkarmaya başladı

Odasına girince kapıyı kilitledi ve yatağa oturdu. Nazik bir şekilde saçlarımı okşarken konuştu.

''Jimin?''

Kafamı omzundan çektim ve kızarmış gözlerimle, gözlerine baktım. Sonra başıma giren ağrıyla elimi şakaklarıma götürdüm.

Ellerimi çekti ve şakaklarıma masaj yapmaya başladı. Ah Tanrım!

''İlacı içmedin mi? Halbuki ilk lavaboya gidiyorsun diye oraya koymuştum''

Gözlerine bakmaya devam ettim. Cevap vermeyince o da masajı durdurup gözlerime baktı.

Bir anda gelen cesaretle elimi yanağına koydum ve yavaş yavaş okşamaya başladım. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı.

''Beni bir daha bırakma''

''Ben seni bırakmadım ki Jimin?''

''Bıraktın''

''Ne zaman?'

''Dün ya da bugün ya da rüyamda
ya da gelecekte bilmiyorum''

Elim yanağından düştü ve yere bakmaya başladım. Bana 'Seni Taemin gibi kullandım' demişti.

Elini çeneme koydu ve yüzümü onunkiyle hizzaladı. Meraklı gözlerle bakıyordu bu sefer

''Jimin rüya mı gördün?''

Gördüğüm rüya ya da kabus aklıma gelince yine kötü oldum gözlerimden tekrar yaşlar süzüldü.

''Jungkook çok kötüydü. B-ben ben bugünü gördüm. Bir daha yaşıyorum. Çok garip''

''Nasıl yani? Bugün ne oldu?''

''Tae'ler bana senin intihar ettiğini söyledi ödümü kopardılar. Sonra barıştık. Bizde kaldıktan sonra kafeye gittik. Giderken Min Ji'yi gördük. Sonra sen ona sinirlinip beni öptün. Sonra yolun ortasında öpüştük. Sonra kafeye gidince Rose geldi. Sen bana sarktığı için garsona bağırıp beni dışarı çektin. Sonra dayanamayıp bana beni sevdiğini söyledin. Sonra da babamın yanına gidicem diyip gittin.
3 gün sonra nişanlandığını öğrendik
Yanına geldiğimde bana hıck> onu sevdiğini ve beni Taemin gibi kullandığını söyledin Jungkook.
B-ben bayıldım. Şimdi burdayım''

Konuşmam bittiğinde yüzüne baktım Pörtlemiş gözleriyle bana bakıyordu
Kafamı toplayıp en korktuğum
soruyu sordum

''B-beni kullanmıyorsun değil mi?''

Kafasını iki yana salladı ve bana baktı. Yüzü normale dönmüştü.

''Hayır Jimin. Bu bu çok saçma. Nasıl aynı günü tekrar yaşayabiliyorsun''

''Artık yaşamıyorum. Sen burdasın''

Dedim ve boynuna sarıldım. Bana sarıldıktan bir beş dakika  sonra geri çekildi. Sonra ellerini yanaklarıma koydu Ben ne yaptığını sorgularken konuştu.

''Peki seni öpmem için...Min Ji'ye sinirlenmeye mi ihtiyacım var?''

BÖLÜM SONU

Söyle  ki araştırmalara göre insanlar uyurken %15 ihtimalle geleceği görebilirmiş. Hem iyi de oldu bok kalpli Jungkook istemezdiniz dimi?