3

2K 87 7
                                    

Okuldan geldiğimden beri Berk' in "sana aşık oldum" demesini düşünüyorum. Gerçekten güvenmeli miyim? Emin değilim. Bunu anlamak için biraz zamana ihtiyacım var. Ondan bu zamanı istersem, kalbi kırılacak eğer gerçekten aşıksa.

Tüm bunlarla yüzleşirken abim odaya girdi. Yanı başıma oturdu ve,
- Güzelim sen iyi değilsin, neler oluyor anlat?
+Abi...
- Anlat. Sen benim herşeyimsin üzülmene dayanamam.
+Abi çok kötü şeyler oldu.
- Korkutma beni Aybike.
+Abi ben aşık oldum.
Ağlamaya başlamıştım. "Kim?" Diye sorduğunda, söyleyecek cesareti bulamadım. Omzuna yaslandım. Yavaşça "Berk" dedim. Sesim titriyordu.

Abim birden irkildi. Ne! Berk mi? Aybike ne diyorsun sen? Diyerek bağırmaya başladı. Bir anda SUS! diye bağırdım. Şaşırmıştı. Ama susup beni dinlemeye başladı.
+ Abi biliyorum affedilemeyecek şeyler yaptı. Ben de hala affetmiş değilim. Sende Harika' ya aşıksın. Oda bize çok kötü şeyler yaptı.
- Haklısın güzelim... Ben birden o çocuğun adını duyunca sinirlendim. İyi düşün kardeşim. Seni üzmesine izin verme, bende onu üzerim.
Diyerek beni omzuna yatırdı. Abimin bu tepkisi karşısında şaşırmadım da değil.

Tekrar sabah olmuştu. Okula gitmeye korkuyordum. Ya söyledikleri bir oyunsa? Yine beni kandırıyorsa? Bu düşünceleri aklımdan silip, abim ve kuzenlerim ile okula doğru yürümeye başladık. Okula gelmiştik. Sınıfa çıktığımızda kalabalık bir manzara ile karşılaştık. Kalabalıktan yükselen sesler nerdeyse tüm kolidoru inletiyordu. "Berk! Berk! Berk! Umut! Umut! Umut! " Yaklaştıkça yükselen bu sesler iyiye işaret değildi. Kalabalığı aşıp olayı gördüğümde donup kalmıştım.

Berk ve Umut kavga ediyorlardı. İkisininde ağzı burnu kan içindeydi. Normalde her kavgayı durduran müdür şuan yoktu, kimse müdahale etmiyordu. Birden kendime gelip onları ayırmaya karar verdim. Durun! Diye bağırdım. Sözlerime devam ettim, "Siz ne yapıyorsunuz? Ne bu haliniz? Okula olduğumuzun farkında mısınız?" İkiside olduğu yerde kaldı. Doğrulup bana baktılar. Umut söze girdi,
- Sadece tatlı bir oyun.
+ Tatlı bir oyun mu? Kendinize gelin. Okuldayız.
- Sen gelince kendime gelemiyorum ki Aybike.
Bu sözler üzerine Berk daha çok sinirlenmişti. Gözü dönmüş gibiydi. Umut' un yakasını tuttu. Umut da refleks olarak Berki itti. Berk düştü.

Oda ne!? Kan! Yerde kan vardı. Berk' in kafası sıranın demirine gelmiş kanıyordu. Bağırmaya başladım "Yardım edin! Yardım edin!" Herkes boş boş bakıyordu. Berk yavaşça yerden kalktı." Ben iyiyim yok bir şey" diyerek sınıftan çıktı. Umut' a dönüp onu ittim. Ardından Berk' in arkasından koşmaya başladım.

Onu yakaladım. Böyle nereye gidiyorsun? Lavaboya gidicem. Olmaz öyle benimle geliyorsun, pansuman yapıcam. Labaratuvara götürdüm. Neyse ki orada ilk yardım çantası vardı. Kafasındaki yara çok derin değildi kolay bir pansumanla iyi olabilirdi. Pansuman yapmaya başladım.
+Merak etme, bu işleri az çok biliyorum.
- Merak eden de kimmiş?
+ Yapmamı falan istemezsin ondan dedim.
- Pansumana gerek yok sen dokunsan geçer zaten.
Susmuştum. Yavaşça yapmaya devam ettim. Tüm yaraları bitirdim."İşte bu kadar hepsi bitti. Gidebiliriz" dediğimde bana sarılmaya başladı.

Bu sefer bende karşılık vermiştim. Sarılmayı bıraktığında bana şunları söyledi "Ben sana yaptığım herşey için çok üzgünüm, kendimden utanıyorum." Tek parmağımla ağzına sus işareti yaptım." Geçti artık" diyerek cevap verdim. Artık hislerinden emindim. Oyun yapıyorsa bile kayıp edecek neyim vardı ki? Berk' in telefonundan gelen ses ile irkildik. Telefonuna baktı, yüzü düşmüştü. Ayağa kalktı ve " benden uzak dur" dedi. Sonrada gitti. Olduğum yerde kala kaldım. Labaratuvara birilerinin girmesiyle bende sınıfa geçtim.

Lise AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin