beş

1K 147 273
                                    

herkes bu kitapta jeandan nefret ediyor pls-
-

Her zamanki gibi okulda boş boş sıramdan oturmuş uyukluyordum. Ve tabii ki dün hakkında düşünüyordum. Jean. Neden?

Sinirle dişlerimi sıkarken kapının hızla açılmasıyla başımı sıradan kaldırdım. Dersin ortasındaydık ve bu gürültüden öğretmen de hoşnut kalmamış gibiydi.

Başımı kaldırdığımda elinde defter olan Jean'ı görünce şaşkınlıkla gözlerimi büyüttüm. Bütün uykum kaçmıştı.

"Spor hocası gönderdi. Bir yeri imzalamayı unutmuşsunuz." Jean elindeki defteri öğretmenimize uzattı.

Öğretmen kızacakken vazgeçti ve defteri imzalamaya koyuldu. Bu kısa süre içinde göz ucuyla Jean'a baktım.

Kıyafetlerini hızla giymiş gibi özensiz duruyorlardı. Saçları her zamanki gibi, özensiz duruyor ama bu görüntüyü elde etmek için uğraşmış gibi bir havası da var. Tek fark yüzüydü.

Gözlerinin altında torbalar belli olmaya başlamış ve uykusuz duruyordu. Onu ilk defa böyle görmüştüm. Dikkatle suratına bakarken bir anlığına bana döndü.

Göz göze geldiğimizde gözlerimi kaçırmak istiyordum ama yapamadım. Jean başta duraksadı. Sonra içten bir şekilde gülümsedi.

Şokla donakalmışken öğretmen defteri Jean'a verdi ve Jean gitti.

Hâlâ donuk bir şekilde öylece kalakalmıştım. Daha demin beni umursamayan kişi o değil miydi? Hızla arkama döndüm. Belki arkamdan birine gülümsemiştir diye. Ama arkadakilerin hepsi farklı uğraşlar içindeydi.

Önüme donup başımı geri sıraya yasladım. O dünyanın en karmaşık insanıydı ve bundan nefret ediyordum.

---

Okul çıkış zili çaldığında önceden toplanmış zili bekliyordum. Zil çalar çalmaz kendimi sınıftan dışarı attım. Bugün çok bunalmıştım ve bi an önce eve gitmek istiyordum.

Okuldan çıkmış ev yoluna doğru ilerlerken aynı sokağa geldim. Küçükken Jean'ı kurtardığım yer. İstemsizce gülümsedim ve o ara sokağa bakmak için bir kaç adım attım.

O araya bakınca birini gördüm. Yerde oturmuş dizlerine kapanmıştı. Dikkatlice bakınca Jean olduğunu anladım.

Yavaş yavaş geri adım atarken Jean'ın sesiyle duraksadım.

"Gel."

Yutkundum. Ne ara fark etmişti ki? Yanına geldim ve onun gibi yere oturdum. Sessizce gökyüzüne bakmaya başladım.

"Y/n."

Bi anda konuşmasıyla ürktüm ve göz devirdim.

"Efendim?"

Başını yavaşça kaldırıp koluyla gözlerini sildi. Şaşkınlıkla ona baktım. Ağlıyor muydu? Neden?

"Hey...iyi misin?" Ne diyeceğimi bilemeyip konuştum.

"Eskisi gibi olabilir miyiz?" Yüzüme baktı.

Normalde buna hayır derdim. Bir anda her şeyi umursamayıp gitmişti. Ama şuan karşımda uykusuz göz altları ve duygusal bir şekilde dururken ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Derin bir nefes aldım.

"Kalk hadi." Ayağa kalktım ve üstümü silkeleyip elimi Jean'a uzattım. Elimi tutup kalktı.

"Şuan uykulusun. Eve gidip dinlenmen iyi olacak." Kendi dediğim şeye karışık derin bir iç çektim. Şuan uykulusun mu? Cidden mi?

Jean sessizce başını salladı. Onu ilk defa böyle görmüştüm. Açıkçası biraz üzüldüm.

"Hadi gidelim." Önden yürümeye başladım. Onu eve götürdüğüme inanamıyorum. Sanki ilkokul çocuğu.

Yol boyunca tek kelime etmedik. Onun evine geldiğimde zili çaldım. Jean'ın annesi kapıyı açtı ve beni görünce sıcak bir şekilde gülümsedi.

"Y/n! Seni görmeyeli uzun zaman oluyor! Tanrım ne kadar büyümüşsün ve güzelleşmişsin! Bu kadar arayı açma ara ara gel."

Gülümsedim. Jean'ın annesi çok tatlı bir kadındı. Önceden hep giderdim ve Jean'la oyun oynardım. Şimdi ise arada annemin gönderdiği tatlıları vermek için gider olmuştum.

"Hoşbuldum anne."

Jean konuşunca istemsizce ürktüm. Onun orda olduğunu bir anlığına unutmuşum. Jean'ın annesi kaşlarını çattı.

"Kızı yordun mu buraya kadar? Bari çantasını alsaydın!"

"Hayır hayır sorun değil. " Hızla araya girdim.

Jean içeri girdi. Peşinden gidip gitmeme konusunda tereddüt etsem de Bayan Kirschtein'ın itelemesiyle girmek zorunda kaldım.

Neredeyse ezbere bildiğim eve gelmiştim. Jean'ın peşinden merdivenlerden çıktım. Jean odasına girince duraksadım. Belki de gitmeliyim diye düşünürken kapıyı açık tutup gelmemi beklemesiyle içeri girdim.

Jean'ın odası. En son buraya 1 yıl önce gelmiştim. Jean evde yoktu. Aramız açıktı. Öylesine evi gezerken merakla girmiştim. Bir yıl öncesine göre pek değiştiği söylenemezdi. Sadece biraz karışık duruyordu.

Jean yatağa oturup gelmemi işaret etti. Sessizce yanına oturdum.

"Y/n."

Hızla ona döndüm.

"Jean?"

Çekmecesine yöneldi ve bir defter çıkardı. Defteri bana uzattı. Elime alıp kapağı araladım.

Gördüğüm şeyle istemsizce gülümsedim. İlkokul günlüğü.

"Okuyabilir miyim?"

Jean sessizce başını salladı.

Yatağın ucunda otururken sayfalara göz arıyordum. Jean bi anda yanımdan kalktı ve yatağa girdi. Şaşkınlıkla donakalmıştım. Bu kibarca kovmak mıydı?

Ayağa kalktım ve yatıp arkasını dönmüş olan Jean'a baktım. Şu sıralar hasta gibiydi. Üzülüyordum.

Üstünü yavaşça örttüm. Odadan çıkmadan önce gözüm açık çekmeceye kaydı. Kapatacakken içinde duran bir defter daha dikkatimi çekti. Üstünde "lise" yazıyordu.

Lise günlüğü mü?

Kalbim hızlanırken ikilemde kalmıştım. Eğer alırsam Jean'ın neden benden uzaklaştığını öğrenebilirdim. Ama bu çok yanlış olurdu.

"Sadece neden benden uzaklaştığına bakacağım." İçimden kendimi avuttum ve hızla defteri aldıp çekmeceyi kapattım.

Odadan çıkmadan önce gözleri kapalı bir şekilde yatan Jean'a baktım ve kapıyı kapattım.

Sunflower || jean x readerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin