Kantinden alabildiğim elma ile sınıfa gitmeye çalışıyordum. Bunun için masaların önünden geçmem gerekiyordu. Zorlu bir görev.
Derin bir nefes aldım ve siyah kapşonumu kapatıp başımı yere eğerek yürümeye başladım. Tek isteğim dikkat çekmeden sınıfa gidebilmekti. Tam son masanın yanından geçmiştim ki tanıdık sesle durmak zorunda kaldım.
"Vay vay, bize selam vermeden nereye gidiyorsun?"
Floch Forster. Her zamanki gibi uğraşmak için beni bulmuştu. Neden olduğunu anlamadığım bir şekilde okulda gayet popülerdi. Genelde insanlara zorbalık yapar ve kendini üstün görürdü.
Yanında isimlerini bilmediğim iki kişi daha vardı. Bir kız bir erkek. Kendilerine göre etrafa sataşan ukala bir grup. Bir kaç arkadaşım olsaydı hemen beni rahat bırakırlardı. Ama her zaman tek olan kişiye odaklanırlar. Bana.
Durduğum yerden yavaşça arkamı dönüp Floch'la göz göze geldim. Kendinden emin ve eğlenir bir şekilde gülümsüyordu. Yanındakiler ile masada oturmuş boş boş yemeklerini yiyorlardı.
"Hadi ama bana öyle bakma midemi bulandırıyorsun."
İstemsizce itaat eder gibi başımı eğdim. Bunu yaptıktan bir saniye sonra pişman olmuştum ama çok geçti. Dalgınlığımdan faydalanıp elimdeki elmayı aldı ve küçük bir kahkaha attı.
"Eh haklısın kilo vermek için böyle şeyler yiyorsun değil mi?" Elmadan keyifle bir ısırık aldı. "Yemesen de olur boşver."
Aslında kilolu değildim. Hatta oldukça zayıftım. Okulda hiç yemek yiyemediğimden yaşıtlarıma göre bir deri bi kemiktim.
Harika. Yemeğim de gittiğine göre şuan tek amacım sınıfa gitmek. Görmezden gelmek en iyi seçenek gibi duruyor.
Arkamı dönüp hızlı adımlarla oradan uzaklaşırken gelen ses beni sinirle yerimde duraksattı.
"Korkup kaçıyor musun?"
Dişlerimi sıktım ve arkamı döndüm. Sadece onunla uğraşmak istemiyordum ama her ne yaparsa yapsın ona sinirlenmemek elde değildi. Tek istediğim suratına bir yumruk atmaktı.
Hızla üstüne yürüyüp tüm sinirimi tek bir elimde toplarken bana verilecek ceza umrumda bile değildi. Hızla elimi savurdum ama bir kuvvet beni durdurdu.
"Ha...-?"
Tam Floch'un yüzüne inmekteyken havada tutulan elime şaşkınlıkla bakıyordum. Başımı yana çevirdim.
Jean Kirschtein.
Bir anda tüm duygularım çekilmişti. Sadece boş boş duruyordum. Jean elimi bıraktı.
"Sen kim olursun da-"
"Bırak."
Floch hızla üstüme gelirken Jean koluyla onu durdurmuştu. Kaşlarımı çattım.
Onca zamandır beni tanımamazdan geliyordu. Şimdi neden yardım etmeye kalkıştı?
Floch sinir ve şaşkınlıkla Jean'a döndü. "Onu tanıyor musun?"
Jean yaz gözle bana baktı. Ona hafifçe gülümsedim. Ama dediği şey sadece kırdı.
"Hayır. Onu tanımıyorum."