Yiğit'in ağzından
Bağırışlarımın ardından yavaşça kapıyı açtı. Masum bakışlarıyla gözlerime bakıyordu. Sakin olarak "Mutfak aşağıda. İn ve bişeyler hazırla." Dedim. Önce biraz duraksadı ve "Pardon?" Dedi, değişik bir surat ifadesiyle. "Karnım aç. Mutfağa gidip karnımın açlığını giderebilecek besinler hazırlamanı istiyorum. Yeterince açıklayıcı olmuştur sanırım." Dedim. "Babanın uşağı sandın heralde" dedi.
Ilgın'ın ağzından
Son cümlemi dediğim gibi boğazıma yapışıp "Bu evde baba kelimesi geçmez küçük hanım, hele baba kelimesiyle ilgili espri, laf sokmaca hiç olmaz. Olursa sonuclarına katlanırsın. Bilmem anlatabildim mi?!!" dedi kükreyerek. Ve beni ittirip odadan cıktı. Boğazıma küçük küçük yumrular oturunca ağlıcağımı anladim ve yatağa ilerledim.
...................
Sabah uyandiğimda baş ağrısından ölüyodum. Resmen kafam ağriyodu. Arkadan bıçak mı sokan dersin, sacıma cimcik atanmı. İlaç içmek için aşağıya indim. Sesler geliyodu. Evde birileri vardı sanırım. "Sende kız oyle diyince tuttun getirdin öyle mi ?" dedi ince bir kız sesi. " Aynen öyle " dedi. Bu ses Yiğit'indi sanirim. Asağiya indim ve bir anda bütün gözler bana döndü. Yiğit'e dönerek "Ağrı kesici var mı?" Dedim ters ses tonumla. "Gec kahvaltini yap." dedi. "Sorumu algılayamadın heralde, ağri kesici var mi diye sordum." Dedim. Sinirlenerek " Bende sana kahvaltini yapmani söyledim" dedi. Yok yok bu çocuk cidden gerizekalı. Beyin yerine pamuk şeker var bunda o yüzden böyle. Araya girerek " Meraba ben İrem, bu da eşim Can" dedi gülümseyerek bir kız. Kızıl saçlı minyon tipli oldukca guzel bir kızdı. Bir dakika. Eşimmi dedi o. " Eşin mi?" Dedim şaşırarak. " Evet eşim. Biraz erken evlendik herkes ayni tepkiyi veriyor." "Bende Ilgın" dedim İrem ve Can'a elimi uzatarak. Can "Yiğit yeterince bahsetti senden, memnun oldum Ilgın." dedi gülerek " "Bende" diyerek kahvaltıya gectik. Herkes sessizce kahvaltisini ederken ne kadar acıkmış olduğumu farkettim. Ve dün akşam Yiğit'in boğazima yapistiğini hatirladim. Piç kurusu. Sanirim babasiyla ilgili büyük olaylari vardi. Neyse banane bundan. Karşımda oturan Yiğit'e bakarak "Beni eve götürmeyi ne zaman planlıyorsun. Belki beni merak eden ebeveynlerim olabilir" dedim yalan sıçarak. Güldü ve " ILGIN DERE. Nehir DERE' nin ve DERE HOLDING'IN tek mirascısı. Babası neden öldüğü bir sır olan, annesinden nefret eden, özel bir okula kayıtlı olduğu halde sadece voleybol takımı için okula giden, yalnız babasının ölüm yıl dönümlerinde annesinin yer verdiği önemli konuşmalara katılan, gelecek ayın on ikisinde 18'ine basacak olan ve hiç yakın arkadası olmayan tuhaf bir kız. Hala seni merak eden ebeveynlerin olduğunu sanmiyorum küçük hanım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİSLERİN ARDINDAN
Romance"Sislerin ardındaki parıltıda neyin nesi?" diye sordu kendi kendine 22 yaşındaki genç adam. Bilseki mutluluğunun o parıltıda olduğu. Ilgın gördüğü manzaradan sonra o boktan villadan çıktı ve koşmaya başladı. Bir yandan koşuyor bir yandan delicesine...