final
"Sevgili günlük,
Bugün için o kadar heyecanlıydım ki kaç kere kusacak gibi oldum. Yaklaşık 2 aydır bunun için mağaza mağaza gezdim. Hâlâ pek hazır olduğumu düşünmüyorum.
Jean'a göre bu kadar abartmamalıymışım, sonuçta sadece bir "balo"ymuş. Ama haksız. Bu yıl sonu balosu. Sonunda liseden mezun olacağız ve üniversiteye gideceğiz. O balo için de arkamda güzel anılar bırakmak istiyorum.
Üniversite demişken, Jean ile aynı üniversiteye gitmiyoruz. Ama bu tamamen kendi isteğimiz. Şansa, ikimiz de New York'ta olacağız! Hatta bir daire tutmak istiyoruz.
Daha dün lisede olan biz ne ara bu kadar büyüdük aklım almıyor.
Lise...benim için pek iyi geçtiği söylenemez. Son yıla kadar. Son yıl, her şeyin telafisiydi.
Jean ile eskisi gibi olmuştuk. Her zaman ona "nasılsın, iyi hissediyor musun, doktora gidelim mi kontrol için?" dememden sıkılmıştı. Ama bilerek ona daha da baskı yapıyordum. Bana böyle önemli bir şeyi söylememesinin acısını çıkarıyordum diyelim hehe.
Ayrıca artık okulda zorbalığa da uğramıyordum, yalnız değildim. Her tenefüs Jean yanıma geliyordu. Tanrım, bir yıl öncesi olmasına rağmen çok eski hissettiriyor.
Her neyse, nerede kalmıştım? Hah, balo.
Bugün Jean akşam beni almadan önce çok stresliydim. Annem bile bana kızmıştı. Evde stresle tur atarken bi vazo kırmıştım.
Jean bana mesaj attığında hızla aşağı indim. Bir şeyler eksik gibi hissediyordum. Ama bu Jean'ı görene kadar sürmüştü. Üstündeki suit ona tam oturmuştu ve saçları hafif dağınık, cidden hoş görünüyordu. Onun bu haline bakarak biraz daha hazırlanmam gerektiğini düşünmüştüm.
Jean arabanın önüne yaslanmıştı. Beni görünce doğruldu ve elini kalbine koydu. Bu hareketi çok tatlıydı. Bana her zaman güzel olduğumu hissettiriyordu.
Arabanın kapısını benim için açtı ve kendisi sürücü koltuğuna geçti. Arabayı çalıştırmadan önce durdu. Buna karşılık ona döndüm.
"Jean, iyi misin?"
"Fazla güzel olmuşsun. Baloya gitmek yerine seni kaçırsam mı diye düşünüyordum."
Bu balo için çok heyecanlıydım. Ama...
"Hadi başka bir yerlere gidelim."
Jean'a bunu söyledikten sonra gülümsedim. Sırıtarak bana baktı ve göz kırpıp arabayı çalıştırdı.
Önce şehirin içinden gittik. Bir süreliğine Jean arabayı durdurdu ve aşağı inip geldi. Nedenini sorduğumda cevap vermedi ve sürmeye devam etti.
Bir süre sonra ışıklarla dolu bir yere geldik. Buranın lunapark olduğunu gördüğümde heyecanla Jean'a döndüm.
"Çocukluğumu pek yaşayamadım sanırım. Sensiz olmadı."
Işıklı dönen dolaba bakarken bunları söyledi. Ona karşılık direksiyondaki elini kavradım.
"Hiçbir şey için çok geç değil."
Bu akşam gece yarısına kadar lunaparkta eğlendik. Jean'ın hızlı trende attığı çığlıklarla gülmekten karnım ağrıdı. Dünyanın en güzel pamuk şekerini yedik. Jean çarpışan arabalarda bana çarpan bi çocuğu indirip azarladıktan sonra, çocuk ağladığı için ailesinden kaçtık. Sağol Jean.
Ama cidden, sağol.
Balodan çok daha güzel bir geceydi bu. Ve güzel anılar yerine mükemmel anılar bıraktım.
Evin önüne geldiğimizde arabadan indim. Jean kolumdan tutup durdurdu ve elime bir defter tutuşturdu. Yanında duran kilitli kısma bakarak bunun bir günlük olduğunu anladım. Anahtarı da bana verdi ve gülümsedi.
Ellerimi boynuna doladım ve dudaklarına hızla küçük bir öpücük verdim. Buna karşılık sırıttı ve eve doğru giderken arkamdan "hak etmiştim!" Diye seslendi.
Şimdi saat gece iki ve Jean'ın elime tutuşturduğu bu günlüğe yazıyorum. Uyumam gerekiyor ama olanları düşündükçe kalbim çok hızlanıyor ve heyecanlanıyorum. Nasıl uyuyabilirim ki...
Jean bir gün bu günlüğü okursan şunu bilmeni isterim, seni seviyorum. Bunu şuana kadar söyleyecek cesaretim olmadı. Ama seni seviyorum. Ve sonsuzluğun ötesine kadar bu duygularım değişmeyecek.
Şimdi uyumaya gidiyorum. Bakalım yarın yazacak nelerim olacak?
-Y/n"
ASLA FİNAL YAZMAYI BECEREMİYORUM ÖZÜR DİLERİM-Büyük ihtimalle bu kurguyu da silerim çünkü asssla içime sinmedi yani okudukça NE ALAKA diyesim geliyor. Ama bu bölüme kadar okuduysaniz çok teşekkür ederim😭😭💖💖